KESK’in (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) Ankara’da düzenlediği “Geçinemiyoruz” mitingi, ekonomik adaletsizliğe ve sosyal hak ihlallerine karşı yükselen kolektif bir direnişin simgesi haline geldi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce emekçi, emekli ve sendika temsilcisi, sistematik eşitsizliklere, kötüleşen yaşam koşullarına ve baskıcı politikalara karşı tek bir ağızdan itiraz etti. Bu miting, yalnızca bir protesto değil, aynı zamanda toplumun geniş kesimlerinde biriken öfkenin bir tezahürüydü.
Ekonomik Kriz: Yoksulluğun Derinleşen Gölgesi
Mitingin en çok dikkat çeken başlıklarından biri, yoksulluk ve ekonomik krizle ilgili taleplerdi. Konuşmacılar, artan yaşam maliyetlerinden dolayı temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını dile getirdi. Büyük şehirlerde 12.500 TL maaşla geçinemeyen emekliler, üretim maliyetleri altında ezilen çiftçiler ve düşük ücretlerle boğuşan emekçiler, hükümetin halktan kopuk politikalarını sert bir şekilde eleştirdi.
Vergi sistemindeki adaletsizlikler de mitingin temel eleştirilerindendi. Özellikle dolaylı vergilerin yoksul kesim üzerindeki etkisi, sosyal adaleti bozan bir unsur olarak öne çıktı. Katılımcılar, rant ve sermaye odaklı harcamalar yerine, eğitime, sağlığa ve emekçilere bütçe ayrılmasını talep etti.
Çalışma Koşulları ve Sosyal Haklar: Hak Arayışının Sesi
Güvencesiz çalışma koşulları, atanamayan öğretmenler ve yüksek işsizlik oranları gibi konular, katılımcıların öfkesini artırdı. Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranının düşüklüğü ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi meseleler, konuşmacılar tarafından güçlü bir şekilde vurgulandı. Kamudan ihraç edilen KHK’lıların göreve iade edilmesi, adalet arayışının simgesi olarak sık sık dile getirildi.
Kayyum uygulamaları, mitingde demokratik hakların çiğnendiğinin bir göstergesi olarak ele alındı. Bu uygulamaların yerel demokrasiyi zayıflattığı ve kamu kaynaklarının yandaşlara aktarıldığı iddiaları yoğun alkış aldı. Kayyumlar, hem yerel halkın iradesine darbe olarak hem de ekonomik istikrarsızlığın bir parçası olarak değerlendirildi.
Eğitim ve kamu hizmetlerinde eşitlik talebi, mitingin temel taşlarından biriydi. Her eğitim kademesinde ücretsiz yemek ve su sağlanması talep edilirken, mülakat sisteminin kaldırılması ve anadilde hizmet verilmesi gibi reform önerileri gündeme getirildi. Bu talepler, toplumun farklı kesimlerinden gelen bireylerin ortak kaygılarını yansıttı.
KESK Liderlerinin Mesajları
KESK liderlerinden Ahmet Karagöz, sağlık ve eğitim politikalarının rant odaklı olduğunu ve bu durumun halkı mağdur ettiğini belirtti. Özellikle kayyum uygulamalarını toplumsal bir tehdit olarak nitelendiren Karagöz, yerel demokrasiye yapılan müdahalelere dikkat çekti. Ayfer Koçak ise yoksulluğun toplumun geniş kesimlerini etkilediğini, ancak kadınların bu durumdan orantısız bir şekilde zarar gördüğünü vurguladı. Koçak, mevcut düzenin yalnızca zenginlerin çıkarına hizmet ettiğini söyleyerek, ekonomik adaletsizliğin altını çizdi.
“Geçinemiyoruz” mitingi, ekonomik politikaların toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı güçlü bir tepkiydi. Katılımın yoğun olması, bu sorunların yalnızca belirli bir kesimi değil, tüm toplumu etkilediğini gösteriyor. Halkın artan yoksulluk, gelir adaletsizliği ve sosyal hak ihlalleri karşısında sesini yükseltmesi, daha adil bir gelecek için kolektif bir direniş çağrısı niteliği taşıyor.
Bu miting, bir yandan mevcut sistemin krizlerini görünür kılarken, diğer yandan toplumun farklı kesimlerini ortak talepler etrafında birleştiren bir dayanışma platformu sundu. Ancak bu taleplerin hayata geçirilip geçirilmeyeceği, hükümetin bu sese nasıl karşılık vereceğiyle belirlenecek.