Gazetecilere Baskı Sistematik Hale Geldi: Ekonomik Krizle Bağlantılı Yeni Bir Susturma Aracı mı?

Türkiye’de basın özgürlüğü üzerinde giderek artan baskılar, uluslararası alanda dikkat çekmeye devam ediyor. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve PEN gibi dünyaca tanınmış 41 basın örgütü, Türkiye’de gazetecilere yönelik keyfi gözaltı ve tutuklamalar hakkında ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, basın özgürlüğüne yönelik ihlallerin arttığı, bağımsız medyanın ve demokrasinin ciddi bir tehdit altında olduğu vurgulandı.

Sistematik Baskı ve Hukuki Tedbirler

Basın örgütlerinin açıklamasında, sadece 2024 yılının ilk ayında 6 gazetecinin hapis cezasına çarptırıldığı, 23 gazeteciye ise soruşturma açıldığı ifade edildi. Gözaltı ve tutuklamaların yanında, seyahat yasakları, ev hapsi ve adli kontrol tedbirlerinin de basın çalışanlarına yönelik baskının bir parçası haline geldiği belirtildi. Bu durum, cezaevindeki gazetecilerin sayısında azalma görülse bile basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların farklı yöntemlerle devam ettiğini gösteriyor.

RTÜK’ün Eleştirel Medyaya Yönelik Cezaları

Açıklamada, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) özellikle eleştirel medya kuruluşlarını hedef aldığına dikkat çekildi. RTÜK’ün 2024 yılında 81,5 milyon TL para cezası kestiği ve 24 yayın yasağı getirdiği ifade edilirken, bu yaptırımların büyük bir kısmının hükümeti eleştiren medya kuruluşlarına yönelik olduğu vurgulandı. Açıklamada, “RTÜK’ün bu cezaları düzenleyici yetkilerini kullanarak eleştirel medyayı sistematik şekilde susturma aracı haline getirdiği” belirtilerek bu durumun medya çoğulculuğunu ve yayın düzenlemesinin bağımsızlığını tehdit ettiği ifade edildi.

Ekonomik Krizle İlişkilendirilen Baskılar

Basın özgürlüğüne yönelik baskıların, ülkede giderek derinleşen ekonomik krizle bağlantılı olduğuna dair değerlendirmeler de dikkat çekiyor. Türkiye’de gelir adaletsizliğinin arttığı ve halkın geçim sıkıntısının derinleştiği bir dönemde, iktidarın bu sorunların medyada yer almasını engellemeye çalıştığı yorumları yapılıyor. Gazetecilere yönelik sistematik baskıların, halkın yaşadığı ekonomik zorlukların üstünün örtülmesi için bir araç olarak kullanıldığı ifade ediliyor.

“Basın Özgürlüğü, Kamu Yararı İçin Hayati”

Uluslararası basın örgütleri, Türk makamlarına çağrıda bulunarak keyfi gözaltı ve tutuklamaların sonlandırılmasını, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını ve gazeteciliğin kamu yararına tartışmaları teşvik etmedeki hayati rolünün korunmasını istedi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik bu korkunç ihlaller ışığında, Türk makamlarını adalet ilkelerine uymaya ve gazeteciliğin demokrasideki temel rolünü tanımaya çağırıyoruz.”

Sadece Gazeteciler Değil, Halk Susturuluyor

Türkiye’de gazetecilere yönelik baskıların, yalnızca basın çalışanlarını değil, aynı zamanda halkın bilgi alma hakkını da tehdit ettiği belirtiliyor. Gazetecilere yönelik her baskının, ülkenin ekonomik gerçeklerinin ve halkın yaşadığı zorlukların görünmez kılınması amacı taşıdığı yorumlanıyor. Bu durum, hem demokrasi hem de insan hakları açısından derin bir endişe yaratıyor.

Basın örgütlerinin bu açıklaması, Türkiye’de bağımsız medyaya yönelik sistematik baskının sadece bir ifade özgürlüğü sorunu değil, aynı zamanda halkın gerçeklere erişim hakkını engelleyen yapısal bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.