Dünya genelinde, özellikle mevsimsel geçişlerin belirgin olarak yaşandığı orta kuşak kültürlerinde, tarım ve hayvancılık temelli geçim etkinliklerimizle şekillenmiş sosyo-kültürel yaşayışımızın binyıllara yaslanan derinliğinden günümüze, yani sanayi toplumlarının gündelik hayatına devşirdiğimiz bazı önemli “günler” ve “haftalar” vardır. Şimdilerde bunlardan bazıları, ayinler (ritüeller) ve dini bayramlar gibi, din yahut gelenek bağlamında karşımıza çıkar. Kutsal yeni yıl dönümleri, bahar festivalleri gibi… Diğerleri ise törenler ve ulusal günler/bayramlar vb. gibi, kapitalizm ve uluslaşma olguları sonucunda hayatımıza giren görece yeni olgulardır. Ulusal kurtuluş günleri, ulusal bayramlar gibi…
İnsanlığın avcı-toplayıcı göçebe sürü hayatından bitki devşirmeye ve hayvan evcilleştirmeye dayanan tarımcı yerleşik toplumlara dönüşümünden sanayi toplumlarına geçişi yaklaşık olarak 10-12 bin yıl sürmüştür. Sanayi toplumlarının tarihsel varlığı ise ancak 150-200 yıllık bir tarihsel derinliğe sahiptir. Mevsimsel döngülere doğrudan bağımlı tarımcı ve hayvancı bir yaşam tarzının kültüre işlediği takvimsel öğeler, bu nedenle günümüzde hayli kuvvetlidir. Özellikle yıl dönümlerinde çoğunlukla dini-sosyal bağlamıyla karşımıza çıkan ritüellerde olduğu gibi… Örneğin, tarihten güncele Ortadoğu toplumları hakkında yapılacak yüzeysel okumalarda bile eski ve yeni yıl dönümlerinin genellikle kış ve bahar, ölüm ve yeniden diriliş, kıtlık ve bereket gibi zıtlıklarla sembolize edildiği görülebilir. Kutsal metinlerde, efsanelerde, ritüellerde sıklıkla bu temalar karşımıza çıkar. Eski yıl uğurlanmakta, bilinmezliklerle dolu yeni bir yıl yaklaşmakta ve ölümün/kıtlığın/soğuğun en karanlık olduğu anda yeni bir yıl, yeni umutlarla doğmakta, güneş yeniden yükselmekte, doğa yeşermekte, hayvanlar yavrulamaktadır…
Bu yazıda kısaca değineceğimiz mevsimsel çevrim ritüeli, Ortadoğu’nun kadim ve zengin kültürel dokusunun Türkiye’deki en özgün temsilcilerinden olan Dersim’e ait. Yerel halk kültünde önemli bir yeri olan ve Khal Gağan olarak bilinen yıl dönümü ritüelleri hakkında kısaca duracağız. Fakat öncelikle “Dersim” kavramıyla ne kastettiğimizi açıklamak gerek. Dersim, bugün Cumhuriyet’in en az 8 ilinde (Tunceli, Erzincan, Sivas, Elazığ, Malatya, Maraş, Bingöl, Muş) geleneksel yerleşim alanlarında yaşayan Alevi Kürt toplulukları kapsayan bir kültür alanıdır. Bunlar arasında “Tunceli”, Alevi Kürt (Kırmancki [Zazaca][1] ve Kurmanci konuşan) toplulukların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu mekân olarak benzersizdir. Üstelik buradaki Alevi Kürt topluluklar diğer Alevilerden ve Kürtlerden etno-kültürel anlamlar, semboller evreni itibariyle de ayrılır. Ayrıca Batı Avrupa’yla yoğun şekilde temas eden Dersimlilerin oluşturduğu ciddi bir diaspora da vardır. Bu bakımlardan, Aleviler yahut Kürtler için yürütülen tartışmalarda, Dersim hep kendine özgü, benzersiz bir kültürel varlık düzlemidir. Çok boyutlu tartışmaların odağında, siyasal bağlamı kuvvetli popüler bir kavramdır. Çoğunlukla da “anlaşılması zor”, “karmaşık” örüntüler sergilediği kabul edilir.
Khal Gağan
Bugün yaygınlıkla Zazaca diye bilinen Kırmancki’de, Gağan, aslında miladi takvime göre Aralık ve Ocak ayını kaplayan zaman dilimini adlandırmada kullanılan bir kelimedir. Gağan’ın Dersim’deki adı, yöresel farklar gösterse de genellikle Khal Gağan’dır. Buradaki Khal sıfatını, “yaşlı-bilge” ya da “kâmil” anlamında Türkçeye çevirebiliriz. Asıl olarak kastedilen, çevrimsel/döngüsel bir zaman algısına sahip Dersimli Alevilerin teolojisinde (özgün adıyla Raa Haqi inanç sisteminde) biten ve yeniden başlayan yılın kutsanmış tekrarıdır/dönüşümüdür. Eskiyen yılın uğurlanması ve yeni yılın birtakım bereket, bolluk, kolektif aidiyet temsilleri içeren kültlerle karşılanmasıdır.
Miladi takvime göre 14 Ocak (ya da başka kaynaklara göre 8 Ocak) Dersimli Alevilerin halk takvimine göre “yıl dönümüdür/yeni yılıdır.” Khal Gağan bu evreyi ortalayacak şekilde Aralık ayının son iki haftasından Ocak ayının ilk iki haftasına kadar süren dönemdeki dini-sosyal ritüeller toplamını kapsar.
Bilindiği üzere Aralık ayının sonu kuzey yarı küre için en uzun günlerin son bulduğu kış gündönümünü barındırır. Birçok tarımcı ve göçer hayvancı kültür, binlerce yıldan beri süzülen deneyimleriyle bu evreyi ölüm ve yeniden doğuş metaforuyla ele almıştır. Hıristiyan teolojisinde de bu, İsa’nın ölümü ve yeniden dirilişiyle bağdaştırılmıştır. Gağan, Dersimli Alevilerde, Sünnilerde ve Hıristiyanlarda çok açık biçimde “yıl dönümünü” anlatan kutsanmış bir zaman ismidir.
Gağan, birçok alt bölümden oluşur. Bunlar arasında üç günlük oruç / arınma / yeniden canlanma / yiyecek toplama ve kolektif paylaşım ya da hediyeleşme unsurlarını içeren alt bölümleri kısaca ele alabiliriz.
Gağan, üç günlük oruçla başlar. Salı günü başlayan oruç Dersimli Alevilerde kutsal gün kabul edilen Perşembe akşamı sonlandırılır. Orucun son gününde mutlaka civarda bulunan ve kutsiyet derecesi yüksek mekânlara gidilir. Bu mekânlarda ateşler yakılır ve kanlı ya da kansız kurban uygulamaları olabilir. Mekânların büyük kısmı Dersimli Sünnilerin ve Ermenilerin de uğrak yerleridir. Benzer zaman dilimlerinde, ortaklaşmış kült örnekleri pekâlâ bulunabilir.
Arınma, buğday ve suyla sembolize edilir. Yılın son gününün haşlanmış buğdayı eve, ahıra ve civar çeşmelere serpilir. İpe dizilip duvara asılır. Hane halkına yemesi için verilir. Ayrıca çeşmeden alınan su, yeni yılın ilk günü evin iç ve dış mekânlarına, ahıra serpiştirilir.
Khalkek (Yaşlı Adam) oyunu
Yeniden canlanma sembolizmi ise Gağan ritüelinin en ilgi çekici teatral bölümünde karşımıza çıkan önemli bir motiftir. Bu aşamada genellikle “Khalkek” (Yaşlı Adam) denilen bir oyun oynanır -ki günümüzde Gağan’ın yeniden kamusal gösterilerdeki temsilinin odak noktasını bu seyirlik oyun oluşturur.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024