Bu yazımda dünyanın en karanlık ve organize manipülasyon kampanyasına kurban edilerek yaftalanan kenevir gerçeğini, kenevirin neden günah keçisi ilan edildiğini anlatacağım.
Kenevir kapitalist sistemin bütün dengelerini tek başına yerle bir edeceği için yüz yıl önce Rockefeller‘ın önderliğindeki Amerikalı endüstri baronlarınca iftira atılarak suçlu ilan edilip dünya çapında yasaklanması sağlanmış olan, dünyanın en faydalı bitkisidir.
Küme baş ağrısı ve fibromiyalji gibi iki tane, bir insanın yaşayabileceği en ağrılı ve çaresi olmayan hastalığa sahip bir insan olmam vesilesiyle dertlerime deva arayışlarına girdiğim son süreçte karşılaştığım gerçekler, insanın kötülüğü, yaşama böylesine büyük ihaneti karşısında bir kez daha dehşete düşmeme yol açtı.
Kenevirin insan sağlığı açısından saymakla bitirilemeyecek faydaları, aids ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi etkilerini azalttığı, en çaresiz ağrıları dindirmede, radyasyonu temizlemede, glokom, artrit, romatizma, kalp, epilepsi, astım, mide, uykusuzluk, psikolojik sorunlar, omurga rahatsızlıkları gibi en az iki yüz elli hastalıkta faydalı olduğu, tütün ve alkol ürünlerinden çok daha az zararı bulunduğu gerçekleri bir yana, aşağıdaki kullanım alanlarını öğrenmek ufak çapta bir şok geçirmeme neden oldu.
Ulaştığım bilgilere göre:
- 1 dönümlük kenevir tarlası, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.
-
Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kâğıt çıkar.
-
Ağaç 3 kez kâğıda dönüştürülebilirken, kenevir 8 kez dönüştürülebilir.
-
Dünyanın her yerinde kolaylıkla yetiştirilebilir.
-
Kanvas kelimesi kenevir ürünlerin adıdır ve ilk kot pantolon kenevirden yapılmıştır.
-
Tohumunun besin değeri ideal, protein değeri ise çok yüksektir.
-
Hayvan beslemekte son derece ideal bir besindir.
-
Plastikten elde edilen ürünlerin tümü, daha sağlıkla ve kolaylıkla kenevirden üretilebilir.
-
Kenevir bazlı asfaltlar asırlarca bozulmadan kalabilir.
-
Kenevirden elde edilen bio yakıt hiçbir kirliliğe yol açmaz ve son derece ucuzdur.
-
Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetikler doğa dostudurlar ve suları kirletmezler.
Evet, yanlış okumadınız; şayet kenevir dünya çapında böylesine alçakça bir kumpasa kurban edilip ekilip biçilmesi yasak, kullanımı da suç ilan edilmeseydi, insanlar şu anda olduklarından çok daha sağlıklı ve mutlu, dünya bugün bambaşka bir yer olabilirdi.
HAYAL EDÄ°N:
en ölümcül ağrılarınızı faydası zararından çok daha büyük ilaçlara milyonlara lira ödemeden, sadece balkonunuzdaki bir saksıdan kopardığınız birkaç yaprak bitkiyle dindirebildiğinizi,
esrimek istediğinizde alkol ve sigara gibi çok pahalı ve zararı çok daha büyük maddelere milyarlar dökmediğinizi,
başta kıçınızı silip attığınız tuvalet kâğıtları olmak üzere kullandığınız bütün kâğıtların ağaç kesilerek değil de, ağaçtan çok daha fazla kâğıt üretilebilen, her yerde üç günde büyüyebilen, kesiminin doğadan hiçbir şey eksiltmediği bir bitkiden elde edildiğini,
doğada bir milyon yılda yok olmayan petro-kimya ürünü plâstik gibi son derece zehirli bir maddenin hiç olmadığını, onun bütün kullanım alanlarında doğaya hiçbir zarar vermeden dönüşebilen bir bitkinin kullanıldığını,
araçlarınızın, ısıtma sistemlerinizin, birçok fabrikanın ve akla gelebilecek diğer bir çok yakıt gerektiren mekanizmanın bir bitkiden elde edilen son derece ucuz bir bio yakıtla çalıştığını,
kullandığınız hiçbir sabun, deterjan ya da kozmetik ürününün doğayı kirletmediğini,
bütün dünyayı kaplayan kanserojen asfalt yolların hiçbir zehirli madde içermeyen bir bitkiden yapıldığını,
giysilerinizin hepsinin yine bu bitkiden, çok daha sağlıklı ve ucuza imal edildiğini,
hayvanlara yine hayvanların atıklarından üretilen ve genetik yapılarını bozarak insan sağlığını da tehdit eden kanserojen yemler yerine böyle sağlıklı bir yiyecek yedirildiğini,
sözde daha sağlıklı olmak amacıyla satın aldığınız tablet vitaminler yerine sadece son derece ucuz, hatta kendinizin her yerde üretebileceğiniz bir bitkinin tohumuyla ihtiyacınız olan tüm proteini ve desteği sağlayabildiğinizi,
dünyanın tek bir ağaç dahi kesilmeden son derece konforlu, güzel, sağlıklı ve mutlu bir yer olduğunu, yeşilin korunduğunu, hayvanların ekosisteminin hiçbir zarar görmediğini, insanın zevkleri uğruna türlerinin yok olmadığını, havanın, suyun tertemiz kaldığını,
HAYAL EDÄ°N!
Hayali bile başdöndürücü değil mi?
Okuduğumda benim başım döndü. Hepsinden geçtim, ölümcül fibromiyalji ağrılarımı dindireceğim diye her gün avuç avuç ilaç içerek vücudumun başta böbreklerim olmak üzere çürüttüğüm diğer organlarını düşününce kalbim öfke ve isyanla doldu!
Senenin belli döneminde gelen, bütün ömrümü maddî ve manevî olarak yıkıma uğratan ve tıpta bir canlının hissedebileceği açık ara en şiddetli ağrı olarak tanımlanan, halihazırdaki hiçbir yasal ilacın ya da tıbbî tedavi yönteminin fayda etmediği küme başağrısı hastalığımın dayanılmaz semptomlarının da kenevirin ana maddesi olan Cannabis ile geçirilebildiğinden bahsetmiyorum bile.
İnsanoğlunun bugün baş etmek için uğraştığı en büyük sorunlarının çoğunun çözümü tek bir sözcükte kilitleniyor: KENEVİR!
Ve o yasak!
Çünkü petrol, nükleer enerji, ilaç, kozmetik, alkol, sigara, sentetik uyuşturucu, petro-kimya, tekstil, hayvan yemi, gıda gibi saymakla bitiremeyeceğimiz bir çok endüstriyel madde ve sistem üreticisi firmanın dünyayı yöneten sahipleri bu yasağın üzerinde büyüyor!
Bu yasak da insanın ve doğanın acı içinde kıvranarak yok edilmesi üzerinde!..
Kenevirin serbest bırakılması için mücadele veren kişi ve kuruluşların odak noktası ise sadece uyuşturucu olarak kullanımının yasal olması vurgusu üzerinden yapılıyor. Sanırım diğerleri için mücadele vermenin ne kadar haybeye olacağının bilincinde olmalarından.
Bu yüzdendir ki hemen her yazımı benzer cümlelerle bitiriyorum: Yaşamın halihazırdaki kurgusu en ufak noktasına kadar yerle bir edilmeden, bütün bu karanlık sistemin üzerine inşa edildiği somut ve soyut yalanların hepsinden arınılmadan insanlığın halihazırdaki modelinden bir umut beklemek, insanın en zavallıca yanılsamasıdır.
Bu cinaî yaşama kurgusu müthiş bir kaosla yok olup Kızılderililer, Aborijinler gibi doğayla özdeş eski kadim halkların değerleri üzerinden yeniden inşa edilmeden insanlık için en ufak bir umut dahi olmayacak.
- Zübükler Her Yerdedir - 9 Mart 2024
- Hepimiz Dilberiz - 28 Ocak 2024
- Bu Kadar Åžuursuzluk Akla Ziyan – Rabia Mine - 19 Ekim 2023