Dövize müdahale rehberi

Döviz kuruna müdahale etme arzusu olan ancak yeterince deneyimi olmayan, ama bunu hakkını vererek yapmak isteyenler için bir kılavuz yazsaydık içinde ne olurdu?
Bugünkü Türkiye koşullarına bakarak şunları listelerdim:

  1. İlk kural, korumaya çalıştığınız para birimine, Türk Lirası’na bakın; korunma kalkanı olan TL faizleri yeterince koruma sağlıyor mu? TL faizi gerektiği kadar yüksek mi? Koruma sağlamıyorsa TL faizlerini yükseltin.
  2. Şeffaf olun; hiçbir zaman merkez bankanızın bilançosunu saklamayın. Düzenli olarak açıkladığınız veriyi bir noktada kamuoyundan saklamaya başlamayın.
    Bilanço dışı varlık ya da yükümlülük tutmayın, o yola da sapmayın. Unutmayın herkes her şeyi görebiliyor.
    Dövizle ilgili alım-satım verilerini gecikmeli de olsa yayımlayın.
  3. Fazlası, bilanço makyajına girişmeyin. Yapay biçimde rezervi şişkin göstermeye çalışmayın.
    Konvertibilitesi olmayan ya da zayıf döviz cinsleri ile dış ticarette ağırlığı olmayan ülke paralarıyla swap gibi ölçüsüz şişirmelere gitmeyin.
  4. Şeffaf ve hesap verebilir oldukça, “rezervlerin hepsi kullanılabilir” vurgusunu daha güçlü yapabilirsiniz. Unutmayın; merkez bankasının müdahale gücü rezervi ile değil piyasadaki itibarı ile başlar. İtibarı kalmayan merkez bankasının rezervleri tartışılır.
  5. Kur artışının döviz likiditesi kaynaklı olup olmadığını her aşamada kontrol edin. Likidite kaynaklı ise piyasaya döviz likiditesi verin. Eğer piyasadan döviz likiditesi çekiyorsanız (swap vb. araçlarla) bunu durdurun. Tersine bankalararası mevduatla (depo) döviz borç verin, swapla bankalara döviz verip TL çekin.
  6. Döviz talebinin ihtiyaç ya da spekülatif saiklerle arttığı bir dönemde piyasadan swapla döviz toplayarak piyasada döviz ihtiyacına “yeni müşteri” olarak katılmayın, bankaların limitlerini arttırarak “daha fazla döviz istiyorum” mesajı vermeyin.
  7. Likidite kaynaklı tüm önlemlere karşın ihtiyaç kaynaklı döviz likidite talebi varsa ve bankacılık sistemi üzerinde baskı yaratıyorsa ilave olarak döviz satım ihalesi açın. Piyasa kurlarına müdahale etmeden, piyasa kurları üzerinden likidite vermiş, döviz arzını arttırmış olursunuz. Bu da spekülatif dalgalanmaları azaltır.
  8. Bu baskı ekonomik temellerden kaynaklanıyorsa kuru tutmak yerine bırakın, dengelenmesini bekleyin.
  9. TL’yi kendi piyasa koşullarınızda sıkın. Sermaye kısıtlaması alanına sürükleyerek swapla, repoyla, depoyla, krediyle TL verme yasakları getirmeyin. Bu, sıranın dövize geleceği kaygısını yaratır. Yan yollara saptıkça berbat edersiniz.
  10. Dalgalı kur rejiminde iseniz dövize doğrudan müdahale etmeyin. Dalgalı kur rejiminde dövize çeşitli yollarla müdahale ediyorsanız; “dalgalanma korkusu” olduğunu dünyaya ilan edersiniz. Bu işleri düzeltmez, tersine kötüleştirir. Dolarizasyon eğilimi varsa bizatihi yerleşiklerin “döviz uyuzunu” kaşırsınız.
  11. Doğrudan müdahalenin bir merkez bankası için açmazı, sattıkça kurun düşmemesi, yükselmeye devam etmesidir. Bu size, para politikasının bir yerinde hata yaptığınızı söyler. Bu konudaki örnek için: Ocak 2014’teki Merkez Bankası müdahalesine bakın. 3 milyar dolar satıp kuru 1 kuruş düşürememiştir.
  12. Yanlış döviz müdahalesi ile piyasada alıcı olmayanlara bile alıcı talebini göstermiş olursunuz. Kuvvetli talebi tüm oyunculara göstermek, “köpekbalıklarını” plaja çağırmak demektir.
  13. Merkez Bankası ne zaman piyasaya girip dövize müdahale etmelidir? Eğer alıcı ile satıcının kur marjı açılırsa ya da taraflardan biri piyasada yoksa piyasayı işler hale getirmek için girmelidir. Bu da aşırı oynaklığın olduğu piyasa koşulları demektir.
  14. Dalgalı kur rejiminde iseniz ve ille de müdahale edeceğim diyorsanız; bunu “yeniyetme trader” gibi “direnç noktası” savunarak değil, bir merkez bankacı gibi yapın. Dalgalı kur rejiminde Merkez bankalarının kafasında kur hedefi yoktur. Ayrıca “Teknik analistler” gibi direnç-destek noktaları, “psikolojik seviyeler” yoktur. Seviye savunmazlar.
  15. Asla döviz kuru politikanızı “ikinci ele” düşürmeyin. Başka organlar eliyle yürütmeyin. Kredibilite kaybı yaratır. Unutmayın; dövizi merkez bankasının satması başkadır, sistem içindeki oyuncunun kamu bankası dahi olsa broker eliyle satması başkadır. Sinyal etkinizi “kim vurduya getirmeyin”. Unutmayın “ikinci elde” satmak size daha pahalıya, aşırı rezerv kaybına mal olur.
  16. Bir merkez bankacı asla elini belli etmez. Kurun aşırı dalgalanarak yükseldiği yerde (Overshooting) “nokta atışla” yani üç beş milyon dolarlık satışla sinyal verir. Yerinde ve zamanında ortaya çıkıp “buradayım” demek her daim çok etkilidir.
    Bunu yapmadan önce de “acaba ben TL’yi korumak için yeterince düzgün para politikası izliyor muyum?” sorusunu sormuş, kendi içinde “evet” yanıtını vermiştir.
  17. Merkez bankacılar ister sabit kur rejiminde ister yönetilen dalgalı ister dalgalı kur rejiminde olsun; döviz kuru seviyesi savunarak kur müdahalesi yapılmayacağını bilirler. Hele ki “emme basma tulumba” gibi bir taraftan piyasaya kendi bastığı parayı pompalarken, bankaların kredi vermesi teşvik edilirken, diğer taraftan başka merkez bankalarının bastığı parayı satarak savunma yapılmayacağı “merkez bankacılığı 101” dersinin temel kuralıdır unutmayın.
  18. En etkili merkez bankası müdahalesi, aşırı oynaklıkta telefon açarak bankaların ilan ettiği ve ekranlardaki kurun doğru olup olmadığının “check edilmesidir”. Unutmayın; itibarlı bir merkez bankasının yaptığı müdahale, rezerv eritmeden yapılan sonucu çok etkili olan müdahaledir.

Kaynak: Ekonomi Alla Turca – Uğur Gürses