Demirtaş: “Siz yargıç değilsiniz, burası mahkeme değil. Cübbe giymiş olmanız durumu değiştirmez”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında olduğu 17’si tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî davasında 24’üncü duruşmasının 1’nci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görüldü.

MA’nın habere göre, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasını, Yeşil Sol Parti milletvekili adayları, HDP’li milletvekilleri ile yöneticiler İHD ve ÖHD üyesi avukatlar izledi.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunun siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler duruşmaya SEGBİS aracılılığıyla katıldı.

Demirtaş: Sorgu aşaması bitmedi

Duruşmada söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dosyaya eklenen belgelere ilişkin savunma yaptı. Demirtaş, Ayhan Bilgen hakkındaki iddialara takipsizlik kararı verildiğini hatırlatırken, mahkeme hakimi “Takipsizlik kararının bizim için bir delil mahiyeti yok” dedi. Demirtaş, takipsizlik kararı verilen beyanların delil olarak dosyaya eklendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Takipsizlik kararı bu dosyaya gönderildi ama bu dosyada bu okunmuyor. Gelen evrakları kabul etmiyoruz. Şu ana kadar sorgumuz yapılmadı. Bir önceki periyotta mütalaayı hazırlamak üzere karar verdiniz. Ama biz sorgumuzun yapılması üzerine ısrarımızı sürdürüyoruz. Bizim sorgu aşamamız bitmeden yapılan bir mütalaa hukuka aykırıdır ve eksiktir. Niye bizim ne söyleyeceklerimiz önemsenmeden mütalaa okunacak ki. Bunu ne ile açıklayabiliriz.”

“Erdoğan yargıya açıktan müdahale ediyor”

Mütalaanın seçim ayarlı olduğunu dile getiren Demirtaş savunmasının devamında şunları söyledi: “14 Mayıs’ta seçim yapılacak. HDP Kapatma davası da Kobanê Kumpas davasında da mütalaa seçime göre ayarlandı. Erdoğan grup toplantısında şöyle diyor: ‘Ana muhalefet, ‘Demirtaş’ın suçu ne ki! Benim milletim üzerimdeki sorumluluğum çok büyük ve 14 Mayıs bu bakımdan büyük önem arz ediyor’ diyor. Astığım estik, kestiğim kestik, çaldığım düdük bir otorite ve yönetim biçimi, yargıya açıktan müdahale ediyor ve bunu pratikte gösteriyor. Bu zat ’14 Mayıs bu bakımdan önem arz ediyor ve milletime çağrı yapıyorum. Bunların bırakılmaması için 14 Mayıs’ta bize oy vermeniz gerekiyor’ diyor. Bunu yargıya müdahale olarak alacak mıyız?”

“Erdoğan mahkemenizi arayıp neler söylemez ki”

“Erdoğan, AYM üyelerini bizzat arayarak ‘Siz HDP’nin hazine yardımı bloke kararını nasıl kaldırırsınız’ diye azarlamış. AYM üyelerinin birçoğu bizzat Erdoğan tarafından arandıklarını ifade etti. Fakat mahkemeler hiyerarşisinde de en yetkili AYM’nin üyelerini bir fiil arayarak azarlıyor, ‘Siz HDP davasında niye bu kararı verdiniz’ diyor. AYM’yi arayıp azarlayan bir siyasetçi, Ankara 22’nci Ağır Cezayı arayıp neler söylemez ki. ‘Demirtaş, giymesi gerekenden hükmü almadı’ diyor. Bu dosyayı kast ediyor. Yani şu an karşımızda bulunan 3 yargıçtan beklentisini anlatıyor. Nasıl ki AYM üyelerini arayıp fırça attıysa, bu mahkeme ile ilgili süreç de devam ediyor, ‘Şu anda bunun takipçisiyiz’ diyor. Erdoğan’ın bunun şu anda takipçisi olduğuna emin olabiliriz.”

‘Siz yargıç değilsiniz, AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz”

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Baştan beri diyoruz, verebileceğiniz en büyük cezayı verin. Eğer hesap bizi suçlu diye göstererek muhalefete oy verilmesini engellemekse, bu celsede cezayı verin. İddia ediyoruz, bu mahkemede verilecek her karar politikaya hizmet edecektir. Zaten CMK’ya göre çalışmıyorsunuz. Bariz AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz. Bugünden sonra vereceğiniz hiçbir kararı tanımıyoruz. Siz yargıç değilsiniz, burası mahkeme değil. Cübbe giymiş olmanız durumu değiştirmez. AKP’nin siyasi heyetine karşı verecek savunmamız yoktur. Sandıktan ne karar çıkarsa çıksın, siz de bu kumpas suçunu işleyenler de bağımsız yargı önünde hesap vermekten kurtulmayacak. Biz halkımız için 6 buçuk milyon yıl da yatarız ama hesabını da sorarız.”

“Seçime müdahaleye müsaade etmeyeceğiz”

“AYM üyeleri, bu dosyadaki kumpasa müdahale etmeyen HSK üyeleri kumpas yoluyla örgüt kurarak seçimlere müdahale etmektedir. Gününü bekliyoruz. Dünya Sultan Süleyman’a kalmış mı Tayyip Erdoğan’a kalacak? Size söz olsun, sanık sandalyesine siz oturacaksınız. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Vasiyetimi tutanağa geçiriyorum, suç duyurumu tutanağa geçiriyorum. Siz bizi burada tutarak suç işlediniz. Diktatörlüğü inşa ettiniz. Referanduma, seçimlere müdahale ettiniz. Yaptığınız şey yargıç gibi davranmak. Seçime 33 gün kala o kürsüden seçime müdahale etmenize sessiz kalmayacağız. Siz kumpasçısınız. Dosyaya sahte delil koydunuz. Cumhurbaşkanlığı seçimlere müdahale eden, açıkça darbe yapan insanlarsınız. Sizin bizi suçlamaya hakkınız yok. Siz suçlusunuz. Fahrettin Altun’dan, Erdoğan’dan, Bekir Bozdağ’dan talimat aldığınız için. Mütalaayı bugün alıp almamanız umurumda değil. 150 yıl vermezseniz hatırım kalır. Ama sizinle bağımsız mahkemelerde çatır çatır hesaplaşacağız. Biz halkımızı sandıkta bu faşist iktidarı gömmeye davet ediyoruz. Çalışmaya davet ediyoruz.”

Yüksedağ: Kobane davası iktidarın bitiş fermanı olacak

Duruşmada söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, heyetin ve mahkemenin kural ve kaide tanımadığını belirterek, şunları söyledi: “Artık mış gibi davranma zorunluluğu da hissetmiyorsunuz. Bunu deprem sürecinde yaşadık. Bundan 2 ay önce yer yerinden oynadı ve yaşam zehir oldu. Deprem bölgesinde yaşayanlar için hayat bir cehenneme dönüştü ve bu şartlar hala ortadan kalkmış değil. Biz daha 2’nci gün o şokun etkisini üzerimizden atamamışken, sabah bir çağrı geldi: ‘Ankara 22’nci Ağır Ceza seni duruşmaya çağırıyor’ dediler. Artık öfkenin bile kifayetsiz kaldığı anlar vardı. O anda size öfkelenme duygumu yitirdiğimi fark ettim. Şu karşımızdaki hasımlarımız değil, bizi düşman olarak görenler artık bizim düşmanımız bile değil, sizler artık bizim düşmanımız bile değilsiniz. Adana’daki akrabamı arayamadım.”

“İktidarın kobane kararına ihtiyacı var”

On binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depreme rağmen duruşma takviminin sürdürüldüğünü dile getiren Yüksekdağ, “Çünkü saraydakiler sizden karar istiyor. İnsanlar can çekişirken, mahkemeler ve savcılar bizim için çalıştı. Devlet depremde yok ama kumpas davasında bağımsız yargıyı bize bir silah olarak doğrultmak için var. Siz seçim propaganda merkezisiniz. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olarak karşısındaki rakibi devre dışı bırakmak için bu karara ihtiyacı var. Bu kararı kullanarak siyaset yapıyor. Bu kadar hayati bir dönüm noktasında sizin kararlarınız siyasetin merkezine giriyor. AKP-MHP, bu zamana kadar bizlerin esaretini kullanarak seçim politikası yürüttü. Aşama aşama herkesi düşmanlaştırdıklarında, üzerimizden seçim kampanyası yürüttüklerinde, bizleri hedef tahtasında oturttuklarında kaybederek çıktılar. Savcı beyin açıklayacağı mütalaa iktidarın bitiş fermanı olacaktır. Bu siyasi iktidar ahlaken zaten bitmiştir” şeklinde konuştu.

“Mahkeme salonlarında suç işlendi”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kendisi ve diğer siyasetçiler hakkında verdiği kararları hatırlatan Yüksekdağ, “Siz de çıkın ‘AİHM’i tanımıyoruz’ deyin. AİHM sizin tanıklarınızı da delillerinizi de çürük sayarak kararında ısrar etti. Bu mahkeme salonlarında suç işlenmiştir. Sizler suça ortak oldunuz. Tanıklar yalancıydı, tanık vasfı yoktu. Esasa dair mütalaanın sorgularımız alınmadan yapılması çok önemli. Buradaki işleyişi neden bu kadar tahammülden bozuyorsunuz. Bunun akıl ile mantık ile hiçbir ilişkisi kalmadı. Neden sorgu mütalaadan önce alınır? Panik butonu olarak çalışıyorsunuz. Seçime kaldı 1 ay ve siz siyasi iktidarın istediğini vereceksiniz. Ama halkımızın eli de bizim elimiz de armut toplamıyor. Yeni bir siyasetin, halklarımızın devrimci demokratik siyasetinin yolunu açtık, bundan sonra da aynı yolu omuz omuza açmaya devam edeceğiz. Yeşiller ve Sol Gelecek çatısı altında buluşan bütün halklarımızın yolu açık olsun” ifadelerini kullandı.

Kışanak: Davayı seçime yetiştiremezsiniz

Gültan Kışanak, sözlerine depremde yaşamını yitirenleri anarak başladı. Mahkeme heyetini eleştiren Kışanak “Boşuna bu kadar paralanıyorsunuz. Bunu seçime yetiştiremezsiniz. Yetiştiremeyeceğinizi bildiğiniz halde, ‘en azından mütalaayı okuyalım, hüküm niyetine seçim meydanlarında kullanırlar’ diyorsunuz. Altında yatan neden bu, bir an önce mütalaayı siyasi iktidarın eline verelim, onlar da seçim meydanında kullansınlar. Kafanıza göre dosyayı doldurdunuz, paldır küldür bugüne getirdiniz. Üzerinize giydiğiniz cübbeyi hiçe sayıyorsanız, sizin umurunuzda değilse, bizim hiç umurumuzda değil. Sırf bu dosyada karşı hamle yapmak için takipsizlik çıkardılar ve burada gerekçe ürettiler. Hukuku böyle ayaklar altına alan sizsiniz. İşinize nasıl geliyorsa, öyle kullanın. Siyasi süreci yürütmek için hep beraber çalışıyorsunuz. Hepiniz suçlusunuz. Biz davacıyız, sanık değil. Biz belediyeleri ele geçirmek için kumpas dosyalar hazırlayanlara karşı davacıyız. Sanık olacak olanlar, bu kumpası kuranlar. Defalarca anlattık. 7 Haziran’da bu halk, demokrasi barış isteyen halk iradesi barajı gümbür gümbür yıkarak geldi. Baraj yıkılınca bu otoriter rejimin sahipleri önümüze yeni kumpas barajları kurdu. Yeşil Sol geliyor. Demokrasiye inanan, barışa kadın özgürlüğüne inanan tüm kesimler Yeşil Sol Parti çatısı altında kumpas barajlarını seçim sandıklarında yıkmak için geliyor.” dedi.

“”Hiç bir arkadaşımız ek savunma haklarını kullanmadı”

Mahkeme heyetine “Sorgu alınmadan mütalaa okumak ne demek?” diyerek tepki gösteren Kışanak, “Biz hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu halkın iradesini temsil ediyoruz. Hepimizi bağlayan bir iddianame yazmışsınız” dedi. Kışanak devamında “Bu yargılama mütalaa aşamasına gelmemiştir. Arkadaşlarımız savunmalarını hala yapmamıştır. Hiçbir arkadaşımız ek savunma hakkını da kullanmadı. Mütalaa aşamasına gelmiş bir dava yoktur. Biz sarayın emrini uyguluyoruz diyorsanız da o sizin sorununuz. Tarihte nasıl anılmak istiyorsanız, orada durun.”

“Davanın meşruiyeti kalmadı”

Siyasetçi Emine Beyza Üstün, gizli tanık ifadelerini kabul etmediklerini ve yargılama sürecine uygun bulmadıklarını ifade ederek “Belgelere karşı delil araştırılsın dedik, araştırmıyorsunuz. Arkadaşlarımızın savunmaları alınmadı. Adil yargılanma süreci yürütülmüyor. Aleyhte olan hiçbir delili kabul etmiyorum, etmiyoruz. Bu yargılamanın hukuki meşruiyeti kalmadı. Adil olmayan bu yargılanmayı bitirin. Tüm arkadaşlarımızın özgürlüğünden alınan bu süreç seçim sürecidir. Alanda demokrasinin yeniden örülmesi için çaba sarf ediyoruz. Bırakın sizin için de örelim. Tutsak olan tüm arkadaşlarımız da serbest bırakın” dedi.