20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmakta. Ve yine aynı gün yani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiş olan çocuk haklarina dair sözleşmesi’nin 24 üncü maddesii ve ilgili bentleri Çocuk Sağlığı Temiz Çevre vb gibi konulara dair şöyle bir içerik taşımaktadır. Taraf Devletler, çocuğun olabilecek en iyi sağlık düzeyine kavuşma, tıbbi bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini veren kuruluşlardan yararlanma hakkını tanırlar. Taraf Devletler, hiçbir çocuğun bu tür tıbbi bakım hizmetlerinden yararlanma hakkından yoksun bırakılmamasını güvence altına almak için çaba gösterirler. 2. Taraf Devletler, bu hakkın tam olarak uygulanmasını takip ederler ve özellikle: a) Bebek ve çocuk ölüm oranlarının düşürülmesi; b) Bütün çocuklara gerekli tıbbi yardımın ve tıbbi bakımın; temel sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine önem verilerek sağlanması; c) Temel sağlık hizmetleri çerçevesinde ve başka olanakların yanısıra, kolayca bulunabilen tekniklerin kullanılması ve besleyici yiyecekler ve temiz içme suyu sağlanması yoluyla ve çevre kirlenmesinin tehlike ve zararlarını göz önüne alarak, hastalık ve yetersiz beslenmeye karşı mücadele edilmesi; d) Anneye doğum öncesi ve sonrası uygun bakımın sağlanması; e) Bütün toplum kesimlerinin özellikle ana-babalar ve çocukların, çocuk sağlığı ve beslenmesi, anne sütü ile beslenmenin yararları, toplum ve çevre sağlığı ve kazaların önlenmesi konusunda temel bilgileri elde etmeleri ve bu bilgileri kullanmalarına yardımcı olunması; f) Koruyucu sağlık bakımlarının, ana-babaya rehberliğini, aile planlaması eğitimi ve hizmetlerinin geliştirilmesi; amaçlarıyla uygun önlemleri alırlar. 3. Taraf Devletler, çocukların sağlığı için zararlı geleneksel uygulamaların kaldırılması amacıyla uygun ve etkili her türlü önlemi alırlar. 4. Taraf Devletler, bu maddede tanınan hakkın tam olarak gerçekleştirilmesini tedricen sağlamak amacıyla uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi ve teşviki konusunda karşılıklı olarak söz verirler. Bu konuda gelişmekte olan ülkelerin gereksinimleri özellikle göz önünde tutulur.
Bu makale, Dünya Çocuk Hakları günü vesilesiyle kısa episodlar halinde hem bu konulara ve hem de meselelere hassasiyetle yaklaşılmaması yüzünden “kırılgan mucizeler” olan çocuklar üzerindeki etkilerine yönelik ufak titreşimerle üç temel başlık özelinde temas etmeyi amaçlamaktadır.
Su küçüğün mü?
Çocukların hayatta kalma oranı ve sağlık durumları büyük oranda su kaynaklarına erişimleri arasinda pozitif bir korelasyon var. . Her yıl, beş yaşın altında iki milyon çocuk sağlıklı su kullanamadığı için hastalıklara maruz kalmak suretiyle hayatını kaybetmekte.Ekseriya ishal ve türevleri, bağırsak kurtları ve çeşitli göz ve deri hastalıkları bu hastalıkların başlıcaları. Diğer yandan yetersiz su, yetersiz beslenmeyi de beraberinde getirdiği için bu çocukların sağlıklı beslenme şansı da oldukça azalmakta. UNICEF, su edinme işinin yüzde 71’inin kadın ve kız çocuklarının yükü olduğunu ve temiz suya erişememenin en çok kız çocuklarını etkilediğini belirtmekte
Bu minvalde su dediğimizde çeşitli boyutlarda yaklaşmak gerekir meseleye . Suya erişim , suyun miktarı, kalitesi bunardan bir kaçıdır. Şüphesiz , kirli içme pek çok hastalığa sebebiyet vereblir. Ancak suyun temizliğinin yanı sıra “miktarı” da önemldiir. Yeme, içme ve en basit seviyede hijyen ve teharet için bir kişinin ihtiyacı günlük 30-40 litre arasında değişkenlik gösterir. Bu noktada az miktarlarda su ne yazık ki ihtiyacı kaşılamamaktadır. İşte bu çocuk hakkı.
Araştırmalar suyun az olmasına bağlı olarak Hijyen eksikliğinden mtevellit hastalıklara dikkat çekmektedirler. Mezkur hastalıklardan çocuklar daha fazla etkilenmekteler zira çocuklar bağışıklık sistemi bakımından daha güçsüz vaziyetteler. Diğer yandan harekete ve oyuna ihtiyaçları olan çocukların hijyene dikkat etme eğilimleri az olduğundan dışkı temasından dolayı ishal benzeri hastalıklar geçirme riskleri de yükselebilimekte. Kısaca suyun azlığı çocuklar için yetişkinlere nazaran daha da rskli bir konu. Konuya değinmişken,dışkılarının sağlıklı yöntemlerle insan temasından uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi hijyen ve sağlık bakımından hayli önem arz ettiğinden organik atıkların yok edilmesi noktasına da temas etmekte fayda var.. Düzgün bir lağım sisteminin olması dahi bir dereceye kadar, çok defalar el yıkamadan bile daha efektif hijyen sağlayabilir. Fakat mevcut bulgular dünyada yüzde 60 kadar evin temiz bir tuvalet sisteminin bulunmadığına işaret etmektedir. İşte bu uygun tuvaletin bulunmamasından dolayı ihtiyaçlarını sokaklarda, açık alanlarda ve hatta açık lağımlarda gidermek zorunda kallan çocuk hakkı.
Havada kir değil bulut ister çocuklar
İçinde bulunduğumuz Kasım ayında (2017) bir kaç gün önce , AÇA ve Avrupa Komisyonu’nun yeni çevrimiçi hizmeti Avrupa Hava Kalitesi İndeksi, Avrupa genelindeki 2000’den fazla hava kalitesi izleme istasyonundan gelen ölçümleri esas alan güncel hava kalitesine ilişkin bilgiler anaakım medya da bir hayli ses getirdi .İnsan sağlığı ve çevre için zararlı beş temel kirleticiyi (partikül madde (PM2. ve PM10), troposferik ozon (O3), azot oksit (NO2) ve sülfür oksit (SO2)) esas alarak istasyon seviyesinde yerel hava kalitesi durumunu gösteren etkileşimli bir haritayı da kapsayan Mezkur İndeks son bir kaç gün çevre konularından biri haline geldi. AÇA (Avrupa Çevre Ajansı (EEAAÇA) -İcra Direktörü Hans Bruyninckx, Avrupa Komisyonu tarafından Paris’te düzenlenen Temiz Hava Toplantısında şunları kaydetti: “Yeni Avrupa Hava Kalitesi İndeksi,ii vatandaşlara, bulundukları bölgede, sağlıkları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabilecek hava kalitesine ilişkin bilgilere kolay erişim imkânı sunuyor. Herkesin erişebileceği bu bilgiler, özellikle şehirlerde, insanların sağlığını korumak adına gerekli kararlar almak ve iletişimi sağlamak adına önemli bir kaynak niteliğindedir.
BM Çocuklara Yardım Fonu yaklaşan Taraflar Konferansı’nda (COP 22) acil eylem çağrısında bulundu , 31 Ekim 2016 tarihli bildlirimlere göre UNICEF tarafından yayınlanan bir rapora göre dünyada 300 milyon çocuk ya da yaklaşık her yedi çocuktan biri, hava kirliliğinin uluslararası standartların altı kat veya daha fazla üzerinde olduğu ve en zehirli seviyelere ulaştığı bölgelerde yaşamakta olduğu kaydedildi. Havayı Çocuklar için Temizleyin başlıklı raporda uydu görüntüleri kullanılarak, dünyada ne kadar çocuğun Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenen uluslararası standartların üzerinde bir oranda hava kirliliğine maruz kaldığı ve bu çocukların nerelerde yaşadığı ilk kez ortaya kondu.Fas’ın Marakeş kentinde yapılacak Taraflar Konferansı (COP 22) toplantısından bir hafta önce elde edilen bu bulgular sonucu UNICEF dünya liderlerine ülkelerindeki hava kirliliğini azaltma çağrısında bulundu. UNICEF Genel Direktörü Anthony Lake konuya ilişkin açıklamasında “Hava kirliliği, her yıl beş yaşından küçük yaklaşık 600 bin çocuğun ölümünde payı olan etkenlerden biri ve her geçen gün milyonların yaşamını ve geleceğini tehdit ediyor. Havadaki kirleticiler yalnızca çocukların gelişmekte olan ciğerlerine zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda kan-beyin bariyerini de aşarak çocukların gelişen beyinlerinde, dolayısıyla geleceklerinde de kalıcı hasarlara yol açabiliyor. Hiçbir toplum hava kirliğini görmezden gelme lüksüne sahip değildir.” ifadelerine yer vermişti. Uydu görüntüleri 2 milyar çocuğun, hava kirliliğinin motorlu taşıt salınımları, yoğun fosil yakıt kullanımı, toz ve atık yakma gibi etkenler sonucu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenen asgari hava kalitesi standartlarının üzerinde olduğu bölgelerde yaşadığını gösteriyor. Güney Asya, 620 milyonla standartların üzerinde hava kirliliğine en fazla çocuğun maruz kaldığı bölge olarak başı çekerken, Afrika 520 milyon çocukla ikinci sırada yer alıyor. Doğu Asya ve Okyanusya’da ise 450 milyon çocuk hava kirliliğinin sınırları aştığı bölgelerde yaşıyor.
Çalışma ayrıca ısıtma ve yemek pişirme için kullanılan kömür ve odun gibi yakıtların sebep olduğu ve ekseriya kırsal kesimde yaşayan, dar gelirli ailelerin çocuklarını etkileyen iç mekân kirliliğinin ağır sonuçlarını da ele almakta. İç ve dış mekân kirliliği, beş yaş altı toplam çocuk ölümlerinde onda birlik bir paya sahip olan zatürree ve diğer solunum yolu hastalıklarıyla doğrudan ilintili olup, çocuk sağlığı açısından başlıca tehlikelerden biri haline gelmiştir. Çocuklar, ciğerleri, beyinleri ve bağışıklık sistemleri henüz gelişimini tamamlamadığı ve solunum yolları dış etkilere daha hassas olduğu için gerek iç gerekse dış mekân hava kirliliğinden yetişkinlere göre daha fazla etkilenir. Ayrıca, küçük çocuklar yetişkinlerden daha hızlı soluk alır ve vücut ağırlıklarına göre daha fazla havayı içlerine çeker. Sağlığı çoğu zaman daha zayıf olan ve sağlık hizmetlerine yeterli erişimi bulunmayan en güç durumdaki çocuklar ise hava kirliliğinin yol açtığı hastalıklara karşı daha da savunmasız kalır. UNICEF, COP22 toplantısına katılan dünya liderlerinden kendi ülkelerinde çocukları hava kirliliğinden korumak için dört acil adım atmalarını talep etti . Bunlardan ilki Kirliliği azaltmaya ilişkindi: Tüm ülkeler çocuklarının güvenliği ve sağlığı için WHO’nun uluslararası hava kalitesi standartlarının gereklerini yerine getirmeye çalışmalıdır. Hükümetler bunun için fosil yakıt tüketimini azaltmalı, enerji etkinliği ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi alanlara yatırım yapmalıdır. Öte yandan ,çocukların sağlık hizmetlerine erişimini artırma: Bağışıklama kampanyaları ile birlikte zatürreenin (beş yaşından küçük çocuklar arasında önemli ölüm nedenlerinden biri) önlenmesi ve tedavisine ilişkin bilgilerin yaygınlaştırılması dâhil olmak üzere çocuk sağlığına yatırım yapılması, çocukların hava kirliliğine karşı dayanıklılığını artıracak olup, hava kirliliğinin yol açtığı hastalık ve diğer sağlık sorunlarına karşı daha kolay iyileşmelerini sağlayacaktır. Bir diğeri Çocukların kirliliğe maruz kalma durumlarını asgariye indirmeye yönelikti.: Fabrika gibi kirlilik kaynakları okullar ve çocuk oyun alanlarının yakınında bulunmamalıdır. Daha iyi bir atık yönetimi, topluluklar içinde yakılarak bertaraf edilen atık miktarını azaltabilir. Yemek pişirme için de kullanılan sobaların daha temiz olması hane içi hava kalitesini artırabilir. Hava kirliliğinin genel olarak azaltılması ise çocukların daha az kirliliğe maruz kalmasını sağlayabilir. Son olarak da Hava kirliliğini izleme nerisinde bulunuldu. Buna göre, daha iyi bir izleme faaliyetinin, hava kirliliğine maruz kalınan süreyi azaltma, kirliliğin nedenleri konusunda daha fazla bilgi edinme ve havayı daha solunabilir hale getirecek değişiklikleri savunma bakımından çocuklara, gençlere, ailelere ve topluluklara yarar sağladığı görülmüştür.
İşte bu da , temiz havaya ve gökyüzünde süslü bulutlar görmeye hasret çocuk hakkı.
Çocukların eğitimine gece karanlığında ışık yakmak
Dünya siyaseti, Enerji Ekonomisi ve Enerji Güvenliği Politikaları aksında salınır ve enerji kaynakları üzerindeki iştah haritaları yeniden şekillendirirken çocuklara ne hizmetler verildiğine ynelik bir çalışma göze çarpmakta
2016 senesinde Dünyanın en büyük güneş paneli üreticilerinden Çin merkezli Yingli Solar, elektriğe erişimi olmayan Afrika ülkelerindeki çocukların ihtiyacını karşılamak üzere , yoksulluk ve iklim değişikliğiyle mücadelede öncü uluslararası yardım organizasyonu SolarAid ile işbirliğine giderek güneş lambaları üretmesiydi. bu işbirliği çerçevesinde Afrika’daki yoksul ve enerjiye erişimi sorunlu olan bölgelerdeki insanların hayatını kolaylaştırmak amacıyla güneş enerjisiyle çalışan lamba üretilmesi br umudu da berabeinde getiriyordu. Yingli Solar yetkilileri, lambalara dair dünyanın en hesaplı lambası olarak nitelendirmerde bulunuyorlar ,i SM100 modeli güneş lambalarının Yingli Solar Avrupa tarafından, İngiltere’deki bir tasarım ajansının desteğiyle üretildiğini belirtiyorardı. SolarAid’in gayesi de Afrika’da elektriğe erişimi kısıtlı olan 598 milyon kişiye elektrik götürmek ve Afrika’nın kırsal bölgelerinde kullanılabilecek, sağlam ve dayanıklı, aynı zamanda satış fiyatı 5 ABD dolarını geçmeyecek bir güneş lambası tedarik etmekti. Konuya ilişkin SolarAid CEO’su Nick Sireau, “10 yıl önce SolarAid’de çalışmaya başladığımda Afrika’da için üretilen lambaların fiyatı 25 dolardı. 2015 ‘te 10 yılda fiyatlar düştü ve SolarAid olarak dünyanın en ucuz maliyetli güneş lambasını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktan gurur duyuyoruz. Böylece Afrika’da evlerde artık gazyağı lambası kullanılmayacak. Gazyağı lambaları hem sağlığa zararlı hem de yangın çıkarma riski çok yüksek” şeklinde konuşmuştu . Sonrasında SolarAid, Ağustos 2016 tarihinden itibaren Uganda, Malawi ve Zambiya’da 9 bin adet güneş lambasının dağıtımını gerçekleştirdi. Nick Sireau, lambaların güneş ışığı ile şarj olduktan sonra 5 saatten uzun süre parlak ışık verdiğini belirterek “Lambayı masa lambası olarak kullanmak mümkün, ayrıca duvara da asılabiliyor. Dikdörtgen tasarımı sayesinde ayaklarından bağımsız olarak kullanılabiliyor ve ellerin serbest kalması gerektiğinde bir bantla kafa lambasına dönüştürülebiliyor” şeklinde konuştu. Yingli Solar Avrupa Genel Müdürü Darren Thompson da , ürettikleri lambanın gece karanlığında ışık vererek çocukların eğitimine de katkıda bulunacağını belirtmş , “Bu projede SolarAid için mümkün olabilecek en düşük fiyattan dayanıklı ve yüksek kaliteli güneş lambası üretmekten gurur duyuyoruz. Elektrikten yoksun yaşayan milyonlarca insanın yaşam kalitesi bu sayede artacak. Yingli Solar olarak ‘Herkes İçin
Güvenilir ve Hesaplı Yeşil Enerji” misyonumuzu bu proje ile hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz”şeklinde ifadelerde bulunmuştu . Son oarak , Çocukların karanlıkta kalmaması, da çocuk hakkı.
<i> UNICEF — Article 24 (Health and health services): Children have the right to good quality health care – the best health care possible – to safe drinking water, nutritious food, a clean and safe environment, and information to help them stay healthy. Rich countries should help poorer countries achieve this. https://www.unicef.org/crc/files/Rights_overview.pdf
<ii> EC – http://ec.europa.eu/environment/air/quality/standards.htm#_blank
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024