DSİ’nin verilerine göre 160 belediyenin evsel atık akarları kimyasal arıtma yapılmadan ırmağa akıtılmaktadır. Evlerde kullanılan her tür temizlik maddesi bu yolla Menderes ırmağına ulaşmaktadır. Evsel atıklarda çıkan Metan gazı ise Karbondan 28 kat daha fazla iklim değişikliğine neden olmaktadır. Ayrıca havzada 14 adet OSB’nin ağır metal atıkları da fazla bir işlemden geçmeden Menderes ırmağına ulaşmaktadır.
Tarımda kullanılan gübre ve tarımsal ilaçlamalarda yağmur ve sulama sularıyla yine menderese ulaşıp onu kirletmektedir. Bu alandaki aşırı gübre ve ilaç kullanımı, verimi artırmak adına toprağı ve bu yolla suyu orantısız bir şekilde kirletmektedir.
İşte bu yolla Büyük Menderes Irmağında akıtılan atık akarlardan şu ağır metal tespitleri yapılmıştır: Azot, Fosfat, Demir, Bakır, Kadminyum, Kurşun, Aliminyum, Boraks,Çinko, Nikel, Civa, Kobalt, Manganez gibileri. Bunların tüm canlı yaşamını ve özelde de insan yaşamını tehdit ettiği aşikardır. Bu tespitler hem Üniversitelerin geçmişte yaptıkları analizlerde gerekse de DSİ’nin 2004 ve 2016 yıllarına ait raporlarından alınmıştır.
Atık akarları Menderese ulaşan sektörler ve akarlardaki ağır metallerde aşağıdaki gibidir:
İlk olarak Zeytin Fabrikalarında açığa çıkan Zeytin Kara suyunun içeriğine bakalım. Genel olarak atık sularda kirletici parametre olan KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı) değeri, karasu da evsel atık suyun 200-300 katı daha fazla olduğu saptanmıştır. Yani Zeytin Karasuyu evsel atıklardan daha kirletici bir özelliği sahiptir.
Zeytin karasuyu, içerdiği yüksek organik kirlilik nedeni ile çevre kirlenmesine sebep olmaktadır. İçeriğinde Azot, Mağnezyum, Potasyum, Fosfat tuzları, Şeker, Bitkisel yağları da içerdiği gibi, Azot bileşikleri, Organik asitler, İnorganik içerik ve çeşitli mineral tuzların bulunması akıtıldığı alanlardaki canlılara zarar verebilmektedir.
Gündemde olan Kağıt Fabrikasının yaratacağı sakıncalarda aşağıdaki gibidir:
“Kağıt sanayii de hem üretilen birim mamül başına su kullanımın çok fazla olduğu, hem de atık sular içerisindeki kirletici maddelerin zor ve yavaş ayrışması nedeniyle çevreyi kirleten sektörlerin başında gelmektedir.”
Burada bahsi geçen kirleticiler BOİ ve KOİ, Biyolojik ve Kimyasallardır. Bunların içinden Klordioksit, fenol, dioksin, hidrojen peroksit. Ozon bulunmaktadır.
Jeotermal Enerji Santralleri de kimyasal kirlilik yaratmaktadır. Bu santraller Atmosfere Karbondioksit, Hidrojen sülfür, Metan, Argon, Radon ve Azot salmakta, Amonyum, Civa ve Borik Asit ise toprakta ve suda bitkilere oldukça zarar vermektedir. Jeotermallerin bu içerikli sıvı akarları Menderes Irmağına karışmaktadır. Karbon ve Metan gazları iklim değişikliğine ve sera oluşumuna daha fazla etki etmektedir.
Seramiğin üretim aşamalarının belli bölümlerinde açığa çıkan ve üretim sonrası çamursal akarlar, tozlar ve gazlarda çeşitli ağır metaller ve havayı bozan gazlar bulunmaktadır. Bunlar: buhar, toz, koku ve yoğun çamur akarlardır. Bunların içinde şunlar tespit edilmiştir: SOx, SİO2, Al2O3, SO2, NOx, HF, HCl, VOC, MgO, Na2O, K2O, Fe2O3, Çinko, Kurşun, Kadminyum vb. ağır metaller bulunmaktadır. Ayrıca aşırı ısıtmadan dolayı havada sera etkisi yaratan CFC (Kloroflorokarbon) açığa çıkmaktadır.
Kurutma ve pişirme sırasında ortaya çıkan gaz halindeki bileşikler genellikle ham maddelerden kaynaklanır. Ancak yakıtlar da gaz halindeki kirleticilerin oluşumuna katkı sağlar. Bu kirleticiler özellikle SOX, NOX, HF, HCl, VOC ve ağır metallerdir.” Seramik Fabrikalarının üretim sonrası ortaya çıkan sıvılı çamurlu akarları da Menderes Irmağına karışmaktadır.
Deri sektörü ile ilgili, Kocatepe Tıp Dergisi; ‘Deri Sanayinde Kullanılan Kimyasalların İşçi ve Çevre Sağlığı Üzerindeki Etkisi’ 2002 yılındaki yayınında şunları aktarıyorlar:
“Hava Kirliliği: Hava kirletici maddeler aerosol, küçük katı parçacıklar ve gazlar olmak üzere üç grupta toplanabilir. Hava kirliliğine neden olan önemli kimyasal bileşikler: Katı Parçacıklar: Küller, ZnO, PbCl2 ve öteki ağır metaller. Kükürt Bileşikler: SO2, SO3 ,H2S, Azot Bileşikler; NO, N2O, NO2, N2O3, Oksijen Bileşikler: O3,CO,CO2, Halojen Bileşikler: HF, HCL, Organik Bileşikler: Aldehitler, hidrokarbonlar. Radyoaktif Maddeler: Radyoaktif gazlar, aerosoller.
“ Deri imalatı işlerinde kullanılan tehlikeli kimyasallar
Kireçleme ve Kaveleta Kullanılan Kimyasallar: Biosid (Sodyum dietilditiyokarbamat trihidrat). Sodyum bisülfat Formik asit, Sodyum hidroksit, Sodyum hipoklorit, Sodyum sülfit, Sodyum hidrojen sülfit.
Kireç Giderme ve Sepilemede kullanılan Kimyasallar: Sodyum bisülfat, Sodyum sülfit, Sülfürik asit, Formik asit, Hidroklorik Asit, Borik Asit, Asetik Asit, Laktik Asit, Organik solventler :(formaldehit) Amonyum klorür, Karbondioksit, Krom oksit, Zirkonyum klorür, Alüminyum oksit, Naftalin, Sodyum karbonat, Magnezyum oksit.
İkinci Sepileme ve Son İşlemlerde kullanılan kimyasallar: Sodyum bisülfat, Asetik Asit, Formik Asit, Hidroklorik Asit, Organik solventler: (formaldehit) Sülfürik Asit, Alüminyum oksit, Naftalin, Zirkonyum klorür, Sodyum karbonat, Sodyum meta bisülfit, Sodyum thio sülfit, Sodyum formiyat, Oksalik Asit, Biyosid (Sodyum dietilditiyokarbamat trihidrat), Krom oksit, Boya Maddesi.” Tüm yukardaki işlemlerde sonra açığa çıkan atık akarlar Menderes ırmağına karışmaktadır.
Tekstil Fabrikalarında açığa çıkan gaz ve maddeler kısaca şunlardır: OF-Organik Fosfor, SP-Sentetik Pretroitler, OC- Organik Klorin, Hidrojen Peroksit, Hipoklorit, NaClO- (beyazlatıcı.) CO, SO2, NOx, Aldehitler, toz ve sıcak su. Bu suyun sıcaklığından dolayı Sera etkisi yaratmaktadır. Yeterli önlemler alınmadan bunlar kanallara, suya bırakılmaktadır. Yıkanma sonrası ortaya çıkan çamur su kanallarına akıtılmaktadır.
ÇimentoFabrikasının havaya saldığı (NOx) azotoksit, (SOx)kükürtoksit gazlarının hava kirliliğine neden olmaktadır. “Salınan gazlar sadece havamızı değil aynı zamanda suyumuz da kirleniyor. Havaya salınan kükürtoksit hidrojenle birleştiğinde yağan yağmurlarla birlikte bu bize asit yağmuru olarak geri dönüyor.
Çimento imalatı esnasında çimento kliniklerini yakmak için kullanılan döner fırınlarında meydana gelen gazlar (SO , CO, NO ), öğütülmüş kireçtaşı ve çimento tozları bu endüstride çevreye yayılan en önemli kirleticilerdir. Çimento fabrikalarının bilinen bu etkilerinin yanı sıra belkide üzerinde durulmayan en önemli etkisi çevreye kadmiyum elementi yaymasıdır. Çevreye yayılan kadmiyum toprakta birikmekte böylece bitkilere geçip daha sonra besin zinciri ile insanlar tarafından tüketilmektedir. Kadmiyum insan vücudunda sadece bitkilerle değil aynı zamanda solunum yoluyla da alınmaktadır. Bu alandaki atıklarda yeterli oranda ayrıştırılmadan akarsularımıza karışmaktadır.
Tarihi LATMOS bölgesinde işletilen madden ocaklarında ise Kuvars ve Feldispat ağır metalleri çevreye yayılmaktadır. Kuvars formülü SiO2 olup, saf halde % 46.5 Si ve % 53.3 O2 içerir. yani kuvarsit, kuvarsdan oluşmuş kayaç demektir. içerisinde kil, demir, alüminyum gibi kirlilikler bulundurmasına göre rengi ve yapısı değişiklik göstermektedir.
Feldispat, yerkabuğunun %60-65’ini oluşturan bir mineral grubudur. Sodyum, potasyum, kalsiyum, lityum ve kimi zaman baryum ve sezyum içeren alümina silikatlardır. Bu işletmeler gerek bulundukları doğal çevrede yarattıkları tahribat ve gerekse havaya saldıkları ağır metal içerikli tozlar (partiküller) tüm canlı yaşamını etkilemekte ve sulara karışıp Menderes ırmağına karışmaktadır.
Bugün Ege denizine boşalan Büyük Menderes Irmağı yukarıdaki tüm ağır metal içerikleri içinde taşıyarak oraya ulaşmaktadır. Artı bu Nehrin suyuyla tarım alanları sulanmaktadır. Bu haliyle bile acil önlemlerin alınması ve çevreye olan zararların azaltılması yönünde adımların atılması hayati önemdedir. Gerek bölgede yaşayan insanların ve diğer tüm canlıların bu kirliliğin zararlarından korunması gerekmektedir. Daha fazla hastalık ve tahribatın önüne geçilmelidir.
- Zeytinyağlı Yerim, Ama Zeytinliklerden Vazgeçemem! - 10 Nisan 2022
- Yasadışı Yaşamımdan Geçen Sekiz Yıl - 2 Nisan 2022
- Maden Şirketleri ;Rehabilite Değil, Cehennem Çukurlarını Arkalarında Bırakıyorlar!!! - 18 Mart 2022