Bugün 23 Nisan, neşe dolmuyor insan!

İlköğretimde 23 Nisanlarda okunan bir şiir var. Bu şiirin son mısraları “Hep neşeyle doluyor insan” diye biter. Şiirin ikinci kıtası şöyledir: “İşte, bugün bir meclis kuruldu/Sonra hemen padişah kovuldu/Bugün yirmi üç Nisan/Hep neşeyle doluyor insan.”

Bugün 23 Nisan. Bugün, 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına neden olan 1920 Meclisinin oluşumu ve Kürt milletvekillerinin konumu üzerine birkaç şey söylemek istiyorum.

İlk oturum

19 Mart 1920’de Heyet-i Temsiliye tarafından yayınlanan bir genelge ile “Ankara’da fevkalade salahiyete sahip, millet işlerini idare ve murakabe etmek üzere bir Meclis” toplanmıştı. 23 Nisan 1920’de 347 milletvekili ile toplanan bu meclisin 75-80 kadarı Kürt milletvekilleri idi.

Meclis seçimlerine “her parti, cemiyet ve zümre tarafından” aday gösterilmesi yazılı olarak belirtilmiş olsa da, fiiliyatta Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri tarafından onaylanmayan hiç kimsenin aday olması ve seçilmesi mümkün değildi. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin olmadığı yerlerde ise, Kemalistlere bağlı valiler ile ordu komutanlarının onayı gerekiyordu. Bazı isim listeleri de Heyet-i Vekile tarafından telgrafla illere bildirilmişti.

Gerek Osmanlı Meclis-i Mebusan’a ve gerekse Büyük Millet Meclisi (BMM)’ne milletvekili seçilebilmek için “Türkçe bilme zorunluluğu” olduğu için milletvekilleri ana dillerine göre bir ayrıma tabi tutulmamıştı. Ancak Osmanlı Meclis-i Mebusan’da kendi etnik kimlikleriyle yer alan Ermeni, Rum ve Yahudi milletvekillerinin BMM’ne girmeleri engellenmişti.

Bu tutum Kemalist hareketin daha baştan itibaren egemen ulus ve devlet refleksiyle hareket ettiğini, “tek dil, tek bayrak, tek vatana” dayalı olarak bir üniter devleti amaçladığını göstermekteydi. Bunun farkında olan Kürt önderler, Kemalistlere fazla güvenmedikleri için Erzurum ve Sivas kongrelerine ve onların ardından oluşan BMM’ne fazla ilgi göstermemişlerdi. BMM’ne gelenler ise, Kemalistlerin bazı vaatlerde bulunarak işbirliğine ikna ettikleri Kürt aydın, şeyh veya aşiret önderleriydi.

Birinci Meclis’teki Kürt milletvekillerinin neyi ve nasıl temsil ettiğinden çok, meclis görüşmelerindeki somut tutumları onlar hakkında daha doğru bir değerlendirme yapmamızı kolaylaştırmaktadır. Meclisteki en önemli tartışmalar, Koçgiri İsyanı, Musul Sorunu, Lozan Antlaşması, Elcezire Komutanlığı Soruşturması gibi konulardı.

İlk Meclisteki Kürt Vekiller

Doğrudan Kürtler ve Kürt sorunuyla bağlantılı olduğu için Meclisteki Kürt milletvekillerinin bir bölümü bu tartışmalara katılmıştır. Bir bölümü ise, Meclis-i Mebusan’dan gelen alışkanlıklarıyla veya somut durumun ortaya çıkardığı sorunların dayatması sonucu sıkça kendi etnik kimliklerini açıklamaktan çekinmemişler ve Kürtlerin sorunlarına sahip çıkmışlardır.

BMM’nin gizli oturumlarında yapılan bu tartışmalar aynı zamanda Kemalistlerin Kürtlere karşı tutumlarını yansıtmıştır. Bu tartışmalar Meclisteki Kürt milletvekillerinin nasıl aşağılandığını ve yalnızlaştırıldığını, Kürdistan’ın bölünmüşlük ve Kürtlerin kendi aralarındaki örgütsüzlük durumundan dolayı da milletvekillerinin içinde bulundukları çaresizliklerini göstermiştir.

Kürtler ilkin II. Meşrutiyet ortamında kendilerini ulusal kimlikleriyle ifade etmeye başlamışlar ve Meclis-i Mebusan’da yer alarak o zaman “Osmanlı yurtseverliği” şeklinde ifade edilen çok kimlikli, çok kültürlü ve çok dinli Osmanlı söylemini sürdürmüşlerdi.

İttihat ve Terakki döneminde kazandıkları demokratik hakları Mütareke döneminde de korumaya çalışan Kürtler, Misak-ı Milli kararlarıyla çizilen ve ortak vatan olarak ifade edilen yeni sınırları da aynı refleksle savunmuşlardı. 1921 Anayasası’nı da bu nedenle benimsemişlerdi.

Ancak 1 Nisan 1923’te meclisin yenilenmesine karar verildi ve yapılan seçimler sonunda ikinci BMM oluştu. Lozan ve Musul Antlaşmalarını onaylayan bu ikinci Meclis, Kürtlerin meşru ve doğal temsilcilerine kapalı tutuldu ve bu tutum günümüze kadar sürdü.

Evet! Yarın 23 Nisan. Ama bunları hatırladıkça neşe dolmuyor insan!..

Şaban İBA