CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “masasında Beyaz Toros maketi bulunan savcı”ya yönelik sözlerini açarak dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, söz konusu savcının Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmaların başında yer aldığını belirterek, “Bu soruşturmaları kimlerin nasıl yürüttüğünü daha iyi anlayabilirsiniz” dedi. Tanrıkulu’nun sözleri, Türkiye’nin faili meçhullerle örülü karanlık dönemlerine yapılan güçlü bir hafıza çağrısı niteliğinde.
“Beyaz Toros” Bir Travmanın Sembolü
Tanrıkulu, açıklamasında Beyaz Toros’un yalnızca bir otomobil değil, aynı zamanda Türkiye’nin yakın dönem siyasi ve toplumsal hafızasında derin yaralar açmış bir sembol olduğunu vurguladı. 1990’lı yıllarda özellikle Kürt illerinde, devlet görevlileriyle bağlantılı olduğu iddia edilen karanlık yapıların, Beyaz Toros marka araçlarla birçok insanı kaçırdığı, kaybettiği ve infaz ettiği kamuoyunda yaygın olarak biliniyor.
Tanrıkulu, kendi yaşamından da çarpıcı bir örnek vererek, “Benim evimin önünde de bir Beyaz Toros bekledi. Dönemin Cumhuriyet Başsavcısı beni arayıp ‘Sakın kapıyı açma, dışarı çıkma’ dedi. O geceyi hiç unutmadım. Bu travma şahsi değil, toplumsaldır” ifadelerini kullandı.
“İmamoğlu Soruşturmasını Yürüten Savcının Masasında Beyaz Toros Maketi”
CHP’li Tanrıkulu’nun açıklamasında en dikkat çeken unsur, Beyaz Toros simgesini sadece tarihsel bir travma olarak değil, güncel adalet sorunlarının bir göstergesi olarak da değerlendirmesi oldu. Tanrıkulu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmaların başındaki savcının masasında Beyaz Toros maketi bulunduğunu söyledi.
“Bugün bu soruşturmaları yürüten savcının masasında Beyaz Toros maketi var. Şimdi bu soruşturmaları kimlerin, nasıl yürüttüğünü daha iyi anlayabilirsiniz” diyen Tanrıkulu, söz konusu sembolün soruşturmalarda kullanılan yöntemlerle ilişkili olduğunu ve düşman ceza hukuku anlayışının hâkim olduğunu öne sürdü.
Erdoğan Beyaz Torosları Mahkûm Etti, Ama…
Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa süre önce Kızılcahamam’daki AKP toplantısında Beyaz Toroslara dair yaptığı açıklamayı da hatırlattı. Erdoğan’ın burada bir dönemin karanlık uygulamalarına karşı çıkarak Beyaz Torosları mahkûm ettiğini belirten Tanrıkulu, bu söylemin uygulamalarla çeliştiğini savundu.
“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Beyaz Torosları ve köy yakmaları mahkûm etti. Ama bugün bu soruşturmaları yürüten, belediye başkanlarına düşman ceza hukuku uygulayan savcının masasındaki Beyaz Toros maketi, bu sözlerle açıkça çelişmektedir” dedi.
Adalet Bakanlığı ve HSK’ye Çağrı: Bu mu Hesap Sormak?
Tanrıkulu, sözlerinin sonunda doğrudan Adalet Bakanı’na, Cumhurbaşkanı’na ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na seslendi:
“Bu mu sizin hesap sormanız? Biz açıklamamızı yaptık, Genel Başkanımız da gerekenleri söyledi. Şimdi sizden yanıt bekliyoruz.”
Bu açıklamalar, Türkiye’de yargı bağımsızlığı, siyasi soruşturmaların tarafsızlığı ve devletin karanlık dönemleriyle yüzleşme konusunda süregelen tartışmaların merkezine yeni bir örnek yerleştiriyor. Beyaz Toros’un masa üstü maket olmaktan çıkıp bir yargı pratiği metaforuna dönüşmesi ise, toplumsal hafızanın güncel politikayla iç içe geçtiği bir süreci gözler önüne seriyor.