ABD Kongresi tarafından atanmış olan bir komisyon, 145 sayfalık bir raporla Çin, Rusya, Kuzey Kore ve İran’dan kaynaklanabilecek tehditleri ve güvenlik sorunlarını inceledi. Aynı zamanda, ABD’nin Çin ve Rusya ile eş zamanlı savaşlara hazır olması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
Bu rapor, “Stratejik Duruş Komisyonu” adı verilen bir panel tarafından hazırlandı ve ABD’nin konvansiyonel askeri gücünü artırması, ittifaklarını güçlendirmesi, nükleer silahlarını modernize etmesi ve Rusya ve Çin ile olası eş zamanlı çatışmalara karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguluyor.
Panel, Çin ile Tayvan ve diğer konularda artan gerginlikler ve Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi gibi olaylar göz önünde bulundurularak raporu yayınladı.
Raporda, 2027-2035 yılları arasında Çin, Rusya, Kuzey Kore ve İran’dan kaynaklanabilecek tehditler ve güvenlik sorunları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Ancak, rapor, Başkan Joe Biden’ın mevcut nükleer kapasitenin Rusya ve Çin’i caydırmak için yeterli olduğu görüşüne karşı gelmektedir.
Raporun hazırlanmasına katılan bir üst düzey yetkili, panelin istihbarat bilgilerinin Çin ve Rusya’nın kendi aralarında nükleer silahlar konusunda iş birliği yapıp yapmadığını gösterip göstermediğini açıklamaktan kaçındı. Ancak, “Endişemiz… aralarında bir tür nihai koordinasyon olabileceği ve bizi bu iki savaş senaryosuna sürükleyebileceği” ifadesini kullandı.
Raporun bulguları, mevcut ABD ulusal güvenlik stratejisinin “bir savaşı kazanırken diğerini caydırmayı” öngördüğünü ve bu durumun savunma harcamalarında büyük artışlar gerektirdiğini belirtiyor.
Raporun önsözünde, ABD’nin nükleer silahlarını denetleyen eski bir direktör yardımcısı olan Demokrat Partili Madelyn Creedon ve emekli Cumhuriyetçi Senatör Jon Kyl, “Bütçe gerçeklerinin farkında olmakla birlikte, ulusun bu yatırımları yapması gerektiğine inanıyoruz” ifadesini kullanıyor.
Raporun açıklandığı brifingde konuşan Kyl, “Başkan Joe Biden ve Kongre, ABD, Çin ve Rusya’yı içerebilecek potansiyel bir nükleer savaşı engellemek için ödenecek küçük bir bedelin Amerikan halkına anlatılması gerektiğini” söyledi.
Ancak Silah Kontrolü Derneği, “Cephaneliğin yapısı, düşman nükleer saldırısını caydırmak ve yeterli sayıda düşman hedefini risk altında tutmak için gerekeni hala aştığı” açıklamasında bulundu.
Panel, “ABD ve müttefikleri her iki düşmanı da aynı anda caydırmaya ve yenmeye hazır olmalı. ABD liderliğindeki uluslararası düzen ve onun savunduğu değerler, Çin ve Rusya’nın otoriter rejimleri karşısında risk altındadır” ifadesine yer verdi.
Panel, altı Demokrat ve altı Cumhuriyetçi ismin bir araya geldiği bir komisyon tarafından oluşturuldu. Görevleri, 2022’de ABD’ye yönelik uzun vadeli tehditleri değerlendirmek ve ülkenin konvansiyonel ve nükleer kuvvetlerinde değişiklikler yapılmasını önermekti.
Panel, Pentagon’un Çin’in nükleer silahlarını hızla genişleterek 2035 yılına kadar 1500 nükleer savaş başlığına sahip olabileceği ve ABD’yi ilk kez nükleer silahlı ikinci büyük bir rakiple karşı karşıya getirebileceği tahminini doğruladı.
Raporda, Çin ve Rusya kaynaklı tehditlerin 2027-2035 yılları arasında ciddi boyutlara ulaşabileceği ve “ulusun hazırlıklı olması için kararların şimdi alınması gerektiği” ifade edildi.
Raporda, 2010 yılında başlayan ve 2017 yılına kadar yaklaşık 400 milyar dolara mal olması tahmin edilen 30 yıllık ABD nükleer silah modernizasyon programının tüm savaş başlıklarını, dağıtım sistemlerini ve altyapıyı zamanında yükseltmek için tam olarak finanse edilmesi gerektiği belirtildi.
Komisyonun diğer önerileri arasında Asya ve Avrupa’da daha fazla taktik nükleer silah konuşlandırılması, yedek nükleer savaş başlıklarının bir kısmının ya da tamamının konuşlandırılması için planlar geliştirilmesi ve şu anda planlanan sayıların ötesinde daha fazla B-21 hayalet bombardıman uçağı ve yeni Columbia sınıfı nükleer denizaltı üretimi yer aldı.
Panel ayrıca ABD ve müttefiklerinin konvansiyon
el kuvvetlerinin “büyüklüğü, tipi ve duruşunun” artırılması çağrısında bulundu. Rapor, bu tür önlemler alınmadığı takdirde, ABD’nin “muhtemelen” nükleer silahlara olan bağımlılığını arttırmak zorunda kalacağının altını çiziyor. Ayrıca, Kuzey Kore’nin ABD’nin füze savunma sistemini aşabilecek yeterli sayıda kıtalar arası balistik füzeye (ICBM) sahip olma yolunda hızla ilerlediğine dikkat çekiliyor.
NHY/ Euronews
