Yargıtay Kadir Şeker’in 10 yıl 10 aylık cezasını onadı

Konya’da Ayşe Dırla’yı şiddete maruz bırakan kişiyi engellemek isterken ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 10 yıl 10 ay ceza alan Kadir Şeker’in cezası Yargıtay tarafından onandı.

Bu karar, Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve adalet arayışı konularında büyük tepki ve tartışma yarattı. Peki Kadir Şeker kimdir, ne oldu ve ne olacak? Bu yazıda bu soruların yanıtlarını vermeye çalışacağız.

Kadir Şeker, 5 Şubat 2020 tarihinde Konya’da bir parkta Ayşe Dırla adlı kadının Özgür Duran adlı erkek tarafından darp edildiğini gördü ve müdahale etmeye çalıştı. Ancak Duran, Şeker’e saldırınca aralarında boğuşma çıktı ve Duran, Şeker’in elindeki bıçakla yaralandı. Duran hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Şeker ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Şeker’in yargılandığı davada savcılık, “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istedi. Ancak Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Şeker’in “haksız tahrik” altında hareket ettiğini kabul ederek cezayı 15 yıla indirdi. Ardından “iyi hal” indirimi uygulayarak cezayı 12 yıl 6 aya düşürdü. Bu karar hem Şeker’in hem de Duran’ın ailelerinin avukatları tarafından temyiz edildi.

Dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Şeker’in cezasının daha fazla indirilmesi gerektiğine karar vererek yerel mahkemenin kararını bozdu. Yeniden yargılama yapılan davada Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Şeker’in cezasını 10 yıl 10 aya indirdi ve tahliyesine karar verdi. Ancak bu karara da itirazlar geldi ve Şeker yeniden tutuklandı.

Son olarak Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Şeker’in cezasını onadığını açıkladı. Böylece Şeker’in hukuki süreci sona ermiş oldu. Ancak bu karar, kamuoyunda büyük bir tepkiye neden oldu. Birçok kişi ve kurum, Şeker’in kadına yönelik şiddeti engellemeye çalıştığı için cezalandırıldığını ve adaletin sağlanmadığını savundu. Bazı siyasetçiler ve sanatçılar da Şeker’e destek verdi.

Kadir Şeker davası, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin boyutunu ve adalet sisteminin sorunlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Kadın örgütleri ve insan hakları savunucuları, bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyorlar.