Eğitimin Felsefesi

Felsefe; İnsanın kendisini ve çevresini anlama, açıklama ve yorumlama çabasıdır. Felsefe yolda olmak demektir. Eğitim ise; bireyde istendik davranışlar oluşturma sürecidir. Eğitim bir süreçtir. Eğitim sürecinde, bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Davranışlarındaki değişme kasıtlı olarak gerçekleştirilmektedir. Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır.

Eğitim felsefesi; eğitimin doğası, süreci, amaçları ve idealleri ile ilgilenen bir felsefi alandır. Eğitim toplumsal kurumlar bağlamında veya varoluşsal gelişme süreci içinde ele alınabilir. Eğitim felsefesi ise konunun toplumsal yönünden ziyade insanlık açısından eğitime yaklaşır.

Genel olarak eğitim felsefesi, insanı ve insanlığın tarihsel, sosyal ve kültürel varlık problemlerini inceleyen ve buradan elde ettiği bilgilerle insanı özel çevre ve evrensel ölçülerle tanımlayan ve bu tanıma uygun bir eğitim anlayışı teklif eden bir bilgi alanıdır.

Eğitim felsefesinin iki esas amacı vardır: Birinci amacı, önemli eğitim kavramları ve sorularına ilişkin mümkün olduğunca açık, dikkatli, ölçülü ve sistematik düşünmemize yardımcı olmasıdır. Bu, onun aydınlatıcı işlevidir. İkinci amacı, birinciden doğal olarak çıkan bir konu olarak anlaşılmaktadır. Bu amaç, eğitim felsefesiyle eğitim politikalarının ve değerlerinin geliştirilmesi arasındaki ilişkiyle ilgilidir. 

Eğitim Felsefesi İnsan, kendisinin de bir parçası olduğu evrenin sırlarını çözmeye çalışırken, kullandığı çeşitli disiplinlerin yanında felsefeyi sürekli kullanmıştır. İnsan bu çözüme yönelirken, madde ve maddeyi aşkın kavramlarla düşünsel bir diyalektiğin içine girdiğini sezinliyor. İnsanın yaptığı, kaynağını bilgelik sevgisinden alan bu işlem “felsefe” diye adlandırılıyor. Bu nedenle felsefe, eğitimle iç içedir. 

Çünkü felsefe, konusu gereği varlık ve varlığın kendinde sır gibi gizlediği bilginin neden ve niçinini aramaktadır. Daha doğrusu, eşya üzerinde düşünme, düşüncenin gittikçe sistemleşmesi, sözcüklerden kavramlara ulaşma ve bu kavramlardan hareketle varlık ilişkilerden oluşa gelen olaylara yaklaşım, olaylar arasındaki ilişkilerin saptanması, bütün bu işlemlerde uygulanan yöntemlerin düşünsel eleştiriden geçirilerek doğruyu bulma çabası, aynı zamanda bir eğitim sürecidir.

İnsan bilgisine ait olan hiçbir alan felsefi yaklaşımın dışında kalamaz. Felsefenin eğitim konusuna yönelmesiyle “Eğitim Felsefesi” dediğimiz bir alan doğmuştur. 

Eğitim felsefesi, hiçbir zaman çok çeşitli problemlerin ele alındığı bir felsefe tarihi haline getirilmemelidir. Eğitim felsefesinin ana konularından sayılan eğitimin amacı, insanın yönlendirilmesi, insanın tabiat ve meslekle ilişkileri, kişiliği şekillendiren kurumlar, eğitimin teori ve pratiği, ferdi ve sosyal eğitim, eğitimin merkezinde bulunacak unsurların felsefi esasta ele alınıp işlenmesine özen gösterilmelidir.

Eğitim felsefesi eğitim olgusuna veya konusuna yaklaşırken, eğitimin ne olduğunu ele alır, eğitimin ölçütlerini tartışır. Eğitim felsefesi, çok genel bir şekilde eğitimi felsefi bir tutum ya da yöntemlerle konu alan felsefe, hatta uygulamalı felsefe türü olarak ta tanımlanabilir.

Eğitim felsefesi, eğitimin ne olduğunu tartışan, onu belirleyen faaliyetleri ve eğitim alanını meydana getiren kavramları sorgulayıp çözümleyen felsefe disiplini olarak anlaşılır. 

Eğitim alanına özgü kavramlarla yargıları analiz eden, burada geçen argümanların yapısını inceleyen eğitim felsefesi, eğitimi belirleyen temel etkenler üzerinde yoğunlaşırken, bir yandan da eğitimin amaçlarını ele alır.

Eğitim felsefesi, eğitimcilere bir bakış açısı sağlayan bir disiplin ve bir düşünce yöntemidir de. Eğitimsel yapılar içerisinde etkinlikte bulunma, düşünme ve bir bakış tarzı olduğundan kendi başına bir görüş açısıdır.

Eğer eğitim felsefesi, bu tür gelişmelere yol açmayacaksa, yalnızca entelektüel bir çalışma olmaktan öteye geçmeyecektir. 

Arslan ÖZDEMİR