Zafer ya da sonun başlangıcı, on beş Temmuz iki bin on altı

21 Temmuz 2020, Takvim; “Fetö’nün ihanet otobüsü baÅŸtan sona sahtekarlığın belgeseli!” Kastdedilen, 15 Temmuz 2016’da darbe yapa(maya)n askeri öğrencilerle yapılan ropörtajlardan oluÅŸan, Askeri Öğrenci Komitesi hesabının YouTube kanalında yayınlanan, 40 dakikalık, “Mavi Otobüs Belgeseli”. Fatih YaÅŸlı’nın ifadesiyle; “15 Temmuz günü Türkiye Ä°slamcılığının iki hizbi, Milli görüş geleneÄŸinden gelenlerle Nurculuk geleneÄŸinden gelenler, yani AKP ile Gülen Cemaati, devletin nasıl bölüşüleceÄŸi üzerine verdikleri kavgada kozlarını paylaÅŸmışlardır.”(1)) Akla yatkın. Olabilir.

15 Temmuz 2016, askeri okul öğrencilerinin yem olarak kullanıldığı, sokaÄŸa çıkarılan gerici, ÅŸeriatçı kitlenin önüne atıldığı, sermaye iktidarının baÅŸarısız bir iç savaÅŸ provası olma olasılığı da var. Bu aynı zamanda, Türkiye kapitalizmi ve emperyalist merkezlerin yüreÄŸini aÄŸzına getiren 2013 DireniÅŸi’nin rövanşı olabilir. Wikipedya’ya göre, politika biliminin kurucusu, Ä°talyan diplomat, felsefeci Makyevelli, Prens adlı kitabında yazmış: “iktidar için her yol mübahtır”! Bir de, “pireyi öldürmek için yorganı yakmalısın” demiÅŸ. Makyevelli’yi bildiklerinden deÄŸil, sınıf kini ve içgüdüsü egemen sınıfın temsilcilerine yol gösteriyor. YetmediÄŸi yerde, emperyalist efendileri her an görev başında.Amaç, iktidarı paylaÅŸan Pensilvanya’yı aradan çıkarmak; daha önemlisi, 12 Eylül 1980’den beri bir türlü “ikna edilemeyen”, teslim alınamayan toplumun ilerici, aydınlanmacı, emekçi unsurlarına yönelik bir iç savaÅŸ çıkarmak, yönetilemeyen sermaye iktidarını perçinlemek; 2023’ü garantiye almak olmalı! HerÅŸey sermaye iktidarının devamı için.

15 Temmuz 2016, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan Datça’da tatilde, Harp Okulu öğrencileri ise Yalova’da eÄŸitim kampındaydılar. Harp Okulu öğrencileri henüz dalmışlardı uykuya… Gece 22.30’da uyur iken uyardılar, üç mermi bir tüfekle “Mavi Otobüs”e bindirdiler; üç mermiyi hareket etmeden önce geri aldılar. ErdoÄŸan, “darbeyi” eniÅŸtesinden öğrendi; Mavi Otobüs yolcuları, yarım kalan uykularını uyuyorlardı, BoÄŸaz köprüsü giriÅŸinde durdurulduklarında… Otobüsün camları atılan taÅŸlarla kırılırken uyandılar. Silahsız ve savunmasızdılar, kurban edilirken öğrendiler, “yem” olduklarını. 17 Temmuz 2016 sabahı, www.sozcu.com.tr’den öğreniyoruz: “BaÅŸbakan Binali Yıldırım yanında Genel Kurmay BaÅŸkanı Hulusi Akar, İçiÅŸlerine Bakanı Efkan Ala, Adalete Bakanı Bekir BozdaÄŸ ve Milli Savunmaya Bakan Fikri Işık’la birlikte, Çankaya Köşkü’nde basın açıklaması yapar: “Paralel çete mensupları artık Türk adaletinin elindedir”! Mavi Otobüs yolcusu Harp okulu öğrencilerini kasdediyor. “Maalesef bu kalkışma bastırılmıştır.” Mavi Otobüs yolcusu Harp Okulu öğrencilerinin, Yalova EÄŸitim Kampından, Ä°stanbul’a Harp Okuluna giderken “uykusuz” ve “mermisiz”, “kalkışması” bastırılmıştır!

Devam ediyor açıklamalarına; aynı gece “61 ÅŸehidimiz…1440 yaralımız var”! Oysa üç Mavi Otobüs Yolcusunun hepsini toplasanız 1140 etmez. Öğrencilerin katlini izleyen, kendisine sığınanları tekmeleyen, yaralıları hastaneye götürmeyip, köprüde yol kesenlerin öfkesi dindiÄŸinde, “darbeci” öğrencileri “suçüstü yakalayıp” teslim eden Köprü Karakolu olduÄŸuna göre, kim kimi yaralamış olabilir!

BaÅŸbakan devam ediyor; “Bu aÅŸağılık kalkışmaya karışan ÅŸu ana kadar 2 bin 839 çeÅŸitli rütbede subay, asker gözaltına alınmıştır.” Ekranlardan izledik kanlı kıyımı; “bu olaya karışan” üst rutbelilerin köprüden deÄŸil, masa başından ya da evlerinden baskınla alınışlarını. Kimi intihar bile etti. “Devletin silahıyla, parasıyla, tankıyla, uçağıyla, helikopteriyle bu ülkenin insanının üzerine ateÅŸ açanlar, PKK’dan daha aÅŸağılık bir terör örgütüdür.”; Sanırsınız ki, Köprü giriÅŸinde yol ve kafa kesen, ne idiğü belirsiz neden, niçin ve nasıl orada toplandığı meÅŸhul kalabalık deÄŸil, “2 bin 839 üst rütbeli”! Emniyet helikopterini, askeri tankı kullanan “üst rütbeli”!BaÅŸka bir deyiÅŸle, “2 bin 839 üst rütbeli” 15 Temmuz gecesi, köprüyü kesmiÅŸ, Askeri Harp Okulu Öğrencilerini linç etmiÅŸ, karakol basmış, bir helikopter bir tank ile körüde darbe yapmaya kalkışmış!
“BaÅŸta siyasi parti liderleri olmak üzere bütün siyasi parti taraftarları da görüş farklılıklarının bir taraf bırakıp ay yıldızlı bayrağı tankların tepesine dikmeyi baÅŸarmıştır.” Demek ki, tankları kullananlar “darbeci” deÄŸil, AKP’den yanaydı. Ben söylemiyorum, zamanın baÅŸbakanı söylüyor. Benim anladığım, linç eden ve edilenlerin, her sandıkta eksiksiz, Meclis’e gönderdikleri “siyasi parti liderleri”, 2013 Haziran DireniÅŸi’nde olduÄŸu gibi, bir kez daha “Hükümete karşı darbe giriÅŸimi” nedeniyle, AKP’nin yanındaydılar. BaÅŸbakan; “Milletimin bütün fertlerine bayraklarıyla meydanlara koÅŸan, bu paralel terör örgütü çetesine karşı dimdik ayakta duran bütün vatandaÅŸlarımın alnından öpüyorum.” Hemen arkasından Askeri okullar kapatıldı; “2.839 üst düzey rütbeli” yargılandı; ordu “terhis” edildi; askeri arazi ve diÄŸer mülklerin tamamına el koyuldu, önce Hazine’ye sonra parça parça sermayeye devredildi. 30 Ekim 1918, Mondros AteÅŸkes AntlaÅŸması; BoÄŸazlar’ın yönetimi Konsorsiyuma devredilmiÅŸ, Osmanlı’nın son ordusu terhis edilmiÅŸtir! 16 Temmuz 2016, Türkiye kapitalizminin Zafer günü ilan edildi, Ordu terhis edildi, askeri okullar kapatıldı.

Macbeth uykuyu öldürdü. Çünkü, “uykusuz” ve “mermisiz”, Mavi Otobüsle BoÄŸaz köprüsünde “darbe” yapmaya giden Harp Okulu öğrencilerinden, “ÅŸehit olursam beni tırnağımdan tanırsınız” diyen Murat Tekin “IŞİD” yöntemiyle öldürüldü. Adli tıp raporunda: “vücudunda yaygın kunt travmatik lezyonlar ile kesici alet yaralanması saptanan kiÅŸinin ölümünün boyun baskısı ve ağız burun kapanmasına baÄŸlı mekanik asflesi” sonucu meydana geldiÄŸi kaydedildi.”(3) . Ragıp Enes Katran da, Murat Tekin ile birlikte linç edilerek öldürüldü, yol kesenler tarafından; Ragıp, “darbeci” olduÄŸu için “namazı kılınmaz, imam verilmez, ölüsü yıkanmaz”!(4)

DiÄŸerleri köprü karakoluna sığınmayı baÅŸarıyor. Hainlikle, darbe ile suçlanıp, itilip kakılıyorlar… Oradan gözaltına alınırlar; hala sırtında mermisiyle gezen arkadaÅŸlarıyla birlikte. Murat Tekin ve Ragıp Enes Katran, bir kez öldürüldüler. 2013 Haziran DireniÅŸi’nde öldürülen Mehmet AyvalıtaÅŸ, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali Ä°smail, Berkin Elvan, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan ile ölümsüzleÅŸtiler. Ancak, katil sermaye iktidarının sahipleri, ellerini ne kadar yıkasalar da kan kokusu onları ele veriyor. “Elleri yapış yapış geliyor ona ÅŸimdi./ Sakladığı cinayetlerin kanlarıyla, /Ä°syanlar durmadan kalleÅŸliÄŸini vuruyor yüzüne. /Emrindekiler, yalnız emirle yapıyorlar herÅŸeyi, /Sevgiyle deÄŸil. /Krallığı bol geliyor sırtına, /Bir cücenin bir devden çaldığı kaftan gibi.”(5)

Sermaye iktidarının elleri “kan koluyor”; “uykuları ölü”! Kolay deÄŸil; sadece “Temmuz 2022’de 31 kadın öldürüldü”; “2022’nin ilk yedi ayında en az 1014 işçi yaÅŸamını yitirdi” ; “DÄ°SK’den Brezilya BüyükelçliÄŸi Önünde Asbestli Gemi Protestosu”; “Ä°stanbul Anadolu Adliyesi’nde tavan çöktü”; “Soçi Görüşmesi: Alman Basınında ‘Kirli AnlaÅŸma’ Yorumu”(6); Ä°sviçre’nin Gizemli Finans Merkezi’nde KarşılaÅŸan Cem Uzan’la Bilal ErdoÄŸan’ın Büyük Sırrı: YPG-PKK Petrolünü Türkiye Ãœzerinden Pazarlayan Saraylı”(7) Sabahattin Önkibar; “DoÄŸamız Yok Edilirken Durmuyoruz, Duramıyoruz!’ Ä°kizdereliler yine yollarda”(8)”; AliaÄŸa Dünyanın Çöplüğü DeÄŸildir” AliaÄŸa Emek ve Demokrasi Platformu… “2021 Yılında 1480 işçi eylemi gerçekleÅŸti”, Nokta Haber.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Fatsa’da, fındık alım fiyatlarını açıkladı: “Türkiye dünyanın en büyük fındık üreticisi. Biz iktidara geldiÄŸimizde fındığın alım fiyat 1 doların altındaydı. Biz bu rakamı 3 doların üzerine çıkarttık. Fındığın ortalamasını bu yıl, 54 lira olarak açıklıyorum”; ErdoÄŸan, devamla; “Terörün belini kırdık. Bu Ordu, terörün ne menem bir ÅŸey olduÄŸunu gayet iyi bilir. Bu Ordu, Terzi Fikri’yi de iyi bilir.”(9)

Terzi Fikri, 1938 yılında Ordu Fatsa’nın Kabakdağı köyünde dünyaya gelir. Ä°lkokuldan sonra bir terzinin yanında çalışmaya baÅŸlar. 60’lı yıllarda TÄ°P’e üye olur. Dev-Genç saflarında 6.filoya karşı gösterilere katılır; 70’li yıllarda THKP-C, Mahir Çayan saflarında mücadele eder. 1971-1972 yıllarında Mahir Çayan ve arkadaÅŸlalrının Maltepe cezaevincen kaçışından sonra, Karadeniz bölgesine geçmelerine yardımcı olduÄŸu iddiasıyla iki yıl tutuklu yargılanır; 1974’de genel afdan yararlanarak tahiye olur. 14 Ekim 1979 ara seçimlerinde Devrimci Yol’un bağımsız adayı olarak Fatsa Belediye BaÅŸkanı olur. Yedi mahallesi olan Fatsa, on bir birime ayrılarak, halk komiteleri kurulur. 12 Eylül darbesinden sonra, 11 Temmuz’da, DireniÅŸ Komiteleri kuduÄŸu iddiasıyla, Nokta Operasyonuyla gözaltına alınır. 4 Mayıs 1985 tarihinde, iÅŸkence ve kötü muameleye dayanamayan kalbi durdu.

Fatsa Belediye baÅŸkanı Terzi Fikri, 1980 Askeri Darbesi’nde gözaltına alınmadan önce fındık üreticisine fındık fiyatlarına iliÅŸkin bir konuÅŸmasında, üreticiye şöyle seslenir: “Bu soygun ve sömürü düzeninin beyler, aÄŸaları, faizcileri, karaborsacıları bizleri yıllar boyu kendilerine köle etmiÅŸlerdir. Bugün fındığımız para etmiyorsa, hayat pahalılığı varsa, karaborsa varsa, her gün zam, her gün zulüm varsa, bugün gençlerimiz kurÅŸunlanıyorsa, halkımızı partilere bölerek, halkımızı eÄŸitimsiz bırakıp amansızca sömürmüşlerdir.”(10)

Türkiye kapitalizminin (son) cumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, 1985’de ölümünden 32 yıl sonra Fatsa’nın Sosyalist belediye baÅŸkanı Terzi Fikri’yi hatırlaması boÅŸuna deÄŸil! Enflasyonun yüzde üç yüzlere ulaÅŸtığı sırada, yüzde on dört zamla üreticinin geçen yıl ki borçlarını kapatmayacak, borçları kapatsa, önümüzdeki yıl aç kalacağı 54 liraya karşı ayaklanmasından korkuyor. Türkçesi, fındık fiyatlarına isyan eden terörist, isyan etmek terördür diyor! Oysa, bu sırada Ziraat bankası diÄŸer kamu bankaları gibi, DoÄŸan gurubu ve diÄŸer sermaye ÅŸirketlerine “geri ödemesiz” krediler vermeye, kamu kaynaklarını, servet sahiplerine bölüştürmeye devam ediyor. Sayıştay’ın 2020 raporuna göre bankanın kambiyo zararı tam 187,7 milyar TL. Aynı yıl bütçe harçamaları 1,2 trilyon TL, bütçe açığı 172,7 milyar TL. Aynı banka, MÃœSÄ°AD’ın zarar eden RÄ°NERJÄ° isimli ÅŸirketini satın alarak, ONKO ilaç ÅŸirketini ortak olarak kurtarıyor!(11)

Fındık üreticisinin bir yıllık emeğinin karşılığında ürettiği, bir sonraki yılın geçim kaynağı olarak ürünü öyle bir değerle satmalıdır ki, bir yıl boyunca yaptığı üretim ve bakım giderlerini karşılayıp, bir sonraki yılda varlığını ve üretimi sürdürebilsin. Oysa, kapitalist pazarda(piyasada) bireysel üreticinin belirleyiciliği yoktur. Kapitalist devlet üretici ile tüketici arasına girerek ilan ettiği fiyat üzerinden üreticinin ürününe, tüccar aracılığıyla el koymaktadır. Üretici, ürününe açıklanan fiyatın üstünde alıcı bulamayacaktır. Onun borçları, yaşam gerekleri, zorunlu ihtiyaçları kapitalist devletin sorunu değildir. Kapitalist devlet, iktidardaki sermaye sınıfına kaynak yarattığı sürece ayakta durabilir. Yani, üreticinin ürünü elinden üretim maliyetlerinin de altında bir bedelle satın alınır, servet sahipleri tarafından belirlenen en yüksek fiyattan pazara sunulur. Sonuç, üretici, sattığı ürününün getirisiyle, tüketici olarak gereksindiği zorunlu yaşamsal gereksinmelerini karşılayamamakta, borçlarını, faturalarını ödeyememekte, her yıl giderek yoksullaşmakta, üretimden koparak yedek işgücü haline gelmektedir. Örnek olsun, henüz yeni ürün pazara sunulmadan önce pazarda fındık kaç liraydı? Domates üreticisi, sattığı ürünün getirisiyle fındık, fındık üreticisi domates alabiliyor mu? Hayır. Peki, üreticiyi açlığa mahkum eden devletin belirlediği ürün fiyatı ile serbest piyasada tüccar tarafından belirlenen fiyat arasındaki fark kimi zengin ediyor?

Marks’a göre; bireyler, toplumsal güçlerini kazanmak ve tanıtlamak üzere, ürün ya da faaliyetlerini önce mübadele(deÄŸiÅŸim) deÄŸeri biçimine, paraya çevirmek zorundadırlar; bu, bireylerin artık yalnızca toplum için ve toplum içinde üretim yaptıklarını, üretimlerinin dolaysız olarak toplumsal nitelikte olmadığını gösterir… “Burjuva toplumun, yani mübadele(deÄŸiÅŸim) deÄŸerine dayalı toplumun içinde, her biri bu toplumu paramparça edebilecek birer mayın gücünde bir takım iÅŸbirliÄŸi ve üretim iliÅŸkileri doÄŸar.” Zarar etme bahasına kamu banklarıyla sermaye ÅŸirketleri, ÅŸirketler ile diÄŸer ÅŸirketler, ulusdevlet ile uluslararası rekabet, kiÅŸisel çıkarlarla sınıfsal çıkarlar, emekçi sınıflarla sermaye sınıfının çıkarları arasındaki karşıtlık, yine Marks’ın deyimiyle, “bizzat çeliÅŸki temeline dayalı bir birliÄŸin türlü çeliÅŸkili tezahür(oluÅŸum) biçimleri”(12), her biri “bir mayın gücünde” çeliÅŸki taşıyan iliÅŸkilerdir.

Ä°ÅŸte, sürmekte olan yaÄŸma ve sömürüye dayalı kapitalist üretim iliÅŸkileri içindeki çeliÅŸkilerden beslenen, maddi üretim koÅŸullarının, üretici güçlerin iÅŸbirliÄŸi ile yıkılması kaçınılmazdır. ÇeliÅŸki derinleÅŸtikçe, mayının patlaması olasılığı da egemen sınıfın korkusu da büyümektedir. Bir yılda 1.480 işçi eylemi az bir sayı deÄŸildir. İşçi sınıfı, Türkiye solundan daha hızlı hareket etmektedir! 21.Yüzyılın Türkiyesi’nde, “devrimci örgütler”, 20.yüzyıl Rusyası’nda olduÄŸu gibi, 1903’lerde “proleteryanın devrimci faaliyet düzeyine ulaÅŸamadılar, kitlelerin önünde yürümeyi ve yönetmeyi baÅŸaramadılar”(13), baÅŸaramazlar, zira, irade yoktur! Lenin’nin Rusya işçi sınıfını çar ve hempalarına, otokrasiye karşı mücadelesi sırasında “devrimci örgütler” için söylediÄŸi gibi; “oportünist artçılar, en devrimci sınıfın öncüsüyle yer deÄŸiÅŸtirecektir.”


DÄ°PNOT
1) https://haber.sol.org.tr/yazar/bir-15-temmuz-yazisi-309213, 14.07.2021, Fatih YaÅŸlı, “Bir 15 Temmuz Yazısı”
2) www.sozcu.co.tr, 17 Temmuz 2016, “Darbe GiriÅŸiminde Kaç Asker Öldü? Kaç KiÅŸi Åžehit Oldu?”.
3) www.sol.org.tr, 04.10.2016, Köprüde boÄŸazı kesilen askerin ablası: “KardeÅŸim katlediliyor, hem de hiç bir ÅŸeyden haberi yokken.”
4) www.sol.org.tr, 11.10.2016, Köprüde linç edilen Hava Harp Okulu öğrenisinin abisi: Aşırı darp etmiÅŸler kardeÅŸimi, linç etmiÅŸler köprüde”
5) W.Shakespear, Macbeth, Remzi Kitabevi
6) www.noktahaber.com.
7) https://m.youtube.com.
8) www.yesildirenıs.com.tr., Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi, 31 Temmuz 2022
9) www.cumhuriyet.com.tr, 30 Temmuz 2022
10) www.odatv4.com, 31 Temmuz 2022, “ErdoÄŸan’ın hedef aldığı Terzi Fikri’nn Fındık KonuÅŸması Ortaya Çıktı.”
11) www.sol.org.tr , 05.08.2022, Ziraat Bankası’nı masaya yatırdı: Demirören’in borçları, batık ÅŸirketlere peÅŸkeÅŸ hikayeleri.
12) Marks, Grundrise-Ekonomi Politiğin Eleştirisi İçin Ön Çalışma, Çev.Sevan Nişanyan, Birikim Yyaınları,2008
13) LENİN, Seçme Yazılar I, , İLKERİŞ Yayınları, 2009