Yiyin efendiler yiyin

Türkiye, kiÅŸi başı 500 gramla, aylık et yeme oranı en düşük olan ülkelerden biri. Amerika’da 15, Avrupa’da 7 kg olduÄŸunu söylersem, aradaki uçurum daha iyi anlaşılır sanırsam ki.

Ben olabildiğince vejetaryen beslenmeye çalışan, insanın en büyük sınavının et yememek olduğuna, hayvanı kendisiyle eşitlemeden asla iflah olamayacağına inanan bir yaşam hakkı savunucusu olarak bu rakam karşısında yurdum insanıyla gurur duyabilirdim ama tabii ki kazın ayağı öyle değil.. Yani ki, aylık 500 gram et payı halkımın merhametinden değil, cebinin delikliğinden kaynaklanıyor. Yoksam biliyoruz ki parası olsa deveyi hamuduyla götürür..

Neyse, konumuz ÅŸu; ÅŸimdi efenim, dünyada ‘Wagnu Eti’ diye bir ÅŸey var. Bu et, Japonya’nın Kobe bölgesinde yetiÅŸtiriliyor ve kilosu, sıkı durun: 2.800 Dolar! Evet, yanlış okumadınız, danası deÄŸil, kilosu, rakamla 2.800, yazıyla iki bin sekiz yüz Dolar!

DoÄŸumundan ölümüne kadar özel besinlerle, masajlarla, klasik müzikle, ayağını bir kere bile yere bastırmadan, yaÄŸlı ve lezzetli olması için günde 20 litre bira içirilerek yetiÅŸtirilen ve senede en fazla 5 bin kilo elde edilebilen bu özel eti uyanık bir giriÅŸimcimiz birkaç sene önce Türkiye’ye de getirmiÅŸ; Kobe eti piÅŸirilen süper lüks bir restaurant açmış.

Kilosu 2.800 Dolar olan bir etin, porsiyonunun kaç lira olacağını tahmin edersiniz elbette değil mi? Yemeğine göre 200 ile 350 Dolar arası.

Bir röportajda girişimci beyefendiye soruyorlar:

  • Amerika veya Avrupa’da ne kadar yaygın? Her yerde yenebiliyor mu yoksa araÅŸtırmak mı gerek hangi restoran servis ediyor diye?

  • Çok yaygın ve herkes yiyor. Türkiye’de benim getirmemle baÅŸlayan bir furya oldu. YavaÅŸ yavaÅŸ yaygınlaşıyor. Geçen hafta yurt dışındaki büyük otellerden birine gönderdik. Meclisten isteniyor.

“Meclisten isteniyor!..”

HerifçioÄŸlunun yanıtını okuyunca, yüzümde acı bir gülümsemeyle Tevfik Fikret’in Han-ı YaÄŸma ÅŸiirini hatırlayıverdim.. Hadi birlikte okuyalım bir daha:

HÂN-I YAÄžMA – Tevfik Fikret

Bu sofracık, efendiler – ki iltikama muntazır
Huzurunuzda titriyor – ÅŸu milletin hayâtıdır;
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazıdır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…

Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştiha sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler! Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Şu nâdi-i niâm, bakın kudûmunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir…

Yiyin efendiler, yiyin; bu hân-ı zi-safa sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta; say:
Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray.
Bütün sizin, efendiler; konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin; hazır hazır, kolay kolay…

Yiyin efendiler yiyin; bu hân-ı iştiha sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar.
Gurur-ı ihtişâmı var, sürûr-ı intikamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte âb u tab umar.
Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…

Yiyin efendiler, yiyin; bu hân-ı can-feza sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayâlini,
Bütün ferağ-ı hâlini, olanca şevk-i bâlini.
Hemen yutun düşünmeyin; haramını, helâlini…

Yiyin efendiler, yiyin; bu hân-ı iştiha sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mi’deler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin efendiler, yiyin; bu hân-ı pür-neva sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!

AFÄ°YET OLSUN KANKALAR, NE KADAR HÃœPLETSENÄ°Z YERÄ°DÄ°R.

BU SIĞIR MİLLET, SİZE DAHA ÇOOOK KOBE ETİ YEDİRİR.

Rabia MÄ°NE
Latest posts by Rabia MÄ°NE (see all)