Yanardağların Patlama Öncesi Ağaçlardaki Değişim: NASA’dan Çığır Açıcı Gözlem

Yeni araştırmaya göre, volkanların yaydığı karbondioksit patlamadan önce ağaçların yapraklarını yeşertiyor; bu değişim uydularla izlenebiliyor

NASA öncülüğünde yürütülen uluslararası bir araştırma, aktif yanardağların patlamasından önce çevrelerindeki ormanlık alanlarda gözlemlenen dikkat çekici bir değişime ışık tuttu: Magmanın yükselmesiyle salınan karbondioksit gazı, ağaçların yapraklarını daha yeşil ve canlı hale getiriyor. Bu değişim, NASA’nın uyduları tarafından uzaydan tespit edilebilecek kadar belirgin ve sistematik.

Smithsonian Enstitüsü, McGill Üniversitesi ve Chapman Üniversitesi’nden bilim insanlarının katılımıyla yürütülen çalışmada, volkanik patlamaların habercisi olabilecek bu doğal sinyalin, geleneksel karbondioksit ölçümlerine kıyasla daha etkili ve güvenli bir yöntem sunduğu belirtiliyor. Araştırmacılar, volkanların yakın çevresindeki bitki örtüsünü izleyerek, magma hareketlerini ve olası patlamaları önceden tespit etme potansiyelini değerlendirdi.

Uzaydan Gelen Sinyaller: Ağaçlardaki Yeşillenme

Araştırma kapsamında, aktif yanardağlar çevresinde yer alan ormanlık alanlarda bulunan ağaçların yaprak renkleri, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleriyle incelendi. NASA’nın açıklamasına göre, magmanın yer kabuğuna doğru yükselmesi sırasında çevreye yayılan karbondioksit, bu bölgelerdeki ağaçlar tarafından emiliyor. Karbondioksit, fotosentezi artırarak ağaçların daha hızlı büyümesine ve yapraklarının daha canlı yeşil renge bürünmesine neden oluyor. Bu değişim, uzaydan yapılan gözlemlerde açık biçimde ayırt edilebiliyor.

Özellikle İtalya’daki Etna Yanardağı ve Kosta Rika’daki aktif volkanlar üzerinde yapılan analizlerde, bu yeşillenme eğilimi magma hareketleriyle doğrudan ilişkilendirildi. Mart 2025’te gerçekleştirilen AVUELO görevinde, bilim insanları Kosta Rika’daki volkanların eteklerinde saha çalışması yaptı. Yerden toplanan yaprak örnekleriyle birlikte karbondioksit seviyeleri de ölçüldü. Elde edilen veriler, uydu gözlemleriyle doğrulandı.

Yeni Bir Erken Uyarı Mekanizması

NASA araştırmacısı Dr. Adriana Romero, yöntemin özellikle ulaşılması zor ve tehlikeli bölgelerde büyük avantaj sağladığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Artık doğrudan karbondioksit ölçümü yapmak yerine, bu gazdan etkilenen ormanlık alanları izleyerek volkanik aktiviteye dair ipuçları elde edebiliyoruz. Bu, hem daha güvenli hem de daha düşük maliyetli bir yöntem.”

Romero’ya göre, ağaçlardaki yaprak rengi ve büyüme hızındaki değişim, volkanik aktivitenin başlamasından haftalar önce gözlemlenebiliyor. Bu da geleneksel erken uyarı sistemlerine ek bir katman sunarak, can ve mal kayıplarının önüne geçme konusunda önemli katkı sağlayabilir.

Sınırlamalar ve Zorluklar

Araştırmacılar, bu yöntemin her yanardağ için uygulanabilir olmadığını da vurguladı. Ormanlık alanın bulunmadığı bölgelerde sistemin işe yaramadığına dikkat çekilirken, iklim koşulları, mevsimsel değişiklikler, yangınlar ve bitki hastalıkları gibi dışsal faktörlerin de analizleri zorlaştırabileceği ifade edildi. Bu nedenle, ağaçlardaki yeşillenmenin tek başına bir patlama sinyali olarak değerlendirilmesi yanıltıcı olabilir.

NASA’nın volkan izleme programı direktörlerinden Dr. Eliza Martinez, bu sınırlamalara rağmen yöntemin yüksek potansiyel taşıdığını belirterek şöyle dedi:

“Bu sistem, klasik gaz ölçüm cihazlarının yerini almak zorunda değil; ancak onların sunduğu verileri tamamlayarak daha geniş bir perspektif sunabilir. Uzaydan alınan bu doğal sinyal, erken uyarı sistemlerinin başarısını artırabilir.”

Ekoloji ve Volkanoloji Arasında Yeni Bir Köprü

Araştırmanın aynı zamanda ekoloji ve yer bilimleri arasındaki etkileşimi güçlendirdiğine dikkat çekiliyor. Bitki biyolojisi ile volkan hareketlerinin birbiriyle nasıl bağlantılı olabileceğine dair bu keşif, disiplinlerarası araştırmaların gelecekteki potansiyeline işaret ediyor.

Smithsonian Enstitüsü’nden ekoloji uzmanı Dr. Karine Leclerc, “Bu proje sadece volkan bilimi değil, aynı zamanda çevresel değişimlerin nasıl okunabileceğine dair yeni bir pencere açtı” ifadelerini kullandı.

NASA ve ortak kurumlar, bu sistemin geliştirilerek daha fazla bölgede test edileceğini ve uydu gözlemlerinin yapay zekâ destekli analizlerle birleştirileceğini açıkladı.


  • NHY / NASA, Smithsonian Enstitüsü Yer Bilimleri Departmanı, McGill University Earth and Planetary Sciences Faculty, Chapman University Environmental Analytics Lab