Kent yoksullarının uygun fiyatlarla sıcak yemek yiyebildiği Kent Lokantaları, toplumsal dayanışmanın ve kamusal hizmetin önemli bir örneği olarak gündemdeki yerini korurken, Ticaret Bakanlığı’nın başlattığı soruşturma, siyasi kutuplaşmanın yeni bir aracı haline geldi. Ünlü yemek eleştirmeni Vedat Milor’un, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı Kent Lokantası’nı ziyaret ederek deneyimini paylaştığı video, “örtülü reklam” iddiasıyla soruşturmaya konu oldu. Ancak bu adım, siyasi bir hesaplaşmanın ürünü olarak görülüyor ve kabul edilemez bir nitelik taşıyor.
Siyasi Kutuplaşmanın Yeni Aracı: Kent Lokantaları
Kent Lokantaları, dar gelirli vatandaşların, emeklilerin ve yoksul ailelerin sıcak yemek ihtiyacını karşılayan önemli bir kamusal hizmet projesi olarak öne çıkıyor. Ancak, Ticaret Bakanlığı’nın Vedat Milor’un videosunu “örtülü reklam” iddiasıyla incelemeye alması, bu projenin siyasi kutuplaşmanın hedefi haline geldiğini gözler önüne seriyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu siyasi olarak köşeye sıkıştırmak amacıyla atıldığı açıkça belli olan bu adım, toplumsal fayda sağlayan bir hizmetin bile siyasi çekişmeye kurban edilebileceğini gösteriyor.
Ticaret Bakanlığı’nın Vedat Milor’dan talep ettiği belgeler ve başlattığı inceleme, yalnızca bir yemek eleştirmeninin videosunu değil, aynı zamanda İBB’nin Kent Lokantaları projesini de hedef alıyor. Bakanlık, Milor’un Kent Lokantası’na dair olumlu ifadeler kullanmasını ve lokanta hakkında detaylı bilgiler vermesini “örtülü reklam” olarak nitelendirme eğiliminde. Ancak bu yaklaşım, yemek eleştirmenliği ile ticari reklam arasındaki ince çizgiyi bulanıklaştırırken, siyasi bir amaca hizmet ettiği izlenimini güçlendiriyor.
Milor’dan Net Yanıt: “Hiçbir Kurumdan Ödeme Almadım”
Vedat Milor, Kent Lokantası ziyaretiyle ilgili daha önce yaptığı açıklamada, bu ziyaretin tamamen kendi inisiyatifiyle gerçekleştiğini ve herhangi bir kurumdan ödeme almadığını vurgulamıştı. Milor, “Hem bir yemek eleştirmeni hem de bir sosyolog olarak bu hizmeti gastronomik ve sosyolojik açıdan değerlendirmek istedim. Hiçbir kurumdan ödeme almadım. Bundan sonra bu tür asılsız iftiralar karşısında hukuki yollara başvuracağım” ifadelerini kullanarak, soruşturmanın dayanaksız olduğunu ortaya koymuştu.
İmamoğlu’ndan Sert Tepki: “Bu Lokantalar Yoksulun Sarayıdır”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, soruşturma haberinin ardından sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Kent Lokantaları’nın toplumsal önemine vurgu yaparak, “Bu lokantalar yoksulun, dar gelirlinin, emeklinin saraylarıdır. Daha çok açılacak” dedi. İmamoğlu, soruşturmanın siyasi motivasyonunu da sert bir dille eleştirerek, “Önce dalga geçtiler, sonra küçümsediler, şimdi de gidenlerle uğraşıyorlar. Yazık” ifadelerini kullandı.
Kabul Edilemez Bir Adım: Toplumsal Hizmet Siyasete Kurban Ediliyor
Ticaret Bakanlığı’nın başlattığı soruşturma, yalnızca Vedat Milor’u değil, aynı zamanda toplumsal fayda sağlayan bir kamusal hizmeti de hedef alıyor. Kent Lokantaları gibi yoksul vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılayan projelerin siyasi kutuplaşmanın aracı haline getirilmesi, kabul edilemez bir durumdur. Her alanı siyasi çekişmeye alet etme çabası, toplumsal dayanışma ve kamusal hizmet anlayışını zedeliyor.
Kent Lokantaları’na yönelik bu soruşturma, siyasi kutuplaşmanın toplumsal hizmetleri nasıl hedef aldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumun tüm kesimlerine fayda sağlayan bu tür projelerin siyasi çekişmelerin dışında tutulması ve kamusal hizmet anlayışının siyaset üstü bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor. Aksi takdirde, yoksulun sofrasına sıcak yemek götüren bu lokantalar, siyasi hesaplaşmaların kurbanı olmaya devam edecek. Bu kabul edilemez duruma karşı, toplumsal dayanışma ve kamusal hizmet anlayışının korunması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.