Türkiye’nin yok olmaya yüz tutmuÅŸ kiliseleri kurtarılmayı bekliyor

Van Gölü üzerindeki Akdamar Adası’nda 921 yılında inÅŸaa edilen ve yirminci yüzyılın baÅŸlarına dek önemli bir dini merkez görevini sürdüren AÄŸtamar Kilisesi, restore edilerek yeniden ayine açıldı. Ancak Türkiye’de harabe halde birçok kültürel miras bulunuyor. Van’daki Garmırag Manastırı (Kırmızı Kilise) ve Surp Tovmas Manastırı kurtarılmayı bekleyen yapılar arasında.

AÄŸtamar’da bölgede on yılı aÅŸkın süredir rehberlik yapan Serkan TaÄŸrikulu’na kilisenin önemini sorduk.

Halk arasında Ahtamar Efsanesi olarak bilinen hikayenin gerçeÄŸi yansıtmadığını söyleyen TaÄŸrikulu, kilisenin yapımında dönemin kralı I. Gagik’in etkisinin olduÄŸunu vurguluyor:

“Ä°lgiyi arttırmak açısından hikayeler her zaman anlatılagelir. Kilisenin adını toplumdaki ÅŸekliyle de bunu iliÅŸkilendirebiliriz ama kiliseye ve tarihe bakıldığında tabii her zaman dönemin güçlü kralları adını yaÅŸatacak veya gelecek kuÅŸaklara aktarabilecek binalar yapmak ister. Bu günümüzde de aynıdır.”

TaÄŸrikulu, kilisenin Kral Gagik tarafından “müthiÅŸ bir işçilikle yaptırıldığını” belirtiyor.

Ağtamar neden önemli?

Ağtamar bugün dünyanın birçok noktasından turist çeken bir kilise.

1950’li yıllarda yıkılması planlanmış ancak yazar YaÅŸar Kemal’in çabalarıyla yıkımı durdurulmuÅŸtu. Son yıllarda hükümetin Ermenistan ile girilen ikili iliÅŸkiler ve Avrupa BirliÄŸi’nin de çabalarıyla yeniden restore edildi.

Tağrikulu, kilisenin kubbesindeki haccın da özel bir anlam ifade ettiğini söylüyor:

“Her kilisede kubbe kısmında haç bulunur, camilerde alem bulunduÄŸu gibi. Ama AÄŸtamar Kilisesi için kutsal haç kilisesi deniyor. Ermenilerin kutsallaÅŸtırdığı bir nokta. Kudüs’te putperestlerin elinen haccın Ä°ran ve oradan AÄŸtamar’a getirilme süreci anlatılagelir. Dolayısıyla o kutsallığı da buraya veren budur. Ä°sa’nın çarmıha gerilme sürecinde, gerildiÄŸi haç, ondan bir parça bütün Hristiyanlar için kutsal kabul edilmekteydi. Bunun da bir kiliseye mal edilmesi, orada korunuyor olması, o kiliseyi diÄŸer kiliselerden daha fazla yücelten bir durum olur. ”

AÄŸtamar’ın mimari olarak birçok kültürel varlıktan ayrıldığının altını çizen TaÄŸrikulu, kiliseyi “mimari açıdan o dönem zirveye uluÅŸan bir nokta” olarak tarif ediyor.

Kilisenin betimlemeler yönüyle çok zengin olduÄŸunu belirten TaÄŸrikulu, “12 Havari kilisesi var, bugün Kümbet Camii dediÄŸimiz. Orada betimleler var ama hiçbirisi bu görkemde deÄŸil.” diyor.

AÄŸtamar’ın diÄŸer kiliseler arasında ‘özel bir yerinin olduÄŸunu’ sözlerine ekleyen TaÄŸrikulu, kilise için Ä°ncil’den sahnelemeler olduÄŸu gibi Tevrat’tan veya paganizmde görülen karma motivlerin de olduÄŸunu söylüyor.

Bölgeyi gezmeye gelen turist Neslihan Tunçsözen, kilisenin aynı zamanda yerli ve yabancı turistler için de bölgede gözde mekanlardan biri olduğu görüşünde:

“Az önce gezerken Kanadalı bir aileyle karşılaÅŸtım. Ä°ki çocuÄŸuyla Kanada’dan gelmiÅŸler. Ben bu yaşımda bile ilk defa Van’a gelmiÅŸken, Kanada’dan onların buraya gelmesi çok enteresan deÄŸil mi. Yeniden ibadete açılması çok güzel. Çünkü Türkiye’de birçok Hristiyan veya Ermeni yaşıyor. Elbette gelsinler ibadet etmek istiyorlarsa etsinler.”

Garo Paylan: “Van’da 500 tane AÄŸtamar vardı”

Türkiye’nin birçok noktasında bulunan kiliseler defineciler tarafından ‘talan edilmiÅŸ’ durumda. Bunların bazıları yıkılmış halde veya ahır olarak kullanılıyor.

100 yıl öncesine kadar Anadolu’daki nüfusun önemli bir bölümünün Ermeni olduÄŸunu söyleyen Garo Paylan, euronews’e görüşlerine ÅŸu ÅŸekilde dile getiriyor:

“Ermeniler 107 yıl öncesine kadar Anadolu’daki nüfusun beÅŸte birini oluÅŸturuyordu. Her 5 kiÅŸiden birisi Ermeni’ydi. Türkiye coÄŸrafyasının her yerinde binlerce yıldır yaşıyorlardı, binlerce kültürel varlığı vardı. Ermeni yok edildiÄŸi gibi, geriye kalan kültürel yapılar da yok edildi. Sadece Van ilinde 500’e yakın kilise ve manastır vardı. Yani aslında Van’da 500 tane AÄŸtamar vardı.”

“DefineciliÄŸin önü açıldı”

Paylan, kültürel varlıkların eskiden ‘bilinçli olarak yok edildiÄŸini’ söylüyor. DefineciliÄŸin ve yaÄŸma faaliyetlerinin ‘önünün açıldığını’ ileri süren Paylan, “Van’da bahsettiÄŸiniz kiliseler ve pek çok kilise ÅŸu an da yaÄŸmalanıyor. Definecilerin vandalizmine terk edilmiÅŸ durumda. Ben de yakın zamanda Van’a gittim. GözyaÅŸlarıyla o kiliselerin manastırların durumunu gördüm.” diyor.

Bu yapıların binlerce yılın kültürel varlığı ve tarihin ÅŸahitleri olduÄŸunu söyleyen Paylan, bunların “camiye veya kamu binalarına dönüştürüldüğünü, binlerce kilise ve manastırın izinin bile bulunmadığını” belirtiyor.

Paylan ayrıca, bu konuda birçok kez soru önergesi verdiÄŸini belirterek “Maalesef koruma kurallarımız gitmiÅŸtir tespit yapmıştır deniliyor ama ben her soru önergesi yaptığımızda koruma kurulundan bir kiÅŸi gitmiÅŸ gibi yapıyor, belki gitmiyor bile. Gitse oradaki hali görür.” diyor. (euronews )