Türkiye’de saÄŸlık harcamalarının yüzde 27’si, kömür kaynaklı enerji üretimi

‘Türkiye’de saÄŸlık harcamalarının yüzde 27’si, kömür kullanarak enerji elde eden termik santrallerin neden olduÄŸu hava kirliliÄŸi sebebiyle yapıldı ve tedavi amacıyla harcanan toplam para yaklaşık 100 milyar Türk Lirası (TL) oldu’.

SaÄŸlık ve Çevre BirliÄŸi’nin (HEAL-Health and Environment Alliance), 2019 yılında “Türkiye’de Kronik Kömür KirliliÄŸi: Kömürün SaÄŸlık Yükü ve Kömür Bağımlılığını Sonlandırmak” baÅŸlıklı bir rapor hazırladı.

Rapora göre Türkiye’de en az 5 bin bebek, annelerin hava kirliliÄŸine maruz kalması sebebiyle premature olarak hayatını kaybediyor. Ayrıca 2019’da Türkiye genelinde 28 kömür santralinin yarattığı hava kirliliÄŸi, 26 bin 500 çocuk bronÅŸit vakası, 3 bin erken doÄŸum ve 3 bin 230 yetiÅŸkin bronÅŸit vakasına sebep oldu.

Hava kirliliği sebebiyle binlerce çalışan toplamda 11 milyon 300 bin gün rapor aldı, bu hastalıklar 1.4 milyon iş günü kaybına yol açtı.

Bunun yanında cıva zehirlenmesi sebebiyle binlerce çocuğun IQ seviyesinin düştüğü belirtilirken, ekonomi ve sosyal yaşama bu durumun kalıcı etki bıraktığı, vatandaşların eğitim ve çalışma hayatını da derinden etkilediği kaydedildi.

HEAL Türkiye SaÄŸlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı ve raporun baÅŸyazarı Funda Gacal, Türkiye’de yaklaşık 19 bin megavatlık kömür kurulu gücü olduÄŸunu ve buna ek olarak 33 bin megavatlık 30 yeni kömürlü termik santral projesi bulunduÄŸunu belirterek, “Bu santrallerin ortalama ömrü en az 40 yıl. Bu nedenle, her bir yeni kömürlü termik santral yıllar boyunca insan saÄŸlığına zarar veren bu emisyonlarda kilitlenmeye yol açacak. Bu durum, diÄŸer sektörlerin hava kirletici emisyonları azaltma çabalarını da boÅŸa çıkarıyor.” ifadelerini kullandı.

Gacal, hava kirliliğine yol açan kömürlü termik santrallerin bazılarının filtreli olduğunu tespit ettiklerini ama en iyi filtre sistemlerinin dahi bacalardan yayılan hava kirleticilerini yalnızca bir noktaya kadar azaltabildikleri için kronik hava kirliliğine çözüm olmadığını sözlerine ekledi.

“Enerjiyle ilgili karar alınırken saÄŸlık bakanlığı masa başında olmalı”

Doçent Doktor Melike Yavuz ise Türkiye’de hükümetin ivedi bir ÅŸekilde termik santrallerin emisyon oranını raporlaması gerektiÄŸini belirterek, saÄŸlık ve tıp alanındaki kuruluÅŸların bu konuda daha fazla çalışma yapması gerektiÄŸini kaydetti. Yavuz ayrıca devletlerin enerji, iklim ve temiz hava konularında karar alırken masa başında saÄŸlık bakanlığı gibi aktörlerin de olması gerektiÄŸini kaydetti.

AB’de 2019’da yenilebilir enerji kaynaklı elektirk üretimi, fosil yakıtları ilk kez geçti

Londra merkezli iklim ve enerji odaklı bağımsız düşünce kuruluÅŸu Ember’in “Avrupa Enerji Sektörü 2020” baÅŸlıklı raporuna göre Avrupa BirliÄŸi’nde (AB) elektrik üretiminde, yenilenebilir kaynakların oranı geçen yıl ilk defa fosil yakıtları geride bırakarak birinci sıraya yükseldi.

Rapora göre, AB’nin elektrik üretiminde 2019’da yüzde 34 olan yenilenebilir kaynakların oranı, geçen yıl yüzde 38’e çıktı. Bu dönemde, elektrik üretiminde fosil yakıtlar, yenilenebilir kaynakları takip etti. Fosil yakıtların 2019’daki yüzde 40’lık oranı geçen yıl yüzde 37’ye geriledi.

Toplam elektrik üretiminde yenilenebilir kaynaklardan rüzgar enerji santrallerinin payı yüzde 14, hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 13, biyoenerjinin payı yüzde 6 ve güneş enerji santrallerinin payı da yüzde 5 oldu.

Â