Türkiye’de ekonomik darboğazın ulaştığı vahim tablo, icra dairelerinde biriken milyonlarca dosyayla gün yüzüne çıkıyor. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen’in paylaştığı verilere göre, 2025 yılı başından 13 Mart’a kadar icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı 1 milyon 851 bin 519’a ulaştı. İşlemleri süren toplam icra dosyası sayısı ise 23 milyonu buldu. Bu veriler, Türkiye’de ortalama her dört kişiden birinin icra takibine düştüğünü gösterirken, 18 yaş altı nüfus hesaba katılmadığında kişi başına düşen icra dosyası sayısının 3 ila 4’e çıktığı belirtiliyor.
Başevirgen, yaptığı açıklamada, ekonomik krizle boğuşan vatandaşların borç batağına sürüklendiğini vurguladı. Bankaların bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını tahsil edemediğini, bu nedenle her ay yüz binlerce kişinin kanuni takibe düştüğünü belirtti. Günlük icra dosya girişlerinin 20 binin altına inmediğini ifade eden Başevirgen, “Mart ayı itibarıyla icra dairelerine gelen günlük dosya sayısı 20 binin üzerine çıktı. Son olarak 13 Mart’ta bir günde icra dairelerine gelen dosya sayısı 20 bin 737 oldu” dedi.
Konkordato ve İflaslar Alarm Veriyor
Başevirgen’in paylaştığı bir diğer çarpıcı veri ise iflas ve konkordato davalarındaki artış. 2025 yılının ilk iki ayında Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından verilen konkordato ve iflas kararlarının sayısı 869’a ulaştı. 2024 yılında toplam 3.497 olan bu sayının yılsonuna kadar 4 ila 5 bine çıkabileceği öngörülüyor. Büyük şirketlerden küçük işletmelere kadar pek çok kurum, borçlarını ertelemek için konkordato ilan ediyor, ancak bu çözüm de ekonomik çöküşü durdurmaya yetmiyor.
Esnaf da Kepenk Kapatıyor
Ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden biri de küçük esnaflar. 2024 yılında 120 bin esnaf kepenk kapatırken, 2025 yılının yalnızca ocak-şubat döneminde bu sayı 22 bine ulaştı. Başevirgen, yılsonuna kadar kapanan işyeri sayısının 200 bine yaklaşabileceği uyarısında bulunarak, “İcra, iflas, konkordato, işyeri kapatma işlemlerinde görülen olağanüstü artış, bankaların kanuni takibe intikal ettirdiği bireysel borçlu sayısının geçen yıla göre yüzde 201 artması, AKP’nin 23 yıllık iktidarında ekonomimizde yarattığı yıkımı gözler önüne seriyor” dedi.
Gelir Adaletsizliği ve Derinleşen Yoksulluk
Bu tablo, Türkiye’de gelir adaletsizliğinin vahim bir noktaya ulaştığını açıkça ortaya koyuyor. Ekonomik büyüme iddialarına rağmen, halkın büyük bir kesimi borç sarmalına sürüklenmiş durumda. Yüksek enflasyon, eriyen maaşlar ve artan hayat pahalılığı, vatandaşların borçlarını ödemesini imkânsız hale getiriyor. Artık insanlar yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamakta değil, geçmişten gelen borçlarını kapatmakta da çaresiz kalıyor.
Bu süreç, yalnızca bireyleri değil, toplumun tüm dinamiklerini etkiliyor. Küçük esnafın kepenk kapatması, borçlarını ödeyemeyen işçilerin daha da yoksullaşması ve konkordato ilan eden şirketlerin piyasadan çekilmesi, ekonomik çöküşün derinleştiğini gösteriyor. Hükümetin ekonomide iyileşme söylemlerinin aksine, vatandaşın reel yaşamında borçlanma, icra takipleri ve iflaslarla karşı karşıya olduğu açıkça görülüyor.
Türkiye’de ekonomi politikalarının iflas ettiğini gösteren bu veriler, borç batağına saplanan milyonlarca insanın çaresizliğini gözler önüne seriyor. Eğer acil ekonomik reformlar yapılmazsa, gelir eşitsizliği ve yoksulluk daha da artacak ve sosyal çöküş kaçınılmaz hale gelecektir.