Dondurma, tereyağı, yoğurt, peynir ve serinletici bir bardak süt… Süt ve süt ürünleri, modern beslenmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak son yıllarda hindistancevizi dondurması, kaju yağı ve yulaf yoğurdu gibi alternatifler yükselişe geçti. İnek sütünü tüketmeyi bırakanlar olduğu gibi, birçok insan da aslında bu sütü iyi sindiremiyor.
Geçmişte atalarımız, memelilerin genel özelliği olarak, bebeklik döneminden sonra sütü sindiremezlerdi. Bugün bile, küresel nüfusun tahmini %68’inin laktoz intoleransı olduğunu biliyoruz. Peki, bu durumda neden hala süt içiyoruz?
Neden süt içmeyi tercih edebiliriz? Bu, özellikle yiyeceklerin sınırlı olduğu koşullarda oldukça mantıklı bir seçenek olabilir. Koyun, keçi ve sığır sürüleri, hareketli ve sürdürülebilir bir gıda kaynağı sunmanın yanı sıra temiz içme suyu sağlama kapasitesine sahiptir. Bu, insanların normalde yaşamak için zorlanabileceği bölgelerde yetişebilmelerini sağlar.
Süt, taze olarak tüketilebildiği gibi işlenerek de aylarca saklanabilir. Ayrıca, modern insanların damak tadına uygun olduğunu söylemek de yanlış olmaz.
Ancak, başka türlerin sütünü içmek, hatta kendi türümüzün sütünü içmek bile hayvanlar aleminde nadir görülen bir davranıştır ve çeşitli tuhaf etkilere neden olabilir. Bilim insanları hala bu uygulamanın neden başladığını ve devam ettiğini anlamaya çalışıyorlar. Bu araştırmalar, gıda kültürleri, mikrobiyomlar ve hatta DNA’mız hakkında yeni bilgiler sunabilir.
İnsanlar hayvan sütüne ne zaman yöneldi?
Hayvan sütünün tarihi, neredeyse 9.000 yıl öncesine dayanan süt yağlarının eski çömlek parçalarında bulunmasına kadar uzanır. Bristol Üniversitesi’nden biyojeokimyacı Richard Evershed, ekibinin en eski kaplarda bile süt izlerine rastladığını belirtiyor. Bu bulgular, insanların muhtemelen çömlekler icat edilmeden önce süt sağladığını gösteriyor.
İlk yerleşik topluluklar arasında yer alan Çatalhöyük gibi bölgelerde, sütün yemeğin bir parçası olarak kullanıldığını gösteren bulgular da mevcut. York Üniversitesi’nden arkeolog Jessica Hendy, geç Neolitik dönemden kalma kaplarda arpa gibi bitkilerle karıştırılmış süt kalıntılarına rastlandığını söylüyor.
Süt, göçebe çobanların yaşam biçimi için önemli bir temel malzeme gibiydi. Araştırmacılar, Doğu Afrika’da keçi sütü tüketen bireyleri 6.000 yıl öncesine kadar izlemişlerdir.
Washington Üniversitesi’nden arkeolog ve emekli profesör Fiona Marshall’a göre, bu göçebe yaşam tarzı, çiftçiliği zorlaştıran kısa yetiştirme mevsimleri ve belirsiz hava koşulları nedeniyle mantıklıydı. Ancak hayvan sürüleri otlarla beslenebilir ve bu besin kaynağını süt gibi insanlar için tüketilebilir gıdaya dönüştürebilirdi.
Peki, sütü sadece bazı insanlar neden sindirebiliyor?
Uzun bir süre boyunca, bilim insanları süt içmenin, laktozu yetişkinlik dönemine kadar tolere etmeyi mümkün kılan genetik mutasyonların kültürel bir sonucu olduğunu düşünüyorlardı. Ancak son araştırmalar, süt içmenin bu mutasyonlardan önce geliştiğini gösteriyor.
Avrupa ve Doğu Afrika’da, laktozu sindirme yeteneği kazandıran farklı genetik mutasyonlar yaygındır. Ancak bu mutasyonların yayılmasından önce bile, insanlar süt içmeye devam etmiştir. Özellikle sütün fermente edilmesi, laktoz miktarını azaltarak sütü daha kolay sindirilebilir hale getirmiştir.
Sütün tarihi, sadece bir besin kaynağı olarak değil, aynı zamanda insanların beslenme alışkanlıklarının ve genetik evrimlerinin karmaşıklığını göstermektedir. Süt içmek, kültürel, coğrafi ve genetik faktörlere bağlı olarak farklılık gösteren bir davranıştır. Bu nedenle, süt ve süt ürünleriyle ilgili beslenme önerileri, kişinin genetik ve kültürel geçmişini dikkate almalıdır.
Kaynak: National Geographic. 6 Eylül 2023.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024