Sınır Duvarları, Doğal Yaşama Saplanan Modern Hançerlerdir

Ülkeler arası sınır duvarları tarih boyunca görülen olgulardır. Ancak en çokta 1900’lerin başından itibaren dahada artarak devam edegelmiştir. Özellikle büyük paylaşım savaşları, bölgesel savaşlar ve iç savaşlar nedeniyle meydana gelen insan göçlerini önleme gerekçesiyle onlarca ülke, ulusal sınırlarına önleyici tedbir olarak sınır duvarları ve tel örgülü çitler aracılığıyla setler çekmişlerdir. Bu çitler ve setlerin yarattığı engellerden dolayı göç etmek zorunda kalan insanların yoğun ölümleri meydana gelmiştir. Ve hatta bu ölümler onbinlerle ifade edilmektedir. Bu setlerden dolayı sadece insan kayıpları yaşanmıyor. İnsan kayıpları yanında, yaşam alanlarına çekilen bu setler diğer canlı ve bitkilerde de kayıplar meydana gelmesine ve onların zarar görmesine neden olmuştur. Bu yolla ekosistemde, hayvan türlerinde ve biyolojik çeşitlilikte büyük tahribatlar ve kayıplar oluşmaktadır.

Son yarım yüzyılda birçok ülkedeki iç kargaşa, savaş, kıyım, açlık ve işsizlik nedeniyle oluşan insan göçünü engellemek için sınırlarına yoğun bir şekilde beton duvarlar ve jiletli telli çitler çekerek kapatmaya başlamalarından sonra, bu alanlardaki doğal yaşam ve canlı ekosistemi aşırı zarar görmeye başlamıştır. Üstelik bu sınır kapatmaları öyle azda değil onbinlerce kilometreleri çoktan geçmiştir. Onlarca ülke bu yola başvurmuş. Ve o alanlardaki canlı yaşamına büyük zararlar vermeye başlamıştır. Belli canlıların yaşam alanları bu duvar citler aracılığıyla parçalanmış ve bu canlıların hareket ve beslenme alanları daraltılmış veya yapılan işlemlerden dolayı tahrip edilmiştir. Bu işleme tabii kılınmış sınırlar, doğal özellikleri tahrip edilerek, beton setler, tel örgülü bariyerler ve geniş bir yol bandı oluşturulmuştur. Özellikle tel örgüler, buralarda hareket halindeki hayvanlar için ölüm kapanı olmaktadır. Bir çok tür bu tel çitlere takılarak ölmektedirler.

Bu ülkeler sıra ile şöyledir; ABD- Meksika, İsrail-Filistin, İsrail-Lübnan, İsrail-Suriye, Yunanistan- Türkiye, Bulgaristan-Türkiye, Türkiye-Ermenistan, Türkiye-İran, Türkiye-Irak, Türkiye-Suriye, Macaristan-Sıbistan, Macaristan-Hırvatistan, Makedonya-Yunanistan, Avusturya-Slovenya, Avusturya-İtalya, Slovenya-Hıvatistan, Norveç-Rusya, Estonya-Rusya, Letonya-Rusya, Litvanya-Rusya, Litvanya-Belerus, Ukrayna-Rusya, İspanya-Fas (Ceuta ve Melilla Kentlerinin çevrilmesi, Fransa’daki Calais kampı ingiltere tarafından çevrilmiş, Suidi arabistan-Irak, Suidi Arabistan-Yemen, Suidi Arabistan-Suriye, Suidi Arabistan-BAE, Tunus-Libya, Türkmenistan-Afganistan, Taylan-Malezya, Hindistan-Bangladeş, Hindista-Pakistan, Hindistan-Burma, Pakistan-İran, Pakistan-Afganistan, Afganistan-Özbekistan, Kenya-Somali, Fas-Sahra Demokratik Cumhuriyeti, Çin-Kuzey Kore, Çin-Pakistan, Irak-Ürdün, Irak-Suriye, Irak-Kuveyt, Suidi Arabistan-Katar, Kazakistan-Kırgızistan, Özbekistan-Kırgızistan, Güney Afrika-Mozambik, Güney Afrika-Zimbabve, BAE-Umman, Brunei-Malezya, Burma-Bangladeş ve Bostvana-Zimbabwe ve benzeri 70’e yakın ülke, sınırdaş ülkelerle kendi arasında beton setler ve tel örgüler çekimiş durumdadır.(1)

Bu durum son yıllarda bir çok ülke, göçe zorlanmış insanlarına karşı kendi ulusal sınırlarını güvence altına almak için yaptıkları bu duvarlarla ve çitlerle dağları, nehirleri ve hatta çölleri aşıyorlar. Duvarların ve çitlerin yükseldiği bölgeler, binlerce bitki ve hayvan türüyle biyolojik çeşitlilik açısından çok zengin alanlardır. Ayrıca bu bölgelerde pek çok göçmen hayvan türlerinin de yaşadığı biliniyor. Bu nedenle bu engeller, on binlerce dönümlük yaşam alanını tahrip ediyor ve bölük-pörçük parçalara ayırıyor, nesli tükenme tehlikesinde olan türleri tehdit ediyor. Bazı hayvanların hayatta kalabilmeleri, ulusal sınırları doğal bir serbestlikle geçebilmelerine bağlıdır. Bu nedenle, sınır ötesi göçü engellenen türler için duvarlar ve telli çitler ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hatta tellere takılarak hayatlarını kaybetmektedirler. Dahası, araştırmalar sınır duvarlarının yüzlerce memeli türünün iklim değişikliğine uyum sağlamasını zorlaştırabileceğini gösteriyor. İklim ısındıkça ve soğudukça, canlıların uygun yaşam alanı bulmak için yer değiştirmesi yaşamsal bir gerekliliğe dönüşecek. Bunu sağlamadığı zaman bu canlıların neslinin tükenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu yok oluşun müsebbibi ise bu duvar ve çitleri çeken devletler olacaktır.

Duvarlarla çevrili bir dünyada yaşamamak ve duvarların sebep olduğu tahribatı önlemek için, doğal yaşam alanlarını korumak için çok daha haklı sebeplerimiz vardır. Çünkü tehdit altında olan, sadece insan veya aktif hareket yeteneğine sahip olan canlılar değil, aynı zamanda bitkiler, hayvanlar, diğer canlılar ve ekosistemlerin bütünsel işleyişi içindedir. Bu duvarlar, çitler ve su bentleri yapımı için geniş alanlarda koruyucu bitki örtüsü temizlenmekte ve organik tabakalar ortadan kaldırılmaktadır. Bunun sonucunda, bu alanlar yüzeysel erozyona açık duruma gelmekte, fazla miktarda toprak ve kayanın kazılarak zeminin düzeltilmesi sonucunda yamaçlar stabilitelerini kaybederek kütle halinde toprak hareketlerine maruz kalmaktadır. Bunun sonucunda yüzeydeki fiziksel değişikliklerden dolayı, topraktaki besin maddesi kaybı artmakta ve doğal çevrenin bozunmasına neden olmaktadır. Buralarda yaşayan birçok canlı ise yaşam alanlarını kaybetmesinden dolayı yok olma sürecine gireceklerdir.

Tüm sıraladığımız nedenlerden dolayı, doğal yaşam döngüsünün halkalarına bu setler aşırı zarar vermektedir. Yaşam zincirinin halkaları bir bir koparılma noktasına gelmiştir. Zincirin kırılması, yaşamın devamını dahada zorlaştıracaktır. Ekosistemdeki artan tahribatlar, iklim krizini daha çok artıracak ve doğal afetler daha çok can yakacaktır. Bu setler belki bunu yapan ülkeler için kısa vadede belli yararlar sağlasada, uzun vadede dünyamızı tehdit eden faktörlere daha çok kürek çekecektir. Yeryüzündeki birçok canlı türünün yok olmasına neden olacak ve doğal yaşam dengesi bozularak, yaşamı dahada zorlaştıracaktır. İnsanlar dahil diğer canlıların ölümlerine neden olmaktadır. Yapılan bu yapay engeller, yaşam alanlarına vurulan modern hançerlerdir. Bu hançerler, yaşama her geçen gün daha çok zarar verecektir…


(1)- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/553923 (yukardaki ülke adları buradan alınmadır.)