Palu Ailesi, Yerli Milli Türkiye Manzaraları

Mozart dinlemiyorlar, içki içmiyorlar; PKK terörüne karşılar, dinine, imanına bağlı tamamen YERLİ ve MİLLİ bir aile…

Ama… cinayetler, işkenceler, kötü muamele, çocuk istismarları, tecavüzler, adam kaçırma, şantaj, dolandırıcılık, gasp, yalan-dolan, cin-nuska, hurafe, ne ararsan var! Hem de hepsi aile içinde..

Ben her şeyin TV programında ortaya çıktığını sanıyordum. Oysa orada konuşulan hemen her şey zaten polis – savcılık soruşturmalarına konu olmuş, mahkemeler, davalar, cezaevleri de işin içine dahil… Çocuklar ailelerden çoktan alınmış vb… Konu komşunun da dahil olduğu neredeyse 10 yıldır Adliye Koridorlarında dolaşan davalar…

İlginç biçimde geçenlerde vizyona giren “HERKES BİLİYORDU” isimli İspanyol filmiyle de benzerlikler gösteriyor. Aile içinde çocuk kaçırma, intikam, maddi çıkar sağlama, gizli aşklar-ilişkiler ve bütün bunların bir biçimde herkes tarafından bilindiği -ama bilmezlikten gelindiği- bir ortam.

Üçüncü boyut ta POLİS – MEDYA ilişkileri burada.

Benim edindiğim izlenim, polisin elinde, yıllardır muhtemelen İTİRAF olmadığı ve ortada ceset bulunmadığı için sürünen bu ilginç ve karmaşık davanın (ATV’de Müge Anlı ile Tatlı-Sert) bir biçimde TV-Programına PAZARLANDIĞI’dır.

Geriye sadece iki zanlının “kayıp kız kardeşlerini; torunlarını aramak” üzere TV-Programına çıkmaya ikna edilmesi kalmış. Para, cingözlük ve aklanma kaygısının açamadığı kapı yok tabi…

Karşılığında da ilginç, sürükleyici, dehşet verici bir Korku-Gerilim-Posiye kıvamında bir TV-SHOW kotarılmış…

Tabi dizi her ne kadar Hollywood’un mahkeme-sorgu formatında ilerlese de sonu Yeşilçam senaryolarına uygun olarak POLiS’in son sahneye girerek bütün SUÇLULARI toplamasıyla bitiyor.

Veciz bir cümle ile “Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar!” demeye getirilmiş.