Türkiye, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmış durumda. Ülkede 100 bin kişiye düşen hekim sayısı, uluslararası standartların oldukça altında bir seviyede yer alıyor. Avrupa Birliği’nde bu oran 402 iken, OECD ülkelerinde 372 olarak belirtiliyor; Türkiye’de ise bu sayı sadece 228. Bu durum, sağlık hizmetlerinin kalitesi ve erişilebilirliği konusunda endişeleri beraberinde getiriyor.
Sağlık çalışanlarının yetersizliği, artan hasta sayısıyla birleştiğinde, mevcut sağlık sisteminin sürdürülebilirliği konusunda daha fazla soru işareti yaratıyor. Uzman hekim sayısındaki yetersiz artış, hem hizmet kalitesini hem de hekimlerin iş yükünü olumsuz etkiliyor. Bu durum, hekimlerin kamuyu tercih etmemesi ve yurt dışına göç etmesine yol açan faktörlerden biri haline geliyor.
Ekonomik sıkıntılarla birleşen bu sağlık hizmetleri erişim sorunları, halk sağlığının daha da bozulmasına neden oluyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’na göre, sağlık kurumlarına başvuruların artması, sağlığın bozulduğunun bir göstergesi olabilir.
Bununla birlikte, Türkiye’deki sağlık çalışanları arasında artan bir beyin göçü söz konusu. Türk Tabipler Birliği (TTB), enflasyonun yüzde 80’lere ulaştığı Türkiye’de, sağlık çalışanlarının ‘daha iyi çalışma koşulları ve yaşam kalitesi’ umuduyla ülkeyi terk ettiğini bildiriyor. Yüzlerce doktor, yurt dışında daha iyi fırsatlara erişim için Türkiye’deki işlerini bırakmış durumda. Anestezi uzmanı Doktor Tahsin Çınar gibi sağlık çalışanları, ekonomik açıdan zorluklar ve mesleğin değer görmemesi nedeniyle yurt dışına göç etmeyi tercih ediyor.
Bu durum, Türkiye’nin sağlık hizmetlerine erişim konusunda ciddi adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Hekim ve sağlık personeli sayısının artırılması, sağlık hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesi ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi gibi konular, acil çözüm gerektiren meseleler arasında yer alıyor. Uzun vadeli stratejilerin geliştirilmesi ve sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştıracak adımların atılması, halk sağlığını iyileştirecek önemli faktörlerdir.
Türkiye’nin sağlık hizmetlerine erişimdeki bu zorlukları aşması, vatandaşların yaşam kalitesini artıracak ve ülkenin uluslararası sağlık standartlarına ulaşmasını sağlayacaktır. Sağlık hizmetlerine erişim, sadece bir sağlık politikası meselesi değil, aynı zamanda insan hakları ve sosyal adalet meselesi olarak ele alınmalıdır.
NHY, Sağlık
- TBMM’de Kadına Yönelik Şiddet Önergesi Reddedildi - 21 Kasım 2024
- Putin’den Çatışma Açıklaması: Ukrayna’daki Durum Küresel Bir Nitelik Kazandı - 21 Kasım 2024
- Kapıların Ardındaki Hayat: Sibel Saçık’ın Eserine Dair - 21 Kasım 2024