Türkiye’nin El Yıkama Alışkanlıkları: Hijyen Sıralamasında İkinci Sırada

person washing hand on sink

Almanya merkezli araştırma şirketi Statista’nın Avrupa ülkelerinin el yıkama alışkanlıklarına yönelik yaptığı kapsamlı araştırma, hijyen kültürlerindeki büyük farklılıkları gözler önüne serdi. Araştırma, tuvalet sonrası el yıkama oranlarının ülkeden ülkeye değiştiğini ve temel hijyen kurallarının ne kadar farklı algılandığını ortaya koydu. Türkiye’nin bu listede aldığı sıra ise dikkat çekti.

Avrupa’da Hijyen Tablosu: El Yıkama Oranları

Euronews’un paylaştığı verilere göre, Avrupa’da tuvalet sonrası el yıkama alışkanlığı en düşük olan ülke Hollanda oldu. Hollandalıların büyük bir kısmı, bu temel hijyen kuralına dikkat etmiyor. İtalyanların yüzde 43’ü, İspanyolların yüzde 39’u ve Fransızların yüzde 38’i de tuvaleti kullandıktan sonra ellerini yıkamadığını belirtti. Bu ülkeleri, Rusya (%37), Avusturya (%35) ve Letonya (%35) takip etti.

El hijyenine daha fazla önem veren ülkeler arasında Polonya (%68), Çekya ve Ukrayna (%71), Bulgaristan (%72), İsviçre (%73), İrlanda (%74) ve İngiltere (%75) gibi ülkeler yer aldı. İskandinav ülkeleri arasında Finlandiya (%76) ve İsveç (%78) öne çıkarken, Almanya ve İzlanda da aynı oranla (%78) sıralamada yer aldı.

Türkiye Zirvede: El Hijyeninde İkinci Sıra

Araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biri Türkiye’nin el hijyenindeki yüksek oranı oldu. Türkiye’de tuvalet sonrası el yıkama oranı %94 olarak kaydedildi. Bu oran, Türkiye’yi hijyen sıralamasında ikinci sıraya taşıdı. Türkiye’nin önünde yalnızca Bosna-Hersek yer aldı. Bosna-Hersek’te bu oran %96’ya ulaştı.

Statista’nın raporunda, hijyen alışkanlıklarının kültürel faktörlerle yakından ilişkili olduğu vurgulandı. Doktorlar, salgın hastalıkların önlenmesi için el yıkamanın hayati önem taşıdığına dikkat çekerken, bu araştırma Avrupa’nın birçok ülkesinde bu bilincin yeterince yaygın olmadığını ortaya koydu.

Türkiye’nin Yüksek Oranı Ne Anlama Geliyor?

Türkiye’nin yüksek el yıkama oranı, kişisel hijyenin toplumsal kültürde önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Ayrıca salgın dönemlerinde alınan önlemlerin kalıcı bir alışkanlık haline gelmiş olabileceği değerlendiriliyor. Bosna-Hersek’in ise zirvede yer alması, bu ülkenin hijyen bilincine olan yüksek bağlılığını ortaya koyuyor.

Araştırma sonuçları, hijyenin hem sağlık hem de toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatırken, kültürel farklılıkların günlük yaşam pratiklerinde belirleyici olduğunu gözler önüne seriyor.