Son yıllarda yapılan önemli arkeolojik keşiflerden biri, Meksika’nın güneydoğusunda, 1,300 yıllık antik bir Maya kenti olan Valeriana’nın tesadüfen keşfedilmesidir.
Bu büyük şehir, M.S. 750 yılına kadar uzandığı tahmin ediliyor ve en kalabalık döneminde 30.000 ila 50.000 kişiye ev sahipliği yapıyordu. BBC’nin aktardığına göre, Valeriana, Latin Amerika’daki en büyük ikinci antik yerleşim yeridir.
Valeriana’nın kalıntıları, Amerikalı doktora öğrencisi Luke Auld-Thomas tarafından yapılan lidar teknolojisi ile oluşturulan haritalama çalışmasında keşfedildi. Lidar, sonar ve radar teknoljileri ile benzer bir prensipte çalışarak, lazer ışınlarını yere gönderir ve geri dönüş süresini ölçerek detaylı bir üç boyutlu haritalama yapar. Auld-Thomas, bu gözlem sırasında şehrin büyük yapılarının ve bağlantı yollarının izlerini belirledi.
Arkeolog Marcello Canuto, yapılan bu keşiflerin, Batılı arkeologların tropikal bölgelerdeki insan yaşamı hakkındaki genel görüşlerini değiştirebileceğini belirtmektedir. Önceden, antik medeniyetlerin tropikal alanları ‘ölüm noktasına’ yerleştirdiği düşünülüyordu; ancak bu yeni bilgiler, bu bölgelerin zengin ve karmaşık kültürlere sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Antik kentin terk edilmesinin ardındaki sebepler hala belirsiz, ancak iklim değişikliğinin önemli bir etken olabileceği düşünülüyor. Keşfedilen Valeriana’nın tarihi, bölgenin hem tarihi hem de kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.