Çocuk Emeği ve Mesem Uygulaması: İzmir Barosu’nun Sert Eleştirileri

İzmir Barosu’nun MESEM (Mesleki Eğitim Merkezleri) uygulamasına karşı yaptığı açıklama, çocuk emeğinin sömürüsünün kurumsallaştırıldığına dair sert bir eleştiriyi gündeme getirdi. Baro, bu uygulamanın çocukların sadece eğitim haklarını değil, yaşam haklarını da ihlal ettiğini belirterek, MESEM’lerin derhal kapatılmasını talep etti.

Baro Başkanı Sefa Yılmaz, MESEM’lerin çocukları ucuz iş gücüne dönüştürdüğünü ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Yılmaz, çocukların eğitilmesi ve korunması gereken bir dönemde, düşük ücretlerle iş yerlerinde çalıştırılmasının çocuk işçiliğini meşrulaştırdığını ve bunu görmezden gelen iktidarı eleştirdi.

Baro Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran ise açıklamasında, MESEM’lerin güvencesiz koşullar altında çocukların can güvenliğini tehlikeye attığını ve çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerine ciddi zarar verdiğini dile getirdi. Dalkıran, “2023-2024 eğitim öğretim yılında MESEM kapsamında çalışırken ölen çocuk sayısının 10’a ulaştığını” ifade ederek, bu çocukların her birinin sadece istatistik olmadığını, geleceği ellerinden alınmış bireyler olduğunu hatırlattı.

Baro, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 32. maddesine dikkat çekerek, çocukların ekonomik sömürüye karşı korunma hakkına sahip olduklarını ve Türkiye’nin bu sözleşmeye taraf olmasına rağmen, çocukların sömürülmesine göz yumulduğunu belirtti. Baro, MESEM’lerin kapatılmasını talep ederken, çocukların eğitime daha fazla zaman ayırması ve iş yerlerindeki denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğini savundu.

Bu açıklamalar, Türkiye’de çocuk emeğinin nasıl sistematik bir sömürüye dönüştüğüne dair çarpıcı bir örnek sunarken, MESEM uygulamasının derhal sonlandırılması için toplumun geniş kesimlerinde bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.