The New York Times gazetesinde Çarsamba günü yayınlanan habere göre, 2016 yılında tutuklandığından beri “rüya bir ekiple” hakkındaki suçlamaların düşürülmesi icin kıyasıya mücadele eden Sarraf’ın bu olası hamlesi, şaşırtıcı gelişmeleri de beraberinde getirebilir.
Haberde, Sarraf’ın New York eski belediye başkanı Rudolph W. Guilliani ile işbirliğine giderek, Trump yönetimi ve Recep Tayyip Erdoğan arasında davaya ilişkin diplomatik bir çözüm için de çabaladığı hatırlatıldı.
İş adamının suçunu kabul edebileceği yönündeki gelişmelere atfen, Sarraf ile aynı davada yargılanacak olan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın avuklatlarının Pazartesi günü mahkemeye sundukları dosyada yer alan ifadelerin altı çizildi.
Avukatlar, sözkonusu belgelerde, Sarraf’ın Eylül ayından beri “esasen davaya katılmadığı,” ve Atilla’nın “davaya iştirak edecek tek sanık olmasının olası” olduğunu belirttiler.
Bir diğer gelişmede, Sarraf’ın avuklatlarının, Pazartesi günü gece yarısına kadar davaya temel teşkil eden resmi delillerin geçerliliğine dair itirazlarını sunması beklenirken, bu haklarını kullanmadıkları yazıldı.
Times’in haberine göre avukatlar aynı zamanda, Kasim 27 tarihinde başlayacak davada görev yapacak jüri üyelerinin belirleneceği aşamada sorulmasını istedikleri soruları ve jüri üyelerinde aranması gereken özellikleri belirten listeyi mahkeme teslim etmediler. Atilla’nın avukatlarının ise bahsi geçen belgeleri zamanında temin ettikleri belirtildi.
Sarraf’ın savunma avukatlardan Benjamin Brafman, Atilla’yı temsil eden avukat Victor J. Rocco ve Amerika Birleşik Devletleri Manhattan Başsavcılığı’nın iddialara dair gazeteye herhangi bir yorumda bulunmadıkları yazıldı.
Sarraf tarafından mahkeme makamına herhangi bir bildirimin yapılmamasının önemli bir adım olduğunu belirten eski eyalet savcısı ve Columbia Üniversitesi hukuk profesörü Daniel C. Richman, gazeteye verdiği mülakatta, “Mahkemeye çıkmaya hazırlanan bir avukatın, jüriye sunacağı savunmayı şekillendirecek bu firsatları reddetmesi beklenmez,” diye konuştu.
Haberde, İran ve Türkiye vatandaşlıklarına sahip Sarraf’ın 2016 yılı Mart ayında ailesi ile birlikte Florida eyalatindeki Disney World’e yaptığı turistik gezi esnasında tutuklandığı ve Manhattan’a gönderildiği hatırlatıldı.
Sarraf, federal suçlar kapsamında para aklama ve İran’a uygulanan yaptırımları delmeye yönelik girişimlerde bulunmakla yargılanacağı netleştiğinde isnat edilen suçlamaları reddetmişti.
Sarraf’ın suçlamaları kabul etmesi halinde soruşturmayı yürüten Amerikan makamları ile işbirligine gidip gitmeyeceğinin sorgulandığı haberde, davanın açılmasıyla birlikte Türkiye ve Amerika arasındaki ilişkilerin gerildiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerikalı yetkililerle yaptığı görüşmelerde konuyu sıkça dile getirdiği yazıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, eski Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Cağlayan’ın da aralarında bulunduğu dört kişinin davaya dahil edildiği Eylül 9 tarihinde Başkan Trump’ı telefonla aradığı, ek iddianameyi “Türkiye Cumhuriyetine karşı atılmış bir adım” olarak nitelediği belirtildi.
Aralarında yalnızca Sarraf ve Atilla’nın New York’da tutuklu bulunduğu dokuz sanıklı davanın, Amerika’nın Türkiye temsilciliklerinde görevli iki personelinin tutuklanmasının ardından ülkelerin vize işlemlerini karşılıklı askıya aldığı diplomatik gerginlik dönemine denk geldiği de haberde yer buldu.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024