Dünya genelinde açlık krizi giderek büyürken, uluslararası toplumun bu soruna yönelik yardımları yetersiz kalıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) 2024 yılı için hazırladığı insani yardım planı, krizin boyutlarını ve çözümdeki engelleri gözler önüne seriyor. Veriler, milyonlarca insanın yaşamını tehdit eden bu krizin, zengin ülkelerin yardım konusundaki kısıtlı katkıları nedeniyle derinleştiğini ortaya koyuyor.
BM’nin Umutsuz Yardım Hedefi
BM’nin insani yardıma ihtiyaç duyacağını öngördüğü 307 milyon insanın en iyi ihtimalle yüzde 60’ına ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu da yaklaşık 117 milyon insanın temel ihtiyaçlardan yoksun kalacağı anlamına geliyor. BM’nin insani yardım için 2024 yılı hedefi 49,6 milyar dolardı, ancak bağışçılardan sadece yüzde 46’sı karşılanabildi.
Eksik finansman, insani yardım kuruluşlarını gıda tayınlarını azaltma ve yardım alacak insan sayısını sınırlama gibi zor kararlar almaya zorluyor. Örneğin, Dünya Gıda Programı (WFP), Suriye’de 6 milyon insana yardım ulaştırmayı hedeflerken bu rakamı 1 milyona düşürmek zorunda kaldı. WFP’nin Genel Müdür Yardımcısı Rania Dagash-Kamara, “Artık açları doyurmak için diğer açlardan alıyoruz,” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.
Bağış Açığı ve Zengin Ülkelerin Rolü
BM’nin verileri, en büyük bağışçılar olan ABD, Almanya ve Avrupa Komisyonu’nun, 2020-2024 yılları arasında toplam bağışların yüzde 58’ini sağladığını gösteriyor. Ancak, Çin ve Hindistan gibi dev ekonomilerin katkıları oldukça sınırlı kaldı.
2023 yılında Çin, insani yardım için sadece 11,5 milyon dolar ayırarak bağış sıralamasında 32. sırada yer aldı. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in bu katkısı, birçok küçük ekonomili ülkeden bile daha düşük kaldı. Hindistan ise sadece 6,4 milyon dolarla 35. sırada yer aldı. Buna karşın, küçük bir ekonomi olan Norveç, 2023 yılında BM’ye 1 milyar doların üzerinde bağış yaptı ve bağış sıralamasında 7. sırada yer aldı.
Siyasi Belirsizlik ve Yardım Kesintileri
Zengin ülkelerin iç politikaları, yardımlara yönelik kısıtlamaları artırıyor. Almanya, 2023’te insani yardımlara yaptığı katkıyı 500 milyon dolar azalttı ve 2025’te 1 milyar dolarlık bir kesinti daha planlıyor. ABD’de ise Donald Trump’ın ikinci döneminde dış yardımlarda kesintiye gidileceği endişesi hakim.
Yardımlar, genellikle kriz derinleştikten sonra ve belirli şartlarla ulaşıyor. Berlin merkezli Küresel Kamu Politikası Enstitüsü’nden Julia Steets, yardımların “hayvanlar öldüğünde ve insanlar göç etmeye başladığında” geldiğini belirtiyor. Ayrıca, bağışçı ülkeler yardımların nasıl kullanılacağına dair detaylı talimatlar vererek esnekliği kısıtlıyor.
BM’nin Finansman Reformu Çıkmazı
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, insani yardım finansmanı için bir ücret sistemi önermişti. Ancak bu sistem, bağışçı ülkelerin katkılarını bağımsız şekilde yönetme isteği nedeniyle hayata geçirilemedi. Mevcut sistem, krizlere yanıt verme esnekliğini sınırlıyor ve finansman açıklarını derinleştiriyor.
Dünya, açlık kriziyle mücadelede başarısız bir sınav verirken, zengin ülkelerin cömertlikten uzak duruşu bu başarısızlığın temel nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Çatışmalar, iklim değişikliği ve enflasyon, krizi derinleştirirken, çözüm için gerekli olan kolektif çaba ne yazık ki siyasi ve ekonomik çıkarlarla gölgeleniyor.
Kaynak: BM İnsani Yardım Raporu, 2024
- Asgari Ücrette Tepkiler: Sol Parti ve İşçi Emekçi Birliği Eylemleri - 26 Aralık 2024
- Suriye’de Gerilim Tırmanıyor: Türbe Saldırısı ve Mezhepsel Çatışmalar - 26 Aralık 2024
- Ahmet Özer’in Tutukluluğu ve Hukuk Devletinin Sınavı - 26 Aralık 2024