Bir zamanlar kültürümüzün mihenk taşlarından biri olan komşuluk ilişkileri, bugün modern Türkiye’nin en belirgin kayıplarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Areda Survey’in 4.277 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmaya göre, halkın yüzde 63,3’ü komşuluk ilişkilerinin artık eskisi kadar güçlü olmadığını düşünüyor. Bu sonuç, bir zamanlar ortak sofralarda birleşen, kapıların kilitlenmediği mahalle kültüründen nasıl uzaklaştığımızı sorgulamamıza neden oluyor.
Modernleşmenin Bedeli mi?
Modernleşme, kentleşme ve bireyselleşmenin getirdiği yaşam tarzı, komşuluk ilişkilerini önemli ölçüde dönüştürdü. Apartmanlarda bir araya sıkışmış kalabalıklar, birbirine fiziksel olarak yakın ama duygusal olarak uzak bir topluluk yarattı. Araştırma, komşularını tanıdığını söyleyenlerin oranının yüzde 48,3 olduğunu gösterse de, “komşuma pek gidip gelmem” diyenlerin yüzde 48,4 ile rekor bir seviyeye ulaştığını ortaya koyuyor. Peki, bu kopuşun arkasında sadece yaşam tarzımız mı var?
Ekonomik krizlerin sosyal ilişkiler üzerindeki yıkıcı etkisi yadsınamaz. İşsizlik ve yoksulluk oranlarının artışı, insanların kendilerini daha fazla içe kapanmaya zorladığını gösteriyor. İstanbul gibi metropollerde yükselen kira fiyatları ve mahallelerin ekonomik olarak farklı sınıflara ayrılması, dayanışmayı giderek zorlaştırıyor. Özellikle derinleşen yoksulluk, mahalle dayanışmasını geçmişte kalmış bir nostaljiye dönüştürüyor.
Güven Kaybı ve Toplumsal İzolasyon
Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta, komşulara olan güvenin de giderek azalması. Halkın sadece yüzde 5,8’i komşusuna “her konuda güvendiğini” ifade ederken, yüzde 24,7’si “ne güvenirim ne güvenmem” diyerek bu bağların nötrleştiğini ortaya koyuyor. Komşulara güvenin azalması, toplumsal dayanışmayı kırılganlaştıran bir başka unsur. Güvensizlik, dayanışmanın yerini bireysel mücadeleye bırakmasına neden oluyor.
Komşuluk ilişkilerinin tamamen sona erdiğini düşünen kadınların oranı yüzde 34,9 iken, bu oran erkeklerde yüzde 27,4. Kadınlar, komşuluk bağlarındaki zayıflamayı daha yoğun hissediyor ve bu durum, toplumun koruyucu katmanlarının giderek inceldiğine işaret ediyor. Benzer şekilde, 18-34 yaş grubu, ilişkilerin zayıfladığını en fazla hisseden yaş grubu olarak öne çıkıyor. Gençlerin bu konuda daha eleştirel olması, mahalle kültürünü hiç deneyimlememiş olmalarından kaynaklanıyor olabilir.