Dünya Sağlık Örgütü, yeni kanser raporunu yayınladı. 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde yayınlanan raporda, kanserle mücadele edenlerin hayatta kalma şansını yükseltecek tavsiyeler yer alıyor.
Kanser, küresel bir salgına dönüştü. Dünyada en ölümcül hastalıklar listesinde, kalp ve damar hastalığından sonra ikinci sıraya yerleşen kanser, her yıl neredeyse altı kişiden birinin ölümüne yol açıyor.
Her yıl 14 milyon kişinin kansere yakalandığını açıklayan Dünya Sağlık Örgütü, bu sayının 2030 yılına kadar 21 milyona ulaşacağı uyarısında bulundu.
Kanser bir zamanlar, ‘zengin ülke’ hastalığı olarak görülüyordu. Ancak son veriler, bu durumun değiştiğini ortaya koyuyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünyadaki kanser ölümlerinin üçte ikisi, düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor.
Örgüt, eğer erken teşhis ve tedavi konusunda etkin adımlar atılmazsa, yoksul ülkelerdeki kanser ölümlerinin 2030 yılına kadar dokuz milyona ulaşacağı uyarısında bulunuyor.
Dünya Sağlık Örgütü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Bölümü Başkanı Etienne Krug, kanserin sadece çok sayıda hayata mal olmadığını, aynı zamanda ekonomik maliyetinin de çok yüksek olduğunu vurguluyor.
Krug, “Tahminlere göre kanser, 1 trilyon 600 milyar dolar kayba yol açıyor ki bu inanılmaz bir miktar. Bu, kanserin sağlık sistemine maliyeti. Kanserin tedavisi çok pahalı ve aynı zamanda dünyada üretkenlik kaybına da yol açıyor” diyor.
Krug, uzun yıllar boyunca kanserin ölüm anlamına geldiğini, ancak bunun değişmeye başladığını söylüyor. Kanserin sigara, kötü beslenme, hava kirliliği, alkol tüketimi gibi risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla önlenebileceğini söyleyen Krug, kanser teşhisi koyulan hastalara daha fazla yardım edilmesinin de mümkün olduğunu belirtiyor.
“Kanser, ölümle sonuçlanmak zorunda değil” diyen Krug sözlerini “Erken teşhis ve tarama anlamında yapılacak çok şey var. Tedavi, ameliyat, kemoterapi, radyoterapi alanlarında ilerlememiz gerek” şeklinde sürdürüyor.
Dünya Sağlık Örgütü, bu yıl hayatta kalmanın anahtarı olarak tanımladığı erken teşhise odaklanıyor.
Örgütün yayınladığı ‘Kanserde Erken Teşhis Rehberi’, üç aşamalı bir tavsiye modeli içeriyor. Öncelikle, herkesin kanser muayenesine gitmesini sağlamak için kanser belirtileriyle ilgili bilinçlendirme kampanyası yapılması gerekiyor. Ayrıca, doğru ve zamanlı teşhis konulabilmesi için, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi çok önemli. Son olarak da, kanser hastalarının güvenli ve etkin tedaviye erişiminin sağlanması gerekiyor.
Cerrahi onkoloji uzmanı Andre Ilbawi, düşük gelirli ülkelerde, sağlık bilgilerinin yetersiz olduğunu söylüyor. Ilbawi’ye göre, dünyanın birçok yerinde, kanserin belirtileri bir yana, varlılığı bile bilinmiyor.
Kanser teşhisinin çoğu zaman bir kusur olarak da algılandığını da hatırlatan Ilbawi “Örneğin, meme kanseri teşhisi konulan bir kadın, memesini kaybetmekten korkabilir. Ya da kanser tedavi masrafının aile ekonomisini zorlayacağı düşüncesi de yaygın. İşte bu korku yüzünden, bazen hastalar tedaviye geç başlıyor veya hiç başlamıyor” diyor.
Yoksulların, tedavi konusunda zenginlerden daha şanssız olduğu tezine katılan İlbawi, düşük sosyo-ekonomik gruplardan kişilerin kanser riskinin daha fazla olduğunu gösteren çalışmalara dikkati çekiyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nden Etienne Krug da, kanserde erken teşhis ve düşük maliyetli tedavi konusunda yapılacak çok şey olduğunu söylüyor.
Krug, “Toplumu kanser belirtileri konusunda bilinçlendirmek ve kanser konusunda danışma hizmeti vermek pahalı şeyler değil. Bunların maliyetini belirlemekse kolay değil. Çünkü her ülkenin durumu ve ihtiyaçları farklı” diyor.
Krug’a göre, “Emin olduğumuz bir şey var ki o da kişiye erken teşhis konulursa, tedavi maliyeti azalacak ve sağlık sistemi bundan kazançlı çıkacak.”
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024