Kanlı Pazar

İslam adına Amerikan savunuculuğundan yine İslam adına ve “haçla hilalin savaşı” denip Amerikan karşıtlığının [1] nedenini hiç düşündük mü?

Dün Amerikan 6. Filo’nun savunuculuğunu yapanlar, bugün “Osmanlı tokatı”nı atmak için sahne almışlar (!).

Bundan 49 yıl önce İstanbul’a demirleyen Amerikan 6. Filosu’nu protesto için 16 Şubat 1969’da Taksim’de yapılan emperyalizm ve sömürü karşıtı mitinge katılanlar burada toplanan (MTTB ağırlıklı) sağcıların saldırısına uğradı. Polisin teşvik ettiği saldırganlar, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı öldürdü, yaklaşık 200 kişi yaralandı [2]. 16 Şubat, 49 yıldır “Kanlı Pazar” olarak anılıyor.

17 Şubat 1969 tarihli gazeteler olayı çarpıtarak halka yansıtmıştır. Örneğin Hürriyet, Yeni Gazete, Ekspres ve Dünya gazetelerinin aralarında bulunduğu bir grup, Kanlı Pazar’ı “sağ-sol çatışması” olarak duyurmuştur. Son Havadis, Babıalide Sabah ve Tercüman gazeteleri ana sayfa haberlerinde “cihad” çağrısı yapan Bugün gazetesinin “solcular halka hücum etti” başlığını atmaktan çekinmeyerek “Taksim’de 30 bin kişi dövüştü, 2 ölü var” diyerek halka yanlış ve yalan bilgi vermekten çekinmemiştir.

Merhum Çetin Altan 20 Şubat 1969 tarihli yazısında şunları yazıyordu “…olaylara tanık olan kişilerle konuştuk. Toplum polisi taşlı, sopalı, bıçaklı saldırganlara karşı sadece kayıtsız kalmamış, saldırıya onlarla birlikte katılmıştır.” Cumhuriyet gazetesi de olayı “Kara Leke başlıklı yazısında “İstanbul’un göbeğinde gözü döndürülmüş ve teşkilatlandırılmış bir takım adamlar, önlerine gelene hücum ettiler… Polis bütün bunlara seyirci kaldı… 6-7 Eylül’de bile böylesine organizasyon görülmemişti… 6-7 Eylül’de idare, otorite başlattığı harekette ipin ucunu kaçırmıştı. Dün ise ipler sağlam tutulmuştu” [2].

Cumhuriyet’in bahsettiği eli sopalı teşkilatlandırılmış bir takım adamları kastederken başlarında Kontrgerilla destekli Milli Türk Talebe Birliği (MTTB)’nden başkası değildi. Bu örgütün başkanı da bugünkü Meclis Başkanı İsmail Kahraman’dır.

Yine Cumhuriyet gazetesinin arşivinde ise 14 Şubat 1969 tarihinde MTTB Başkanı İsmail Kahraman’ın ‘6. Filo’yu protesto’ eylemlerini eleştirdiği basın toplantısına ilişkin bir haberin bulunduğu da kaydedildi. Haberde, Kahraman’ın düzenlediği basın toplantısında ‘6. Filo’yu protesto’ eylemlerine yönelik “Bu tür hareketler Türkiye’yi komünistleştirme planında bir adımdır” sözleriyle eleştirisi yer alıyor [3].

Egemen çevrelerin kalemşoru ve Bugün gazetesinin yazarı Mehmet Şevket Eygi’nin “Cihada Hazır Olunuz” başlıklı yazısı Kanlı Pazar’da yayınlanıyordu:

“…Bilmiş olunuz ki, büyük fırtına patlamak üzeredir. Müslümanlar ile kızıl kafirler arasında topyekun savaş kaçınılmaz hale gelmiştir. İmtihan günleri gelip çatmıştır. Kaderden kaçmak, kurtulmak ne mümkün.

“Komünizm küfrüne karşı derhal silahlan. İslam’da askerlik ve cihad ihtiyari değildir, mecburidir.

Allah ve ona kulluk borcunun içinde cihad farizasının da bulunduğunu bir an bile unutma.

Stalin ve benzeri deccallerin piçleri olan kızıl veletler sokaklara dökülüp Türkiye’yi yıkmak isterlerse bütün Müslümanları karşılarında bulmalıdırlar… Onlarda taş, sopa, demir, molotof kokteyli mi var? Biz de aynı silahları kullanmaktan aciz değiliz[2].

” Herkes vazifeye koşsun, herkes komünizm küfrüyle savaşa hazırlansın. Komünistler ve onları destekleyen hain şahıs ve müesseseler kahr edilsin… Bir Müslüman yüz komüniste bedeldir.

Müslümanlar, komünizmle çarpışan devlet kuvvetlerine yardımcı olsunlar.”

Eygi’nin yazısının sonunda yine bir not vardı:

“Not: “Bir şeyler” olursa, silahlar patlar patlamaz, vazifeye koşmağa çalışacağız. İnşallah kızıl kafirlerin, Deccal uşağı dinsizlerin tepelerine birer intihar uçağı gibi ineceğiz…” (BK/HK/YY) [4].

Bedir Yayınları’nın sahibi olan ve halen Milli Gazete’de köşe yazarlığı yapmakta olan Eygi 2006 Nisan’ında Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan röportajında Kanlı Pazar nedeniyle herhangi bir vicdani rahatsızlık duymadığını belirterek “Bugün aynı şartlar olsa yine aynı şeyi hiç tereddütsüz yapardım” diye açıklama yapmıştı.

Olayların Gelişimi

Kanlı Pazar diye anılan olay, 16 Şubat 1969 Pazar günü, İstanbul Taksim Meydanı’nda ABD’nin 6. Filosu’nu protesto eden 76 devrimci gençlik örgütlerinin toplandığı sırada meydana gelen olaylardır. 6. Filo’nun İstanbul’a gelişini protesto eden İzmir, Trabzon, Ankara ve İstanbul’daki gösterilerden sonra öğrenci ve işçi örgütleri 16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul’da emperyalizm ve sömürüye karşı miting yapma kararını aldılar. 76 gençlik örgütü katılacağı miting için valilikten gerekli izni almışlardı. Miting öncesindeki günlerde gerilim bir hayli doruktaydı. 14 Şubat’taki Cuma namazı çıkışında Komünizmle Mücadele Derneği ve sağ kesimin denetiminde olan Milli Türk Talebe Birliği’nin öncülüğünde “bayrağa saygı mitingi” düzenlendi. Bu miting aynı zamanda komünistlere karşı savaş açıldığı ilan edilerek halka iki gün sonra düzenlenecek 6. Filo’yu Protesto Yürüyüşü’nde göstericilere gerekli dersi vermek üzere toplanma çağrısı [5] yapıldı.

16 Şubat günü, göstericiler Taksim’e doğru yürüyüşe geçmek üzere Beyazıt’ta toplanırken, “komünistlere gereken dersi verme” çağrısına uyan sağ görüşlü kişiler de Taksim Meydanı’na geldiler. Burada toplu kılınan namazın ardından taşlı ve sopalı bir biçimde beklemeye koyuldular. Beyazıt Meydanı’nda toplanan gençlik örgütleri yürüyüşe geçti. Sultanahmet, Sirkeci, Eminönü, Karaköy ve Dolmabahçe üzerinden Taksim Meydanı’na ulaşan göstericilerin önünü kesen polis, alana küçük gruplar halinde girmelerini sağladı. Alana girenler de burada bekleyen ve sadece iki sıra olan polis barikatını kolaylıkla aşan sağcıların sopalı, taşlı ve bıçaklı saldırısına uğradı. Tekbir getiren saldırganlar, göstericileri şiddetli bir biçimde dövdü. Olaylar sırasında Türkiye İşçi Partisi üyesi Ali Turgut Aytaç ve işçi Duran Erdoğan adlı gençler bıçaklanarak öldürüldü..

Olayların içinde AKP’den bakanlık yapmış ve üst kademelerde görev yapmış kişilerin adları da sonradan öğrenildi.

12 Mart 1971 darbesinde tutuklanan ve ordudan atılan devrimci subay, emekli Dz. Binbaşı ve araştırmacı Erol Bilbilik, kitabında bu 40’lar komitesi hakkında şunları yazıyordu:

Komite’nin kurulmasına, eylemlerde bulunmasına zamanın MİT Müsteşarı Fuat Doğu katkı sağladı. Komite’nin eylemlerinden İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Ilgaz Aykutlu, Nihat Kaner vb. emniyetçiler haberdardı ve önemli eylemlere de katılıyorlardı… Bu Komite üyeleri solculara ve komünistlere karşı eylemler planlıyor, uyguluyor ve bunların tümünü komandoların üstüne yıkıyorlardı…”

Eski Kanaltürk ve Ulusal kanaldan Merdan Yanardağ konuya ilişkin bir dizi program yaparak, Kanlı Pazar’da MİT, Kontrgerilla ve dönemin İslamcı yapılanmaları arasındaki ilişkileri ortaya koydu, belgeler yayınladı. Bu saldırılarda Mehmet Şevket Eygi, Abdullah Gül, İsmail Kahraman, Ali Coşkun, Cemil Çiçek, Abdurrahman Dilipak gibi kişilerin rolünü sergiledi. Buna karşın söz konusu programlara yalanlama gelmedi [6].

Ertesi gün Hürriyet gazetesinde yayınlanan Ali Turgut Aytaç’ın bıçaklandığı anı gösteren fotoğrafta bir toplum polisinin olayı sadece izlemekle yetindiğini anlaşılması toplumda büyük tepki yarattı. İktidardaki Adalet Partisi dışındaki siyasi partiler dönemin iç işleri bakanı Faruk Sükan’ın istifasını istediler. Buna karşılık, Sükan suçu solcu öğrencilere yükledi ve polisin normal görevini yerine getirdiğini belirterek tepkilere kayıtsız kaldı. Bu arada AP üyesi bazı milletvekilleri de suçlamalara katıldılar. Hatta AP senatörü Mahmut Vural konuyla ilgili bir genel görüşme açılmasını istese de sadece olay hakkında kısıtlı bir soruşturma yürütüldü.


[1] Mustafa Yalçıner, Evrensel Gazetesi (16 Şubat 2018

[2] Beyza Kural, Biamag Gazetesi (16 Şubat 2013)

[3] Diken Gazetesi (25.11.2017)

[4] Cumhuriyet Gazetesi (16 Şubat 2014)

[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/Kanl%C4%B1_Pazar_(1969)

[6] ABC Gazetesi (30.08.2016)

Mazhar ÖZSARUHAN
Latest posts by Mazhar ÖZSARUHAN (see all)