İmamoğlu’nun Diploma İptalinde TÜGVA Bağlantısı: Komisyon Üyesi Doçent, İktidar Destekli Vakıf Mensubu Çıktı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesine dair kararda imzası bulunan isimlerden biri olan Doç. Dr. Yasin Çetin’in, iktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) eğitmenlerinden biri olduğu ortaya çıktı. Bu gelişme, İmamoğlu’nun tutuklanmadan bir gün önce alınan diploma iptali kararının, siyasi bir kumpasın parçası olup olmadığı yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

İptal Kararında İmzası Bulunan Akademisyen TÜGVA’cı

İstanbul Üniversitesi bünyesinde oluşturulan ve İmamoğlu’nun diplomasının iptali için referans alınan “komisyon raporu”nda imzası bulunan üç kişiden biri olan akademisyen ve tiyatrocu Doç. Dr. Yasin Çetin’in, iktidar destekli gençlik yapılanması TÜGVA’da aktif görev aldığı belirlendi. TÜGVA’nın resmi etkinlik ve içeriklerinde eğitmen olarak yer alan Çetin’in, aynı zamanda birçok AKP’li belediyeye danışmanlık hizmeti verdiği de kamuoyuna yansımış durumda.

Bu bağlantılar, kararın akademik bir değerlendirmeden çok, siyasi saiklerle alınmış olabileceği yönündeki iddiaları güçlendiriyor. CHP’ye yakın kaynaklar ise, “kararın bilimsel değil, ideolojik bir tasfiye sürecinin parçası” olduğunu öne sürüyor.

Suç Duyurusu Yapıldı: “Seçme ve Seçilme Hakkına Müdahale”

Gelişmeler yalnızca kamuoyunda değil, hukuk çevrelerinde de yankı buldu. Liberal Demokrat Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Hasan Kulaksız, İmamoğlu’nun diplomasını iptal eden İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dilekçede, bu kararın Anayasa’nın güvence altına aldığı seçme ve seçilme hakkını ihlal ettiği, aynı zamanda demokratik düzeni sekteye uğrattığı vurgulandı. Dilekçede, benzer durumlara ilişkin emsal kararlara da yer verildi ve savcılıktan kamu davası açılması talep edildi.

İddialar kapsamında savcılığın evrakı işleme aldığı ve olayla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.

Sistemli Bir Kuşatma mı?

Son dönemde CHP’li belediye başkanlarına yönelik yargı ve bürokrasi eliyle başlatılan soruşturmalar, görevden alma girişimleri ve medya kampanyaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, muhalefet cephesinde sistematik bir kuşatma algısı giderek güçleniyor.

Uzmanlar, Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen bu tür hamlelerin 2028 seçimlerine giden süreçte muhalefeti etkisizleştirme stratejisinin parçası olabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle TÜGVA, TÜRGEV gibi iktidar çevresindeki vakıfların bürokrasi ve akademi içindeki etkisi, bu tür kararların meşruiyetine gölge düşürüyor.

CHP cephesinden yapılan açıklamalarda, “hukuk değil, siyasetin konuştuğu” bir döneme girildiği uyarısı yinelenirken, kararın arkasındaki isimlerin iktidar bağlantılarının kamuoyu önünde şeffaf şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

İmamoğlu’nun diplomasının iptali, yalnızca bireysel bir akademik tartışma olmanın ötesine geçmiş durumda. Kararda imzası bulunan akademisyenin siyasi bağlantıları, Türkiye’de yargı ve bürokrasinin siyasallaşması tartışmalarını bir kez daha gündeme taşıyor. Hukuki sürecin nasıl işleyeceği ve kamuoyunun bu gelişmelere nasıl tepki vereceği ise önümüzdeki günlerde belirleyici olacak.