İlnur Çevik Anlattı: Külliye’de Bıyıksız Adam Yok, Erdoğan’ın Çalışma Düzeni ve Saray Anıları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı İlnur Çevik, Saray’daki çalışma düzenine ve kendi deneyimlerine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. T24 yazarı Nursun Erel’e konuşan Çevik, hem Saray’daki hiyerarşik yapıyı hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel tutumlarının çalışma ortamına nasıl yansıdığını gözler önüne serdi.

Çevik’in anlattıkları, Erdoğan’ın danışman seçimi, yönetim tarzı ve Saray içindeki günlük hayat hakkında kamuoyunda az bilinen yönleri ortaya çıkardı. Özellikle “bıyık” takıntısına ilişkin aktardıkları ise Saray’ın görünmeyen yüzüne dair ilginç ipuçları taşıyor.

Külliye’de İlk Gün: “Hacettepe’nin Muhtarı”

Çevik, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne ilk çağrılışını anlatırken yaşadığı komik bir anekdotu da paylaştı. Hacettepe Üniversitesi’nde rektör danışmanı olarak görev yaptığı sırada, Erdoğan’ın özel kalem müdürü Hasan Doğan tarafından Külliye’ye davet edildiğini belirten Çevik, kapıda polislerin kendisine “Nerenin muhtarısınız?” diye sorduğunu anlattı. “Hacettepe’nin muhtarıyım” cevabı eşliğinde özel kaleme alındığını söyleyen Çevik, o gün Erdoğan ile ilk görüşmesini gerçekleştirdi.

Bu görüşmede Erdoğan’ın kendisine “Elini taşın altına koyar mısın?” diye sorduğunu ifade eden Çevik, o dönem Davutoğlu’nun görevden alınıp Binali Yıldırım’ın Başbakan yapılacağı AKP kongresinin arifesinde olduklarını hatırlattı. Çevik, başlangıçta parti yapılanmasında görev verileceğini düşündüğünü, ancak kendisine Yüksek İstişare Kurulu üyeliği teklif edildiğini öğrendiğini aktardı.

Erdoğan ile İlk ve Son Toplantı: “Bunu Evlendirin”

İlnur Çevik, Cumhurbaşkanı ile katıldığı ilk kurul toplantısında yaşananları da ayrıntılarıyla paylaştı. Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu’nun ilk toplantısında Erdoğan’ın, katılımcılara tek tek “Kaç çocuğun var?” diye sorduğunu belirten Çevik, kendisinin “Beş kızım var” yanıtını verdiğini söyledi.

Sıra siyaset bilimci Prof. Dr. Gülnur Aybet’e geldiğinde Aybet’in “Evli değilim” demesi üzerine Erdoğan’ın kurul üyelerine dönerek “Bunu evlendirin” dediğini aktardı. Çevik, bu toplantının Erdoğan’la bire bir gerçekleştirdikleri ilk ve son toplantı olduğunu, sonraki süreçte toplantıların İbrahim Kalın tarafından yönetildiğini belirtti.

Saray’da Çalışma Düzeni: Otel Odalarında Beklemek

Çevik, Saray’da danışmanlık görevinde yaşadığı hayal kırıklıklarını da dile getirdi. Yurt dışı seyahatlerinde başdanışmanların, Cumhurbaşkanı ve bakanlarla aynı uçakta gitmediğini, ayrı uçaklarla taşındıklarını söyledi. Gittikleri ülkelerde de herhangi bir resmi temaslarının olmadığını, çoğunlukla otel odalarında bekleyerek zaman geçirdiklerini anlattı.

Başdanışmanlara yönelik sistemli bir planlama yapılmadığını ifade eden Çevik, seyahatlerin çoğunun etkinliksiz ve verimsiz geçtiğini belirtti. Kendi anlatımıyla, “Turistik gezi bile olamadı çünkü elçiliğin verecek arabası yoktu,” diyerek danışmanlık sisteminin işleyişine yönelik yapısal eksiklikleri vurguladı.

Sağlık İmkanları ve Külliye’nin Hastanesi

Çevik, Külliye’deki sağlık hizmetlerine dair de bilgi verdi. 7 bin kişinin çalıştığı devasa yapının kendi içinde poliklinik benzeri bir sağlık merkezi olduğunu belirtti. Bu merkezin, Turgut Özal’ın ani ölümü sonrası devlet kurumlarında alınan önlemler çerçevesinde oluşturulduğunu aktaran Çevik, “Baş ağrısı, grip gibi durumlarda çalışanlar buraya başvuruyor” dedi.

Öte yandan Külliye’de bir ameliyathane bulunduğunu da dile getiren Çevik, bunun ani sağlık durumlarına müdahale edebilmek için tasarlandığını kaydetti.

“Atatürk” ve “Bıyık” Takıntısı

Çevik’in aktardıkları arasında en çok dikkat çekenlerden biri de Erdoğan’ın “Atatürk” kelimesine ve bıyık bırakma konusuna olan yaklaşımı oldu. Erdoğan’ın “Atatürk” sözcüğünü kullanmaktan özellikle kaçındığını, onun yerine hep “Mustafa Kemal” ifadesini tercih ettiğini belirten Çevik, Cumhurbaşkanı’nın yalnızca zorunlu ve kritik durumlarda “Atatürk” dediğini ifade etti.

Bıyık konusunda da ciddi bir hassasiyet olduğunu vurgulayan Çevik, “Külliye’de bıyıksız adam yoktu. Ben de kemoterapi geçirdiğim için bıyık bırakamıyordum. Kaç defa önümde ‘Bıyık bırakılacak’ diye Cumhurbaşkanı talimat verdi,” sözleriyle bu durumu özetledi. Hatta dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Hasan Doğan gibi isimlerin de bu talimat doğrultusunda bıyık bıraktığını söyledi.

Erken Seçim ve Sistemin Rayına Oturtulması Çağrısı

Röportajın ilerleyen bölümlerinde ise Çevik, Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerektiğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğrudan hitap ederek, torunlarını düşünüyorsa Türkiye’yi seçime götürüp “sistemi rayına oturtması” gerektiğini vurguladı. Aksi halde ülke için ciddi bir “eyvah” durumu yaşanacağını ifade etti.

Çevik ayrıca, geçmişte yürütülen ve sonuçsuz kalan Dolmabahçe Süreci’ni hatırlatarak, gündemdeki yeni siyasi süreçlerin de benzer şekilde “büyük bir hayal kırıklığı” ile sonuçlanacağı uyarısında bulundu.