Hukuk Kurumları Koordinasyonu’ndan açıklama: Yargı iktidarın çıkarlarına hizmet ediyor

Hukuk Kurumları Koordinasyonu, İnsan Hakları Haftası kapsamında bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, yargının iktidarın çıkarlarına hizmet ettiği belirtilerek, her alanda mücadele hattını yükseltme çağrısı yapıldı.

Açıklamada, Türkiye’de adaletsizliklerin ve hak ihlallerinin arttığı belirtilerek, siyasi iktidarın ulusal ve uluslararası hukuk tanımadığı vurgulandı. Ä°ktidarın 12 Eylül Anayasası’nın sürdürücüsü olduÄŸu ve yeni Anayasa teklifinin “gayri meÅŸru” olduÄŸu vurgulanan açıklamada, mevcut Anayasa’nın uygulanmadığına dikkat çekildi.

Yargıtay 3’üncü Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi (AYM) hakkında suç duyurusunda bulunduÄŸunu anımsatan açıklamada, “‘Yargı darbesi’ olarak nitelendirilen son geliÅŸmelere bakıldığında ise gerek iktidarın gerekse Yargıtay baÅŸta olmak üzere yargı içerisindeki belli ekiplerin TÄ°P Hatay milletvekili Can Atalay ile ilgili verilen AYM kararını tanımadığını ilan etmeleri ve bu kararı uygulamamakta beis görmemeleri yargının yalnızca iktidar sahipleri ve onların çıkarları için hizmet ettiÄŸinin açık bir göstergesidir” ifadelerine yer verildi.

Kobanê davası ağır hak ihlallerinin yaÅŸandığın altı çizilen açıklamada, sözlerine şöyle sürdürüldü: “Son olarak 7 yıllık azami tutukluluk süreleri dolan Gültan Kışanak, Figen YüksedaÄŸ ve Sebahat Tuncel’in tahliye edilmemesi örneklerinde yaÅŸandığı üzere kanunların artık ÅŸeklen bile olsa iÅŸletilmeyerek hukukun tamamen rafa kaldırıldığı bir dönemdeyiz. Yargılama görünümlü politik davalarda seçilmiÅŸ siyasilerin hakları ihlal edilirken onları seçen milyonlarca kiÅŸinin siyasi iradelerine ipotek koyuluyor.”

Çok sayıda hukukçunun hak ihlallerine maruz kaldıklarını söyleyen açıklamada, özellikle ÇHD davasında Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’nın yüzlerce klasörden oluÅŸan dosyayı okumadan tebliÄŸname hazırladığı belirtildi. Açıklamada devamla, “Mesleki faaliyetleri ve politik duruÅŸları gerekçe gösterilerek cezalandırılan meslektaÅŸlarımızın davasındaki suçlamalar; hak arama mücadelesi verenlerin yanında olmak ve mesleki faaliyetleri çerçevesinde yapmış oldukları eylemlerdir. Bütün bu davaların ortak özelliÄŸi yargılananların hepsinin toplumsal adalet mücadelesi veren hak savunucuları ve seçilmiÅŸ siyasetçiler olmalarıdır. Yargılanmak ve cezalandırılmak istenen ise yalnızca sanık haline getirilen kiÅŸiler deÄŸil adalet mücadelesinin bizatihi kendisidir” diye konuÅŸtu.

Açıklamada son olarak, “Emek mücadelesi veren işçiler, hakları ve hayatları için mücadele veren kadınlar, onurlu mücadelelerini sürdüren LGBTÄ°+’lar, rant düzenine karşı ekoloji mücadelesi verenler, eÅŸit, parasız, bilimsel, anadilde eÄŸitim ve barınma mücadelesi veren öğrenciler ile saymakla bitmeyecek hak mücadelesi özneleri kriminalize ediliyor ve siyasal iktidara boyun eÄŸmeye zorlanıyor. Hukukçular olarak bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonra da hak mücadelesinin sürdürüldüğü her alanda direnenlere omuz vermeye çalışıyoruz ve herkesi bu mücadele hattını birlikte yükseltmeye davet ediyoruz” sözleriyle çaÄŸrıda bulunuldu.

NHY/ MA