Kurban bayramının ikinci günü Çanakkale’ye doğru yola çıktık. Emekliliğin avantajını da kullanarak trafik yoğunluğunun az olduğu günlerde yola çıkıp, bayram sonrası haftayı da Çanakkale’de geçirip yine trafik yoğunluğunun az olduğu günlerde İstanbul’a geri dönmeyi planlıyorduk. Heyhat… 85 milyon kişinin yaşadığı bir ülkede “az yoğun” trafiğin mümkün olmadığını bir kere daha gördük.
Neyse, konumuz bu değil.
Aracım çok yüklü olduğundan 80-100 kilometre / saat arası süratlerle seyrettim. Yol uzun sürdü mü? Evet sürdü. Yaklaşık bir buçuk saat daha fazla araba kullandım. Ama rahat mıydım? Evet. Hiç stres yaşamadım. Ancak, bunların ötesinde bir faydası daha varmış yavaş seyretmenin. Bunu da durakladığım benzin istasyonunda fark ettim. Yavaş giderseniz, ekosistemi de koruyorsunuz. Yok, bahsettiğim daha az emisyon yaratmak ve çevreyi daha az kirletmekle ilgili değil. Ama tabii o da bir gerçek…
Benzini ve kahvemi alırken hemen yanımdaki pompaya yabancı plakalı bir spor otomobil yanaştı. Benzin doldurmaya başlar başlamaz hem pompa görevlisi, hem de araç sahibi ellerine birer süngerli çekçek alıp ön camı, kazıncasına temizlemeye başladılar. Sürücü, bir yandan oflaya puflaya camı temizliyor, bir yandan da hızlı seyrettiğini, o yüzden de camının börtü böcek kaplandığını söylüyordu. Çok şikayetçi olduğunu zannetmiyorum. Daha ziyade, hızlı seyrediyor olduğuna (ya da aracının süratli olduğuna) dikkat çekmek için böyle yapıyordu muhtemelen.
Bu manzarayı görünce dönüp kendi aracıma baktım. Camın sağ üst bölümünde yalnızca bir böcek kalıntısı vardı. Kalan kısım tertemizdi.
Kanatlı böcekleri küçümsememek lazım. Daha önce de yazmıştım. Besin zincirinde önemli bir halka olmalarının yanı sıra bitki polenlerinin dişi organa taşınmasını, böylelikle üremenin gerçekleşmesini; tohumlar, meyveler, sebzeler ve kabuklu yemişlerin oluşmasını sağlıyorlar. İnsanoğlunun beslenmesinde önemli bir rol oynuyorlar.
Korkutucu bir istatistiği bir daha dikkatinize sunayım: Almanya’da 27 yıl boyunca yapılan bir çalışma, bu zaman diliminde uçan böcek biyokütlesinin ortalama % 76 (bu rakam yaz ortasında % 82’ye kadar yükseliyor) düştüğünü bulmuşlar. Yaz mevsimindeki yükselişte acaba insanoğlunun sıkça yer değiştirmesinin bir etkisi var mı? Bence olmadığı iddia edilemez.
Sonrasında köy yollarına girdim. O daracık yollarda, yine süratli kullanan, önlerindeki araçları anlamsız riskler alarak sollayan sürücülere şahit oldum. Keşke bu kadarıyla sınırlı olsa. Yolların kenarlarında araçların çarpıp öldürdüğü kedi, sincap, kirpi ve tilkilere de şahit olduk. Hatta, köyümüzden bir kilometre kadar uzakta bir sincap da bizim önümüze fırladı. Yavaş seyrettiğimiz için durmamız zor olmadı. Minik dostumuz koşarak önümüzden geçerken küçük kızımın attığı sevinç çığlıklarını duymalıydınız.
Bu hayvanların hepsinin eko sistemde bir rolü var ve hepimiz aynı sistemin parçalarıyız. Hayvanların tersine, insanoğlunun bu sisteme büyük zararları oluyor. Birçok faktöre bağlı olan bu zararların nedenlerinden birisi de yollarda yüksek hızla seyretmek.
Hızlı seyretmeyin, çevrenizi, eko sistemi koruyun…
Bir sonraki yazıda görüşene kadar, sağlıcakla kalın.
- Denge - 27 Mayıs 2025
- Şu Yönetici Koltuğunda Oturan Bizim Yapay Zekâ Değil mi? - 25 Nisan 2025
- Bilimden Korku Filmi Senaryolarına - 24 Şubat 2025