Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), geriye dönük haklarının ödenmemesini bugün Ankara Ulus Meydanı’nda protesto etti. Sendika üyesi Reyhan Tüfekçi, “Yüz binlerce sağlık işçisinin toplu sözleşme farkları 2-3 aydır yatırılmayı beklemektedir. Ödeme süresi uzadıkça yoksullaşıyoruz” açıklamasını yaptı.
Dev-Sağlık İş Sendikası üyeleri, kamu toplu iş sözleşmesi imzalandıktan sonra işçilerin geriye dönük haklarının ödenmemesini bugün Ankara Ulus Meydanı’nda protesto etti. Sendika üyeleri, “Zam zam nereye kadar, bitti buraya kadar” dövizlerini taşırken; “Enflasyon ve zamlar karşısında eriyen toplu sözleşme farklarımızı istiyoruz” pankartını taşıdı.
Eylemde, Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi Reyhan Tüfekçi, şu açıklamayı yaptı:
“Toplu iş sözleşmeleri üstünden 2 ay geçmeden alım gücü açısından hükmünü kaybetmiştir”
“Bugün dertlerimizi, sıkıntılarımızı, taleplerimizi konuşmak için bir araya geldik. Bizler hastanenin girişinden, şifa bulup taburcu olana kadar emek veren sağlık işçileriyiz. Güvenlik, veri giriş, tıbbi sekreter, teknik servis hasta bakıcı, laborant tekniker teknisyenler… Bir bütün olarak sağlık hizmetini en iyi şekilde vermek üzere işimizin başındayız.
Pandemide, depremde her türlü olağanüstü koşulda görevlerimizi yapmaya çalışırken bir yandan da geçim derdimizi düşünmek zorunda bırakılıyoruz. 14 Mayıs seçimleri öncesinde bir müjdeymiş gibi açıklanan toplu iş sözleşmeleri üstünden 2 ay geçmeden alım gücü açısından hükmünü kaybetmiştir. Dolar karşısında toplu iş sözleşmesi imza tarihi ile bugün aldığımız ücret arasında yüzde 40’a varan değer kaybı vardır. Hayatımızı idame ettirebilmek için ihtiyacımız olan ne varsa vergi ve zamlarla artık çok daha fazla para ödeyerek ulaşabiliyoruz. İçinden geçtiğimiz enflasyonist dönemde neredeyse dün aldığımız bir ürünü bugün aynı fiyata bulamıyoruz. Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar.
Toplu iş sözleşmesi tarafı olan sendikaların imzaladığı sözleşmelerin mürekkebi kurumadan yapılan vergi düzenlemeleri ile sözleşmeler, hiçbir derde derman olmamıştır. Vergilerde ve harçlarda yapılan bu artışlarla yılın ikinci yarısı için aldığımız ya da alacağımız ücret artışları daha ilk günden geri alınmaya başlandı. Bir yandan daha ücretlerimizi almadan maaşımızın yüzde 42’sini gelir vergisi olarak öderken, öte yandan tüketim sırasında da ikinci kez vergi ödemek zorunda kalıyoruz.
“Yüz binlerce sağlık işçisinin toplu sözleşme farkları 2-3 aydır yatırılmayı beklemektedir”
Yaşadığımız yoksullaşma sadece maaşlardaki değer kaybı ile sınırlı değil; bugün bir araya gelmemize vesile olan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı geriye dönük ücretlerin hala ödenmemesinde de yaşanmaktadır. Yüz binlerce sağlık işçisinin toplu sözleşme farkları 2-3 aydır yatırılmayı beklemektedir. 2-3 ay önce hak ettiğimiz ödemeler sözleşme imzalayan taraf sendikaların altına imza attığı geçici ek maddelerle belirsizliğe itilmiş, hak ettiğimiz ücretler maalesef enflasyon ve zamlar karşısında değer kaybetmiştir. Daha ne kadar süre içinde ödeneceği de meçhuldür.
“BİZ ARTIK KEMER SIKMAK DEĞİL İNSANCA YAŞAMAK, İNSANCA ÇALIŞMAK İSTİYORUZ”
Ödeme süresi uzadıkça yoksullaşıyoruz. O gün alabileceğimiz herhangi bir şeyi bugün aynı parayla alabilmemiz mümkün değil. Büyük şirketlerin vergileri silinirken bize ödenecek ücretlerin kasada olmaması ise bize çıkarılan acı reçete. Ama biz diyoruz ki acı reçetelere katlanmak zorunda değiliz. Biz artık kemer sıkmak değil insanca yaşamak, insanca çalışmak istiyoruz.
İnsan hayatı için olmazsa olmaz barınma, kira, enerji, eğitim gibi bütün temel ihtiyaçların parasız olmasını çalışanların ücrete bağımlılık boyunduruğundan kurtulmasını istiyoruz! Geriye dönük ödemeler başta olmak üzere DİSK Dev Sağlık İş Sendikası olarak çalışmalarımızı sürdüreceğimizi, insanca çalışma ve yaşama koşulları sağlanana kadar mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Sesimizin ulaştığı bütün sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını sendikamıza üye olmaya çağırıyoruz.”
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024