Türkiye’nin 2026 bütçesi, Anayasa gereği en geç 17 Ekim’de TBMM’ye sunulacak. Orta Vadeli Program’a (OVP) göre bütçe harcamalarında yüzde 29,8 artış öngörülürken, en büyük sıçramanın faiz ödemelerinde yaşanacağı görülüyor. Faiz giderleri 2025’e kıyasla yüzde 40,5 artırılıyor.
Faiz Gideri, Milli Gelirde Daha Büyük Pay Alacak
2025’te 1,9 trilyon TL olarak öngörülen faiz ödemeleri, yıl sonu itibarıyla 2 trilyon 52 milyar TL’ye ulaşacak. 2026 bütçesinde ise faiz gideri 2 trilyon 747 milyar TL’ye çıkarılıyor. Bu artışla faiz ödemelerinin milli gelire oranı yüzde 3’ten yüzde 3,5’e yükselecek.
Yani 2026 için şimdiden yaklaşık 3 trilyon TL faiz ödemesine ayrılmış durumda. OVP verileri, bu tutarın yıl sonunda aşılmasının neredeyse kesin olduğunu gösteriyor.
5 Milyon Çalışanın Maaşı ile Faiz Yükü Yan Yana
Bütçede kamu çalışanlarının maaşları için 4 trilyon 907 milyar TL ödenek ayrılırken, sadece faiz için ayrılan 2 trilyon 747 milyar TL, bu tutarın üçte ikisine denk geliyor. Başka bir ifadeyle, kamuda görev yapan 4 milyonu aşkın memur ve 600 bin işçinin maaşlarına ayrılan kaynağın büyük bir kısmı, tek kalemde faize gidiyor.
Üstelik toplu sözleşmede memurlara ve emeklilere 2026 yılı başı için öngörülen zam oranı yalnızca yüzde 11. Buna karşılık faiz ödemelerine yüzde 40’ın üzerinde artış yapılıyor. Çalışan ve emekliye ayrılan kaynakla faiz lobilerine ayrılan kaynak arasındaki uçurum, iktidarın tercihlerini açıkça gösteriyor.
Bütçe Dengesi Bozuluyor: Gelirden Hızlı Artan Gider
2026 bütçesi sadece dağılımındaki adaletsizlikle değil, yapısal kırılganlıklarıyla da dikkat çekiyor. OVP’ye göre bütçe giderleri yüzde 29 artarken, vergi gelirlerindeki artış hedefi yüzde 23’te kalıyor. Bu fark, bütçe açığının büyüyeceğine ve Hazine’nin daha fazla borçlanacağına işaret ediyor.
Giderlerdeki artış enflasyon hedefinin neredeyse iki katına çıkarken, gelir beklentisinin çok geride kalması tasarruf söylemleriyle de çelişiyor. Açıkça görülüyor ki, bütçe planlaması halktan fedakârlık isterken, finans çevrelerinin çıkarını gözetiyor.
2028’e Doğru Kronik Açık ve Enflasyon
OVP’ye göre 2028’de bütçe giderleri 24 trilyon TL’ye ulaşacak. Buna karşılık gelirler 21 trilyon TL’de kalacak ve açık 3 trilyon TL olacak. Bu tablo, önümüzdeki üç yılda kronik bütçe açığının devam edeceğini, yüksek borçlanma ihtiyacının sürdürüleceğini ve enflasyonun kalıcı hale geleceğini ortaya koyuyor.
Türkiye ekonomisinin en kırılgan noktası olan bütçe dengesi, iktidarın tercihlerinin sonucu olarak çalışanların değil, faiz ödemelerinin yükünü büyütüyor. Bu da, 2026 bütçesinin toplumsal refahı değil, finans çevrelerini önceleyen bir belge olduğunu gözler önüne seriyor.
İsterseniz bu haberi daha da derinleştirip, geçmiş bütçe uygulamalarıyla karşılaştırmalı bir analiz formatına dönüştürebilirim. Bunu ister misiniz?
- Avrupa Konseyi’nden Türkiye’ye Çağrı: Demirtaş Serbest Bırakılsın - 19 Eylül 2025
- Merdan Yanardağ’a Destek Büyüyor: Alevi Dernekleri ve Akademisyenlerden Açıklama - 19 Eylül 2025
- Erken Seçim Tartışmaları ve AKP’nin Düşen Oyları - 19 Eylül 2025