Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta İstanbul Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 983’üncüsünü gerçekleştirdi. İnsan hakları savunucularının da destek verdiği eylemde kayıp yakınları karanfiller ve kayıpların fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemde, 23 Şubat 1993 yılında Erzîngan’da sivil giyinimli polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra işkenceyle katledilen Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) Erzîngan İl Sekreteri Cemal Akar’ın faillerini sordu.
Eylemde basın metnini okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren, 1993 yılında kaybedilen Akar’ın faillerini sormak için bir araya geldiklerini söyledi. Akar’ın aynı zamanda İHD üyesi olduğunu hatırlatan Keskin, “Cemal Akar, 25 Ocak 1993 tarihinde, çalıştığı işyerinin servis aracından inerken, görgü tanıklarının ifadelerine göre, davranışlarından istihbarat görevlileri olduğu anlaşılan kişilerce sivil plakalı bir araçla kaçırıldı. Kaçırılma olayının ardından, MİT ve JİTEM adına çalışan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da kaçıranlar arasında olduğu belirlendi” diye aktardı.
“Etik bir çaba gösterilmedi”
Akar’ın kaçırılmadan önce defalarca kez gözaltına alınıp işkence gördüğünü belirten Keskin, “Cemal’in ailesi, Erzîngan ve Dersim emniyet müdürlüklerine başvurarak oğullarının nerede tutulduğunu sordu. Ancak her seferinde kendilerine Cemal’in gözaltına alınmadığı cevabı verildi. İHD hükümet nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak devlet otoriteleri, Cemal Akar’ın yaşam hakkını korumak ve gözaltında kaybedilmesini önlemek için etkin bir çaba göstermedi. Kaçırılmasından bir ay sonra 23 Şubat 1993’te, Cemal Akar’ın ağır işkence görmüş ve başından kurşunlanmış haldeki cansız bedeni, Nazımiye’ye bağlı Doğançık köyü yakınlarında bulundu. Erzingan’dan kaçırılan Akar, 130 km’lik karayolu üzerindeki dört güvenlik kontrol noktasından geçirilerek buraya getirilmişti. Normal koşullarda bu kontrol noktalarını rahatça geçmek imkansızdı ve bu durum, araçta resmi kimliği bulunan kişilerin olduğu iddiasını desteklemekteydi” şeklinde konuştu.
Cezasızlık zinciri
Olaydan dört ay sonra, 24 Haziran 1993 tarihli Özgür Gündem gazetesinde yayınlanan habere dikkat çeken Keskin şunları söyledi: “Nevşehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan E.H. isimli kişi, Erzincan Emniyet Müdürlüğü’nde Cemal Akar’la yüzleştirildiğini, buradaki sorgulamanın ardından birlikte Tunceli Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüklerini, birkaç gün orada kaldıktan sonra araziye çıkarıldıklarını ve arazi dönüşünde sadece kendisinin araca bindirildiğini ve Cemal Akar’ı o andan itibaren bir daha görmediğini ifade etti. Bu haberin yayımlanmasından yaklaşık beş ay sonra, Tunceli Valiliği, iddiaları araştırmak yerine aynı gazetede, söz konusu iddiaları yalanlayan bir tekzip yayınlattı. Cemal Akar dosyası, etkin soruşturma yapılmadan cezasızlık zincirinin bir halkasına dönüştürüldü.”
“Failleri sormaktan vazgeçmeyeceğiz”
Kaybedilişinin 31’inci yılında, bir kez daha Akar dosyasında adaletin sağlanması için adli ve siyasi makamlara yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunan Keskin, “Kaç yıl geçerse geçsin, Cemal Akar için tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.