Türkiye’de son günlerde yaşanan siyasi gelişmeler, gençlerin sokaklara çıkmasıyla yeni bir boyut kazandı. Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki isimlere yönelik tutuklama süreci, üniversite öğrencilerinin ve genç kesimin geniş çaplı protestolar düzenlemesine yol açtı. Ancak bu gençlerin sokağa çıkış nedeninin yalnızca “geleceksizlik” olup olmadığı tartışma konusu.
Bekir Ağırdır’ın T24’te yayımlanan yazısına göre, meydanlara çıkan bu gençler büyük oranda 2000 sonrası doğan ve AK Parti yönetimi dışında başka bir iktidar tecrübesi yaşamamış bireylerden oluşuyor. Gençlerin yalnızca ekonomik sıkıntılar nedeniyle değil, aynı zamanda adalet, demokrasi ve özgürlük gibi temel konularda duydukları rahatsızlık nedeniyle de sokaklara çıktıkları belirtiliyor.
15 Milyon Kişinin Siyasi Katılımı
CHP’nin gerçekleştirdiği ön seçimlerde, Ekrem İmamoğlu için 15 milyon kişinin oy kullanması büyük yankı uyandırdı. Bu rakam, yalnızca partinin iç dinamiklerini değil, Türkiye’de siyasete olan ilgiyi de yeniden şekillendirebilecek bir potansiyele işaret ediyor. Beklenenden çok daha büyük bir kitlesel katılımın olması, mevcut siyasi yapıya duyulan hoşnutsuzluğu gözler önüne serdi. Ağırdır’a göre, bu gelişme CHP açısından büyük bir fırsat olabilir. Ancak partinin, bu enerjiyi doğru bir stratejiyle değerlendirmemesi halinde büyük bir hayal kırıklığı yaratabileceği vurgulanıyor.
Ekonomik ve Sosyal Çöküşün Yansımaları
Gençlerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri ekonomik kriz. Veri Enstitüsü’nün Mart 2025 araştırmasına göre, toplumun %72’si beş yıl öncesine kıyasla daha umutsuz hissediyor. İnsanların sadece %20’si kendi hayatları için, %11’i ise ülkenin geleceği için umutlu. Bu tablo, gençlerin sokaklara çıkışını sadece siyasi bir hamle olarak değil, aynı zamanda ekonomik güvencesizliğe karşı bir tepki olarak da değerlendirmeyi gerektiriyor.
Ankete katılan gençlerin %73’ü “Alım gücüm artsa geleceğe dair umutlarım olurdu” derken, %68’i “Adalet bağımsız ve tarafsız olsa daha umutlu olurdum” yanıtını verdi. Bu veriler, gençlerin yalnızca maddi kaygılar nedeniyle değil, hukuksuzluk ve adaletsizliğe duydukları tepki nedeniyle de sokağa çıktığını gösteriyor.
‘Metropolün Karamsar Gençleri’ ve Yeni Siyasal Dalga
Ağırdır’ın aktardığı bir başka önemli veri, gençlerin genel siyasi eğilimleriyle ilgili. Veri Enstitüsü’nün araştırmasına göre, “metropolün karamsar gençleri” olarak adlandırılan bu kesimin %57’si Atatürkçü, %30’u ise milliyetçi. Ancak bu gençler kendilerini CHP’li ya da başka bir siyasi partinin üyesi olarak tanımlamıyor. Özellikle Zafer Partisi’nin söylemlerine yakın bulunsalar da, partilerle özdeşleşmeyen bir kitle oldukları belirtiliyor.
Ersin Eroğlu ve Hazar Dost’un saha gözlemlerine göre, bu gençler CHP’ye de mesafeli ve Saraçhane’deki CHP konuşmalarına kulak vermiyorlar. Örgütlü bir hareket yerine yatay örgütlenmeler şeklinde bir araya geliyorlar.
Geleceği Şekillendirecek Bir Kuşak
Bu gençler, ekonomik sorunların yanı sıra göçmen politikaları ve sosyal meseleler konusunda da net bir tavır sergiliyor. Araştırmaya göre, bu grubun %83’ü “Göçmenler toplumsal huzuru bozar” fikrine katılıyor ve %81’i “Göçmenler kültürel çeşitliliği artırır” fikrine karşı çıkıyor.
Bekir Ağırdır’ın yazısında belirttiği gibi, bu gençlerin çoğu, kaybedecek bir şeyleri olmadığını düşünüyor ve geleceksizlik kaygısıyla hareket ediyorlar. Ancak bu hareketin ilerleyen süreçte nasıl şekilleneceği, siyasetin bu dinamiği nasıl okuyacağı belirleyici olacak.
Türkiye’nin siyasal geleceğini belirleyecek bu gençlik dalgasının, yalnızca CHP veya iktidara değil, mevcut tüm siyasi yapıya karşı bir tepki olduğu vurgulanıyor. Yeni bir örgütlü hareket mi doğacak, yoksa bireysel tepkilerle sınırlı mı kalacak? Bekleyip görmek gerekiyor.
- Tüketimin Siyaseti: Sermayenin Korkusu ve Boykotun Gücü - 2 Nisan 2025
- Anne Baba Dayanışma Ağı’ndan Tutuklu Öğrenciler İçin Çağrı - 1 Nisan 2025
- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Boykot Çağrılarına Soruşturma - 1 Nisan 2025