Anneler ve kızları… Nasıl bir bütünlüktür ve nasıl bir ayrılıktır! Birbirleriyle bu kadar bütünleşmişken birbirlerinden bu kadar kopmak isteyen doğada başka ne vardır diye düşünerek beynimin kıvrımlarında cevap bulmaya çalışıyorum. Etrafımızda gördüğümüz bir sürü farklı ve çoğu maskeli ilişkinin içinde birbirleri içinden kopmuş en doğal, en mesafesiz, en çıplak ikili ilişki… Dolayısıyla çözülemeyecek kadar karmakarışık.
“Ben hiç huzurlu bir anne kız ilişkisi görmedim. Bir tane problemsiz bir ilişki duysam bileklerimi keseceğim ” dedi bir arkadaşım geçen gün… Problemsiz bir anne kız ilişkisi… Göbek bağı acısız, zamanında ve en uygun bir şekilde kesilmiş, birbirinden bağımsız iki ayrı bireye dönüşmüş ve iki ayrı insan olabilmeyi başarmış bir bütünün ayrışması. Kaynaşmış bir ilk bütünden iki ayrı bütün oluşturmak. Yani bütün mesele ikilinin arasındaki o göbek bağının düzgün bir şekilde kopabilmesi. Aynen doğumdaki gibi fiziksel ve biyolojik olarak doğanın gereği tam zamanında kopması gibi. Doğanın biyolojik kuralları her türlü karmaşasına karşın sebep sonuç ilişkilerini sabitleyen kurallar gereği sürekli aynen yinelenmesine rağmen, o görünmeyen bağ anne-kız bağı bildiğimiz fiziki kuralların ötesinde dünyanın büyüsü gibidir. İşte bu sebeptendir ki göbek bağı doğumda biyolojik olarak kopmuş bu ikiliden iki tamamlanmış bireyin oluşması bir kaosun bölünmesi kadar neredeyse olanaksızlığı çağrıştıran bir durumdur.
Anne- kız ilişkisinin karmaşasında başka bağlantılar da vardır haliyle… Annenin kendi annesiyle olan bağlantıları. Kendi kızıyla çatışırken kendi gençliğinin çatışmalarını yaşayan, kendi annesiyle kopamayan bağının acılarını bu ilişkiye taşıyan, şimdiki moda deyimle kendi anne acılarıyla bir türlü “yüzleşemeyen” bir anne. Varoluşunu kanıtlamaya çalışırken devamlı savunmada kalan tecrübesiz kızı… Çocukluktan ergenliğe, ergenlikten erişkinliğe geçişin zor aşamaları. Hele bizim gibi erkek egemen toplumlarda kısıtlanmış bireysellik ve haksızlığa uğramışlık duygusu bu kaotik ilişkiye devamlı olarak su taşımakta. Böylece ta çocukluklarından beri sırtlarında bastırılmış, görmezden gelinmiş duygularıyla tıka basa dolu kilitli sandıklarla yola çıkan bu bireylerin sağlıklı ilişkiler kurmaları, mutlu ve huzurlu bir anne- kız olmalarını beklemek arkadaşımın dediği gibi “öyle kolay bir şey değil” haliyle… Bir de çekirdek ailenin günümüz koşullarında ki çatırdayan ortamında gittikçe yalnızlaşan anne ve kızın ilişkisinin devamlı çatışma ve öfke haline dönüşmesi neredeyse artık çok olağan bir durum olarak algılanıyor.
Modern hayatlarımızın daha hızlı ve hızlı olduğu kadar hoyratça süregitmesi ile oluşan bu anaforun rüzgârına kapılmış anne ve kızı…
Bu kuşak çatışmalarının zincirinin kırılması ve gelecek nesillere daha sağlıklı ilişkileri aktarmak için, önce kaç nesilden beri zedelenmiş bu göbek kordonun yaralarının sarılması, aradaki iletişimi sağlıklı bir şekilde iki tarafın da hissetmesi ve gelişimlerini tamamlamış iki farklı birey olarak tam ortadan steril, acısız ve düzgün bir şekilde kesilmiş göbek kordonlarıyla hayatlarına devam etmeleri gerekir. Savaşların, ölümlerin, sevgisizliğin, maskeli ilişkilerin giderek arttığı bu dünyanın tozu dumanı içinde kalmış bu en gerçek sevgiyi bulup çıkarmak ve doyasıya yaşamak bütün dünyayı iyileştirecek ve güzelleştirecek bir şey aslında. Anneler ve kızları, aralarındaki bu büyülü ilişkiyi güzelleştirdikçe daha sağlıklı nesiller yetişmeye başlayacak, kuşak çatışmalarıyla kuşaklar arası ilişkiler kırılmadan daha çok sağlamlaşacak.
Bugün anneler günü… Daha güzel bir dünya için.
- Failler Güçlü Olunca… - 11 Eylül 2024
- SMA’lı Çocuklar ve Arkasındaki Trajedi - 22 Mayıs 2024
- Ben fesat mıyım? - 13 Mayıs 2024