Un, Makarna ihracatındaki başarı ve Türkiye’yi bekleyen tehlike

Buğday ithalatı ne zaman gündeme gelse, Türkiye’nin un ihracatında dünya birincisi makarnada ikinci olduğu hatırlatılır. “Buğday ithalatı yapılıyor ama un ve makarna olarak ihraç edilerek daha yüksek katma değer sağlanıyor.” denilerek yapılan ithalatın ne kadar doğru olduğu savunuluyor.

Türkiye’nin dünya un ihracatında açık ara birinci olduğu doğrudur. Makarna ihracatında ise miktar olarak ikinci sırada yer alsa da gelir bakımından 4.sırada. Ayrıca, bulgur, bisküvi ve diğer ürünlerde de ihracat yapılıyor. Yapılan bu ihracat büyük oranda ithal buğday ile gerçekleştiriliyor. Dahilde İşleme Rejimi(DİR) kapsamında gümrük vergisi ödenmeden ithal edilen buğday işlenerek ürün olarak ihraç ediliyor.

Buğday ithalatının da çok büyük bölümü yüzde 65’i, bazı yıllar yüzde 80’ni Rusya’dan, kalanı Ukrayna ve diğer ülkelerden sağlanıyor. Dolayısıyla un ve makarna ihracatında Rusya buğdayına bir bağımlılık söz konusu. Bu bağımlılığın getirdiği bazı sakıncalar ve gelecek açısından Türkiye için bazı tehlikeler olduğunu uzmanlar ve devlet yetkilileri de zaman zaman dile getiriyor.

Türkiye, un ihracatında açık ara lider

Toprak Mahsulleri Ofisi ve Türkiye Un sanayicileri Federasyonu’nun 11-14 Kasım tarihlerinde Antalya’da Türkiye Hububat Kongresi düzenledi.

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir, bu kongrede ” Un ve Unlu Mamuller İhracatı” başlıklı çok önemli bir sunum yaptı. Bu sunumdan un ve makarna ihracatındaki son durumu şöyle özetleyebiliriz:

Dünya un ihracatı 2020 yılında 4.7 milyar dolar oldu. Bu ihracatın yüzde 20’sini Türkiye gerçekleştirdi. Türkiye’nin 2020 yılı un ihracatı 951 milyon dolar. Türkiye’den sonra sırasıyla Kazakistan’ın payı yüzde 10, Almanya’nın yüzde 7, Özbekistan’ın yüzde 5, Arjantin’in payı yüzde 4.

Türkiye’nin yıllar itibari ile ihracatına baktığımızda bundan 10 yıl önce 2011 yılında 891 milyon 744 bin dolar olan un ihracatı ilk kez 2016 yılında 1 milyar dolar sınırını aşarak 1 milyar 78 milyon dolar oldu. 2019’da 1 milyar 51 milyon dolar olan ihracat 2020’de koronavirüs pandemisinin etkisi ile 1 milyar doların altına gerileyerek 951 milyon dolar oldu.

İkinci sırada yer alan Kazakistan’ın 2020 yılı un ihracatı 489 milyon 385 bin dolar. Almanya’nın 341 milyon 558 bin dolar. Bu rakamlardan da görüleceği üzere Türkiye, un ihracatında açık ara birinci sırada.

İhracatın yarısı Irak’a

Türkiye, un ihracatının yüzde 47′ sini Irak’a gerçekleştiriyor. Diğer pazarları ise yüzde 9 ile Yemen ikinci, yüzde 6 ile Suriye üçüncü sırada. Venezuela yüzde 6, Angola yüzde 6 ile diğer önemli iki pazar.

Buğdayda Rusya’ya bağımlılık ön plana çıkarken, un ihracatında ise Irak pazarına bağımlılık var. İhracatın neredeyse yarısı tek pazara yapılıyor. İlk 5 ülkenin payı yüzde 74. Dolayısıyla ihracatta pazar çeşitliliği yok.

Makarna ihracatında miktar yüksek, gelir düşük

2020 yılında dünya makarna ihracatı 11,9 milyar dolar oldu. Türkiye, aynı dönemde 761 milyon dolarlık makarna ihraç etti. Türkiye, miktar olarak makarna ihracatında ikinci sırada yer alsa da döviz geliri bakımından 4.sırada. İtalya gelir bakımından yüzde 30 pay ile ilk sırada. Çin, yüzde 8 ile ikinci, Güney Kore yüzde 7 ile üçüncü, Türkiye yüzde 6 ile dördüncü, Tayland ise yüzde 5 ile beşinci sırada bulunuyor.

Makarna ile ilgili ihracatta en önemli sorun Türkiye’nin diğer ihracatçı ülkelere göre oldukça düşük fiyattan ihracat yapması. İtalya son 10 yılda makarnanın tonunu ortalama 1350-1400 dolardan ihraç etti. Çin, 1650-1700 dolardan, Güney Kore, 3 bin 3 bin 100 dolardan ihracat yaparken, Türkiye, makarnanın tonunu 450-500 dolara ihraç ediyor. Türkiye’nin ton başına makarna ihracatı 2018’de 458 dolar, 2019’da 478 dolar ve 2020’de 519 dolar.

Makarna ihracatının yüzde 41’i 5 ülkeye

Makarna ihracatımızın yüzde 41’i 5 ülkeye gerçekleştiriliyor. Bu ülkeler sırasıyla yüzde 15’i Venezuela’ya, yüzde 11’i Somali’ye, yüzde 6’sı Japonya’ya, yüzde 5’i Gana ve yüzde 4’ü Togo’ya yapılıyor.

Makarna ihracatında ağırlıklı olarak ithal durum buğdayı kullanılıyor. Rakamlara bakıldığında 2012 yılında Dahilde İşleme Rejimi(DİR) kapsamında Türkiye’nin durum buğdayı ithalatı 83 milyon dolar, makarna ihracatı aynı yıl 383 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2018’de 103 milyon dolarlık buğday ithalatına karşılık 357 milyon dolarlık makarna ihracatı yapıldı. 2019’da 375 milyon dolarlık durum buğdayı ithalatı yapılırken makarna ihracatı 238 milyon dolar oldu. 2020’de 217 milyon dolarlık ithalat ve 321 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.

En büyük ithalatçı Amerika ve AB’ye ihracat yüzde 4

Türkiye Hububat Kongresi’nde sunum yapan Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu’nun verdiği bilgilere göre, Türkiye’de makarna üretimi yapan 26 fabrika 2 milyon 800 bin ton kapasiteye sahip. 2020 yılı satış miktarı 2 milyon 250 bin ton. Son 5 yılda ülkeye kazandırılan toplam döviz 2,8 milyar dolar.

Külahçıoğlu, dünyanın en fazla makarna ithal eden ülkeleri Amerika Birleşik Devletleri Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, Şili, Japonya, Kanada, Venezuela, Hollanda, Belçika gibi ülkeler olduğunu hatırlatarak Türkiye’nin dünyanın en büyük ikinci makarna üreticisi olmasına rağmen en büyük ithalatçı konumunda olan Amerika ve Avrupa Birliği pazarından yeterince pay alamamasından yakınıyor.

Türkiye, Avrupa Birliği pazarından sadece yüzde 1,5, Amerika pazarından ise yüzde 2,28 pay alırken, Afrika pazarının yüzde 52’sine hakim. İtalya ise Avrupa Birliği pazarında yüzde 63, Amerika pazarında ise yüzde 12 pazar payına sahip. Afrika’ya ihracatta ise sadece yüzde 1.29 paya sahip. İtalya Avrupa pazarına, Türkiye Afrika pazarına hakim.

Türkiye Avrupa Birliğine 20 bin tona kadar ihracatı vergisiz yapabiliyor. Bu miktarın aşılması durumunda ton başına 110 Euro dolaylı vergi ödemesi gerekiyor.

2020 yılında küresel makarna tüketimi yüzde 25 artarken 2021 Ocak- Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,8 azalma var.

Un ve Makarna ihracatında avantaj ve dezavantajlar

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir’in sunumunda yer verdiği önemli bilgiler arasında un ve makarna ihracatında olumlu ve olumsuz yönler ve öneriler de var:

İhracatta olumlu yönler

1- Ülkemiz un ihracatında lider konumda, makarna ihracatında ise dünyanın en önemli tedarikçileri arasındadır.
2- Yıllar itibarıyla incelendiğinde mamul ihracatımız istikrarlı bir artış eğilimi içerisindedir.
3- DİR marifetiyle ihracatçılarımız uluslararası fiyatlardan hammadde tedarik etme imkanına sahiptir.
4- Coğrafi konum itibarıyla, Rusya, Ukrayna ve Kazakistan gibi hammadde üreticisi ülkelere yakınlık, lojistik avantaj sağlamaktadır.
5- Mevcut ihraç pazarlarımızda firmalarımız rekabet üstünlüğü elde etmiş durumdadır.
6- Ekmeklik buğdaya dayalı mamulde risk ve dalgalanmalar yüksektir

Olumsuz yönler

– Un ve makarna ihracatımızda pazar bağımlılığımız yüksektir.
– Un ihracatının %74’ünün, makarna ihracatının %41’inin ilk beş pazara gerçekleştiriliyor olması sürdürülebilirlik açısından risk oluşturmaktadır.
– Yurtiçi adi buğday üretiminin iç tüketimi ancak karşılayabilmesi nedeniyle ihracata yönelik hammadde temini, ithalata dayalı gerçekleştirilmektedir.
– Ülkelerin makarna birim ihraç fiyatları incelendiğinde ülkemizin birim ihraç fiyatlarının diğer ihracatçı ülkelere kıyasla oldukça düşük seyrettiği gözlemlenmektedir.

Öneriler

* İhracatta sürdürülebilir artışın sağlanabilmesi için pazar çeşitlendirmesi yapılması gerekmektedir.
* Hammadde temininde yaşanabilecek muhtemel tedarik sorunlarının önlenebilmesi için farklı tedarikçi ülkeler araştırılmalıdır.
* Hedef pazar ve hedef ürün odaklı stratejiler geliştirilmelidir.
* İhracatta katma değerin artırılabilmesi için ambalajlı ve markalı ihracata ağırlık verilmelidir.
* Dünyanın en önemli makarna pazarı konumunda bulunan ABD ve diğer potansiyel arz eden uzak pazarlara yönelik tanıtım, pazarlama ve ürün geliştirme faaliyetleri yapılmalıdır.
* Dünya genelinde sağlıklı ve organik ürünlere yönelik talebin arttığı dikkate alınarak bu ürünlerin üretim içerisindeki payı artırılmalıdır (Örnek:Bulgur).

Türkiye’yi bekleyen tehlike nedir?

Bu genel ve önemli bilgilerden sonra şunu söyleyebiliriz ki, başka bir ülkeden hammadde ithal ederek ihracat yapmanın her zaman belli riskleri vardır. Özellikle bu yıl olduğu gibi hammadde fiyatlarının çok yükselmesi ithalatta ve ihracatta önemli sorunlara neden olabilir.

Özellikle tarımsal ürünlerde, üretici ülkeler önce ham olarak ihraç ettikleri ürünleri daha sonra mamul olarak ihraç etmenin yollarını arar. Türkiye’nin pamuk ihracatından tekstil, konfeksiyon ihracatına dönmesi gibi. Her ülke elindeki ürünü katma değeri yüksek ürüne dönüştürerek ihraç etmek ister. Dolayısıyla belli bir pazardan buğday ithal ederek un ve makarna ihraç etmenin de riskleri var. Buğday ithal ettiğimiz Rusya, yarın un ve makarna ihracatına yöneldiğinde bu pazarları kaybetme riskimiz var. Rusya’nın un ihracatı ile ilgili çalışmaları olduğu biliniyor. Bu nedenle un ve makarna sanayicilerinin yerli buğday üretimini destekleyerek hammaddelerine sahip çıkmaları gerekiyor.

Önümüzdeki somut örneklerden birisi ayçiçeği. Türkiye, ayçiçeği tohumunu ithal ederek kendi kırıma tesislerinde kırar yağ ve küspe elde ederdi. İthalatın büyük bölümünü yaptığımız Rusya, Ukrayna ve diğer ülkeler artık ayçiçeği tohumunu kendi kurdukları kırma tesislerinde kırıyor. Türkiye’ye çekirdek yerine ham yağ satıyor. Kabuğundan ve yağ üretiminde ortaya çıkan küspeyi de ayrıca satıyor.

Bu nedenle Türkiye’nin bir an önce buğday üretimini artırarak kendi ürettiği buğday ile un ve makarna ihracatı yapması sürdürülebilirlik açısından çok önemli.

Kaynak: Tarım Dünyası