Van Gölü’nün Çığlığı: Dünya Çevre Günü’nde gölün karşılaÅŸtığı tehditler

5 Haziran Dünya Çevre Günü, çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla kutlanan bir gündür. Bu yılki tema “plastik kirliliÄŸine çözümler” olarak belirlenmiÅŸtir. Plastik kirliliÄŸi, sadece denizleri ve okyanusları deÄŸil, aynı zamanda tatlı su kaynaklarını da tehdit eden bir sorundur. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü de bu sorundan nasibini almaktadır.

Van Gölü, Türkiye’nin doÄŸusunda yer alan ve 3 bin 713 kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük sodalı gölüdür. Göl, biyolojik çeÅŸitliliÄŸi, endemik türleri ve kültürel mirasıyla önemli bir ekosistemdir. Ancak son yıllarda gölün su seviyesi düşmekte, kirlilik artmakta ve kıyılar iÅŸgal edilmektedir. Bu durum hem gölün doÄŸal dengesini hem de bölgedeki insanların yaÅŸamını olumsuz etkilemektedir.

Van Gölü’nde plastik kirliliÄŸinin boyutu tam olarak bilinmemekle birlikte, gölün kıyılarında ve sularında çok sayıda plastik atık görülmektedir. Plastik atıklar, gölde yaÅŸayan canlıların saÄŸlığını tehdit etmekte, besin zincirine girmekte ve görsel kirliliÄŸe neden olmaktadır. Plastik atıkların kaynağı ise bölgedeki yerleÅŸim yerleri, sanayi tesisleri ve tarım faaliyetleridir. Bu atıkların önemli bir kısmı geri dönüştürülmediÄŸi için doÄŸaya karışmaktadır. ÖrneÄŸin, Van Gölü’nde yaÅŸayan endemik bir balık türü olan inci kefalinin yumurtlama alanlarına plastik atıkların ulaÅŸtığı ve balıkların bu atıkları yutarak öldüğü belirtilmektedir.

Van Gölü’nün diÄŸer bir sorunu ise kuraklıktır. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi nedeniyle bölgede yağış miktarı azalmakta, sıcaklık artmakta ve buharlaÅŸma hızlanmaktadır. Bu durum gölün su seviyesinin düşmesine yol açmaktadır. Son 20 yılda gölün su seviyesi yaklaşık 2 metre azalmıştır. Su seviyesinin düşmesi, gölün tuzluluk oranını arttırmakta, su kalitesini bozmakta ve canlı yaÅŸamını zorlaÅŸtırmaktadır.

Van Gölü’nün kıyıları da iÅŸgal altındadır. Gölün etrafındaki illerdeki nüfus artışı ve kentleÅŸme nedeniyle gölün kıyısına yapılaÅŸma baskısı artmıştır. Kıyılara kaçak yapılar inÅŸa edilmiÅŸ, tarım arazileri açılmış ve turistik tesisler kurulmuÅŸtur. Bu durum hem gölün doÄŸal güzelliÄŸini hem de ekolojik dengesini bozmaktadır. Kıyılardaki yapılaÅŸma, gölün suyunu emen sazlıkları yok etmekte, erozyonu arttırmakta ve göle giren kirli suların temizlenmesini engellemektedir.

Van Gölü’nün bu sorunlarının çözümü için acil adımlar atılması gerekmektedir. Plastik kirliliÄŸine karşı, plastik kullanımının azaltılması, geri dönüşümün arttırılması ve atıkların doÄŸru ÅŸekilde toplanması ve bertaraf edilmesi saÄŸlanmalıdır. Kuraklığa karşı, su kaynaklarının korunması, su tasarrufu yapılması ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadele edilmesi gerekmektedir. Kıyı iÅŸgaline karşı, kaçak yapılar yıkılmalı, kıyı ÅŸeridi koruma altına alınmalı ve sazlıkların yeniden canlandırılması için çalışmalar yapılmalıdır.

Van Gölü, Türkiye’nin doÄŸal ve kültürel zenginliklerinden biridir. Dünya Çevre Günü’nde, bu deÄŸerli gölü korumak için hepimizin sorumluluk alması ve çözüm üretmesi gerektiÄŸini hatırlatmak isterim.