Uluslararası Medyadan Ortak Çağrı: “Gazze’deki Gazetecilerimiz Açlıkla Boğuşuyor”

AFP, AP, Reuters ve BBC’den eş zamanlı bildiri: “Haberin gözleri ve kulakları tükeniyor”

İsrail’in aylardır aralıksız süren askeri kuşatması altında bulunan Gazze Şeridi’nde görev yapan gazeteciler, açlık ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya. Uluslararası haber ajansları Agence France-Presse (AFP), Associated Press (AP), Reuters ve BBC News, 23 Temmuz’da yayımladıkları ortak bildiride, Gazze’de serbest çalışan gazetecilerinin içinde bulunduğu korkunç koşullara dikkat çekti.

“Gazze’deki gazetecilerimiz için son derece endişeliyiz” denilen açıklamada, bölgedeki medya emekçilerinin yalnızca haber değil, aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi verdiği belirtildi. Açıklamada, bu bağımsız muhabirlerin artık kendilerini ve ailelerini besleyemez duruma geldiği, bir yandan savaşın tanıklığını sürdürürken öte yandan temel insani ihtiyaçlara ulaşmakta zorlandığı vurgulandı.

Açlık, Kurşun Kadar Sessiz Öldürüyor

Bu yıl Pulitzer Ödülü’ne aday gösterilen 35 yaşındaki AFP foto muhabiri Ömer El Kattâ, “Açlık ve gıda yokluğu nedeniyle hiç enerjimiz kalmadı” sözleriyle yaşanan çöküşü özetliyor. Haberi yapanların habere dönüşmesi, savaşın en sert çelişkilerinden biri haline geldi. Uluslararası ajansların geri çektiği ekiplerin ardından, Gazze’de kalan tek medya gücü olan yerel serbest gazeteciler, artık hem kamerasını hem ekmeğini kendi taşıyor.

Bildiride, gazetecilerin savaş bölgelerinde karşılaştığı yoksunluklara bir de açlık tehdidinin eklenmesinin “derin endişe” kaynağı olduğu vurgulandı. İsrail’e, Gazze’ye gazetecilerin serbestçe giriş çıkış yapmasına olanak sağlaması ve insani yardım geçişlerini yeniden açması çağrısı yapıldı.

İsrail: Kameraya da, Kameramana da Ateş Açıyor

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bürosu Sözcüsü Semin el Hıtan, 27 Mayıs’tan bu yana, İsrail ordusunun yiyecek almak için bekleyen 1.000’den fazla Filistinli’yi öldürdüğünü açıkladı. Uluslararası medya kuruluşları ve hak örgütleri, İsrail’in özellikle gazetecileri hedef aldığına dair kanıtların arttığını belirtiyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2023 Ekim’inden bu yana 200’den fazla gazetecinin İsrail saldırılarında yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Bu ölümler, doğrudan basın araçlarına, ikamet edilen binalara ve kameralarla işaretlenmiş sivil alanlara yönelik bombardımanlarla gerçekleşti. Gazze’de gazetecilik yapmak, artık yalnızca gerçeği aktarmak değil, kelimenin tam anlamıyla yaşamla ölüm arasında bir tercih haline gelmiş durumda.

Medya Sefaletin Aynası mı, Faili mi?

Kapitalist medya düzeninde haberin üreticileri çoğu zaman yalnız bırakılır. Uluslararası medya kuruluşlarının kadrolu gazetecilerini Gazze’den çekerek bölgeyi serbest muhabirlere teslim etmesi, neoliberal işbölümünün savaş alanına nasıl taşındığını gösteriyor. AFP’nin 2024 başında çektiği 8 kişilik ekipten sonra, tüm yük Gazzeli bağımsız gazetecilerin omzuna kaldı.

Bu durum, haberi geçmekle yükümlü yerel muhabirlerin aynı zamanda haberin konusu haline gelmesi gibi tarihsel bir paradoks yaratıyor. Gazzeli gazeteciler, hem işçi hem tanık; hem anlatıcı hem mağdur. Marksist perspektifle değerlendirildiğinde, bu yalnızlık medya aygıtının üretici güçler üzerindeki tahakkümünü, savaşın da sömürüyü nasıl derinleştirdiğini gözler önüne seriyor.

Sessizliğin İçinde Kalan Son Sesler

İsrail’in Gazze’ye yönelik misilleme saldırıları, yalnızca şehirleri değil, hakikati de yerle bir ediyor. 7 Ekim 2023’te Hamas’a bağlı militanların İsrail’e sızması sonucu 1.200 kişinin hayatını kaybettiği saldırı sonrası başlayan bombardıman, artık topyekûn bir iletişim soykırımına dönüşmüş durumda.

Gazetecilerin öldürüldüğü, haber akışının kesildiği, gerçeğin yalnızca molozlar arasından sızdığı bir savaş alanında, uluslararası medyanın çağrısı bir çığlıktan fazlası olamıyor. Gazzeli serbest gazetecilerin bugün yaptığı şey, yalnızca haber değil; tarihsel tanıklıktır. Açlığın, bombanın ve sessizliğin tam ortasında hakikatin izini süren bu insanlar, yalnız bırakıldıkları her gün dünyaya bir şeyi daha anlatıyor: Gerçek, bir kameranın arkasında can veriyor.