Türkü, Edebiyatın sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidine verilen addır. Belli bir ezgi ile söylenen Türküler, toplumun acısını, neşesini ve yaşanmışlıklarını ortaya koyan en iyi araçlardan biridir. Halkın derdini, neşesini, dünya görüşünü yansıtır.
Türküler, toplumunun özelliklerini, tarihini, gelenek ve göreneklerini en güzel şekilde yansıtan unsurlardandır. İnsana ait tüm duyguları içeren türküler, aynı zamanda toplumunun kültürel ve sosyo-ekonomik yaşamını da yansıtan değerlerdir.
Türküler, özgürlüğün, barışın, hoşgörünün ve sevginin de en önemli temel taşlarından birisidir. Topluma ait her şey türkülere yansımıştır. Çeşitli duygu ve durumları ifadenin yanı sıra, tarihsel olaylar, sosyo-ekonomik şartlar, kültürel değişimler ve toplumsal yönelimleri de yansıtır.
Türkülerin psikolojik işlev, estetik işlev, eğlence işlevi, eleştiri işlevi, söylenemeyeni söyleme işlevi, haber verme işlevi, eğitici ve ahlaki işlevler, geleneksel işlev, dini işlev, ritmik işlev ve ticari işlev gibi işlevleri vardır.
Sosyolojik açıdan bu kadar önemli olan Türkülerde bazen toplumsal olarak olumsuzluk oluşturanları da vardır.
Türkülerin olumsuz işlevlerinden özellikle ele alınması gereken çocuk istismarını içeren türkülerdir. Bu türkülerin artık dinlenmemesi için yasaklanması gerektiği inancındayız. Bazen çok ünlü türkücülerin de söylediği ve hatta çok ünlü olan bu türküler hala söylenmekte ve bu türküleri dinleyenler çocuk istismarını türküden aldığı ilhamla normalmiş gibi değerlendirebilmektedir.
Bu anlamda özellikle üzerinde durulması gereken türkülerden biri Celal Güzelses’in söylediği ”Bir güzel ki 10 yaşına girince” türküsüdür. Uzun hava tarzında söylenen bu türkünün ilk iki kıtası dikkat çekicidir.
Bir güzel ki on yaşına girince
Gonca güldür henüz açılır
On birinde gonca diye koklarlar
On ikide elma deyip saklarlar
On üçünde cevrü cefa çekerler
On dördünde hamre şeker benzer
On beşinde güzelliğin çağıdır
On altıda gören aklın dağıdır
On yedide göğsü cennet bağıdır
Uzanır kameti selviye benzer
Bunun dışında;
Bağa girdim bağ budanmış
Bağa bülbül dadanmış,
On beş yaşında Nazife de Hanım
Kimlere Aldanmış
….
Henüz girmiş on üç, on dört yaşına,
Edalı, işveli köylü güzeli.
….
Kar mı yağmış şu Harput’un başına
Kurban olam toprağına taşına
Henüz girmiş onüç ondört yaşına
Küçük yaşta bir yar sevdim Ermeni
Ermeni’ye nasıl gönül vermeli.
….
Ardahan’ın yollarında
Güller açmış bağlarında
Öyle bir yar sevmişem ki
On üç on dört çağlarında
Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu Türküler Çocuk istismarı konusunda kötü örnek oluşturmakta ve özellikle RTÜK’ün harekete geçerek bu türkülerin söylenmesini yasaklaması gerekmektedir.
- Mizojinin Tarihsel ve Sosyolojik Temelleri - 19 Kasım 2024
- Teknolojinin Yetiştirdiği Kuşak: Z Kuşağının Sosyal ve Kültürel Profili - 12 Kasım 2024
- Türkiye’de Sosyoloji ve Türk Milliyetçiliği İlişkisi - 6 Kasım 2024