Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği (P24) tarafından hazırlanan Expression Interrupted platformunun “İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi” raporunun 2024 yılına ait son çeyreğine dair bulguları, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün ciddi bir gerileme içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Ekim, Kasım ve Aralık aylarını kapsayan dönemde, 102 ayrı davada 181 gazeteci yargılandı ve 58 gazeteci gözaltına alındı. Ayrıca, 11 gazeteci tutuklanarak cezaevine kondu.
2024’ün son çeyreğinde, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskılar giderek artarken, gözaltı ve tutuklamalar rekor seviyelere ulaştı. Rapora göre, son üç ayda en az 58 gazeteci, haber yapma, sosyal medya paylaşımları veya protestolara katılma gerekçesiyle gözaltına alındı. Bu, “İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi” raporlarında kaydedilen en yüksek gözaltı sayısı oldu. Ayrıca, 44 gazeteciye soruşturma açılırken, 21 gazeteciye ve beş medya kuruluşuna toplam 25 yeni dava açıldı.
Yeni Dava ve Cezalar
Bu dönemde, 181 gazeteci ve bir gazete hakkında toplamda 102 dava görüldü. Görülen davaların 11’inde, 18 gazeteci toplamda 24 yıl, 11 ay, 16 gün hapis cezası ile 19.860 TL adli para cezasına çarptırıldı. Gazetecilere yöneltilen suçlamalar arasında en sık karşılaşılanlar “terör örgütü propagandası yapmak” ve “örgüt üyeliği” oldu. Ayrıca, gazetecilere hakaret suçlamaları da sıklıkla gündeme geldi.
Baskılar sadece hukuki yollarla sınırlı kalmadı. Son çeyrekte, gazetecilere yönelik en az 20 şiddet olayı, polis müdahalesi, tehdit veya hedef gösterme vakası kayıtlara geçti. Bu tür olaylara yönelik açılan davalarda ise, faillerin çoğu cezadan kaçtı. İki davada sanıkların beraatine karar verildi, bir davada ise sanığa 4.800 TL adli para cezası verildi. Bu durum, gazetecilere yönelik saldırılarda cezasızlık algısını pekiştiriyor.
Medya Kuruluşlarına Yönelik Müdahaleler
Rapor döneminde medya kuruluşlarına yönelik de ciddi müdahaleler yaşandı. Açık Radyo’nun lisansı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından iptal edilerek yayını durduruldu. Yeni Yaşam gazetesinin bazı sayıları, içerikleri gerekçe gösterilerek toplatıldı. Ayrıca, Mezopotamya Ajansı’nın internet sitesine erişim engellendi ve sosyal medya platformlarında 119 hesaba erişim engeli getirildi. TUSAŞ tesislerine yönelik saldırı sonrası sosyal medya platformlarına getirilen erişim kısıtlamaları da raporun kaydedilen önemli müdahalelerinden biriydi.
RTÜK, özellikle muhalif yayınlara yönelik mali baskılarını sürdürdü. Ekim-Aralık döneminde, RTÜK tarafından haber ve tartışma programlarında kullanılan ifadeler gerekçesiyle toplamda 31 milyon TL para cezası kesildi. Bu cezaların büyük çoğunluğunun, muhalif çizgideki medya kuruluşlarına kesildiği belirtildi.
‘Etki Ajanlığı’ Teklifi ve İfade Özgürlüğü Endişeleri
Hükümet, basın ve ifade özgürlüğü üzerinde daha fazla baskı oluşturma amacıyla “etki ajanlığı” kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Bu teklif, özellikle “yabancı devlet veya organizasyonların stratejik çıkarları doğrultusunda suç işlemek” gibi muğlak tanımlar içermesi nedeniyle basın meslek örgütleri ve muhalefet partileri tarafından eleştirildi. Basın özgürlüğüne yönelik ağır ihlallere yol açabileceği endişeleriyle teklif, 13 Kasım’da geri çekilse de, düzenlemenin yeniden gündeme gelmesi bekleniyor.
Bu rapor dönemi, Türkiye’de basın özgürlüğü açısından karanlık bir tabloyu ortaya koyuyor. Gazetecilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar, şiddet ve yargı baskılarının artışı, halkın haber alma hakkının ihlali anlamına geliyor. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar, sadece gazetecilerin değil, toplumun genelinin demokratik haklarını tehdit eden bir soruna dönüşmüş durumda.