Türkiye’de tarımsal üretim, hızla artan maliyetler ve öngörülemez fiyat dalgalanmaları nedeniyle giderek zorlaşıyor. Gübre, tohum, ilaç ve sulama ücretlerindeki sürekli artış, çiftçiyi üretimden kopma noktasına getirirken, bu durum ülkenin gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verileri, tarım sektöründeki yapısal krizi gözler önüne sererken, yetkililerin bu konuda etkili önlemler almaması, üreticileri daha da umutsuzluğa sürüklüyor.
Bir Ayda Gübrede %10, Sulamada %100 Artış: Çiftçi Ne Yapacak?
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın açıkladığı verilere göre, çiftçilerin en çok kullandığı ÜRE ve amonyum nitrat gübreleri yalnızca son bir ayda %10 zamlandı. Taban gübrelemede en çok tercih edilen DAP gübresinin fiyatı %3,8, 20.20.0 kompoze gübrenin fiyatı ise %5,2 oranında yükseldi. Tarımsal üretimde kritik bir yere sahip olan sulama ücretleri, son bir yılda %100’e varan artış gösterirken, elektrik fiyatları %30,4, tarım ilaçları %34,3, tohum fiyatları ise %40 oranında zamlandı.
Bu artışlar, sadece çiftçiyi değil, tüm toplumu ilgilendiriyor. Zira tarımsal girdilerdeki her zam, gıda fiyatlarına doğrudan yansıyor ve sofralardaki temel ürünlerin fiyatlarını yükseltiyor. Bugün çiftçi gübre, mazot, ilaç ve sulama giderlerini karşılayamaz hale gelmişken, yarın tüketiciye sunulan sebze, meyve ve tahıl ürünlerinde ciddi bir kıtlık riski oluşabilir.
Öngörülemezlik Çiftçiyi Tarımdan Koparıyor
Son yıllarda tarım politikalarında yaşanan belirsizlikler ve öngörülemez maliyet artışları, çiftçileri üretim yapmaktan caydırıyor. Devlet destekleri yetersiz kalırken, girdi maliyetlerindeki artışa rağmen üreticiye sunulan fiyatlar, zarar etmelerine neden oluyor. Bayraktar, “Tarımsal işletmelerin en önemli girdi kalemlerinde meydana gelen değişkenlik ve öngörülemezlik, Türk çiftçisini zora sokuyor. Bu durum, üreticilerin tarımdan kopmasına ve tarım arazilerinin hızla boşalmasına yol açıyor” ifadelerini kullanarak, sektörün içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne serdi.
Son yıllarda tarımdan uzaklaşan üreticilerin sayısı artarken, ithalata bağımlı hale gelen Türkiye’nin gıda güvenliği giderek tehlikeye giriyor. Yerli üretim azalırken, tarımsal ürünlerin büyük kısmı ithalat yoluyla karşılanıyor ve bu da gıda fiyatlarının daha da yükselmesine neden oluyor. Üreticinin desteklenmemesi, kırsaldaki tarım alanlarının atıl kalmasına yol açarken, büyükşehirlerde artan gıda enflasyonu milyonlarca insanın temel besin maddelerine ulaşmasını zorlaştırıyor.
Denetim Şart: Çiftçiye Gerçek Destek Verilmeli
TZOB’un çağrısı açık: Tarımsal girdilerdeki fiyat hareketliliği sıkı bir şekilde denetlenmeli, çiftçiye verilen destekler artırılmalı ve alım fiyatları üretim maliyetleri göz önünde bulundurularak belirlenmeli. Ancak mevcut durumda devletin çiftçilere sunduğu destekler, artan maliyetler karşısında yetersiz kalıyor.
Türkiye’nin gıda güvenliğini garanti altına almak ve tarımı yeniden güçlü bir sektör haline getirmek için üreticiyi doğrudan destekleyen, maliyetleri düşürecek kalıcı politikaların uygulanması gerekiyor. Aksi halde, hem üretici hem de tüketici için zor günler kapıda. Tarımsal üretimden kopuş hızlanırsa, gelecekte Türkiye kendi sofralarına koyacağı temel gıdaları bile ithal etmek zorunda kalabilir.