Solingen faciası: 30 yıldır sönmeyen yangın

Almanya’da 29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen kentinde gerçekleÅŸen ırkçı saldırı sonucunda Türk kökenli Genç ailesinin evi kundaklanmış ve beÅŸ kiÅŸi hayatını kaybetmiÅŸti. Bu acı olay, ırkçılıkla mücadelede bir dönüm noktası olmuÅŸ ve Almanya’da yaÅŸayan Türk toplumu için önemli bir sembol haline gelmiÅŸtir.

DW Türkçe’nin haberine göre, Solingen faciasının tanıklarından Kamil Genç, o geceyi anlatırken hâlâ acıyı içinde hissetmektedir. Evde uyurken eÅŸinin kendisini uyandırmasıyla yangını fark eden Genç, kendisi ve eÅŸiyle birlikte üç çocuÄŸunu kurtardı. Ancak iki kızı Hülya ve Saime, iki kız kardeÅŸi Gürsün ve Hatice ile yeÄŸeni Gülistan yangında hayatını kaybeti.

Yangının failleri olarak tespit edilen dört aşırı saÄŸcı saldırgan, gençlik yasalarından yararlanarak 10’ar yıl hapis cezası aldı. YaÅŸlı olan saldırgan ise 15 yıl hapis cezasına çarptırılmış ancak iyi hal indirimiyle cezası daha da azalmış ve erken tahliye edilmiÅŸtir.

Solingen faciası, Almanya ve Avrupa’da yaÅŸayan Türklerin ırkçılıkla mücadelesinde önemli bir sembol haline geldi. Olayın ardından Almanya’da ve Türkiye’de büyük protestolar düzenlendi ve Almanya hükümeti ırkçılıkla mücadele için yeni yasalar çıkartı. Ayrıca, Türk-Alman SaÄŸlık Vakfı (TGD) tarafından Solingen faciasının anısına Genç Ödülü verilmekte ve ırkçılıkla mücadele eden kiÅŸi veya kurumlara takdim edilmekte.

Uzmanlar, Solingen faciasının unutulmaması gerektiÄŸini ve benzer saldırıların tekrar yaÅŸanmaması için birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiÄŸini vurgulamakta. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın da Solingen faciasında hayatını kaybedenleri rahmetle anarak, benzer olayların tekrarlanmamasını temenni etti.

Solingen faciası, ırkçılıkla mücadelede bir dönüm noktası olmuÅŸ ve hâlâ Almanya ve Avrupa’da ırkçılık sorununun devam ettiÄŸine dikkat çekmekte. Uzmanlar, toplumun hoÅŸgörü, saygı ve eÅŸitlik deÄŸerlerini benimsemesi ve bu deÄŸerleri günlük hayatta uygulaması gerektiÄŸini vurgulamakta. Ancak bu ÅŸekilde benzer trajedilerin tekrar yaÅŸanmasının önüne geçilebileceÄŸi ifade edilmektedir.