“Police partout, justice nulle part.” Polis her yerde, adalet hiçbir yerde yok.
Fransa’da, 17 Kasım 2018’de başlayan sarı yelekliler isyanı bu hafta dördüncü ayına girdi. 9 Şubat 2019 cumartesi günü sarı yelekliler isyanında 13. perdeydi. Sarı Yelekliler isyanı, tüm yasaklara rağmen, gözaltı ve tutuklamalara rağmen hem Paris’te hem de Fransa genelinde kitlesel katılımlarla devam ediyor. Sarı Yelekliler isyanının 13. haftasında başta Paris olmak üzere Fransa’nın diğer şehirlerinde de halk sokaktaydı. Lyon, Bordeaux, Metz, Montpellier, Toulouse, Lille şehirlerinde gösterilere on binlerce kişi katıldı.
Fransa’da dördüncü ayına giren sarı yelekliler isyanında, bu hafta, Paris’te bir eylemcinin eli koptu. İçinde 25 gram TNT bulunan “GLİ F4″ bombasıyla sarı yeleklilere saldıran polis, bir eylemcinin elini tamamıyla parçaladı. Polis, kitle eylemlerinde yasak olan mermi ve patlayıcılar kullanıyor. Paris’te dünkü eylemde, bir eylemcinin elinin kopmasına neden olan GLİ- F4 isimli patlayıcı.
Fransa’da polisin bu bombaları gösterilerde kullanılmasına karşı sert eleştiriler olmasına rağmen, Macron hükümeti gün geçtikçe polis şiddetini artırıyor. Polisin kullandığı bu bombaların içinde 25 gram TNT bulunduğu belirtiliyor. TNT (Trinitrotoluen), tahrip gücü çok yüksek bir patlayıcıdır. TNT, kimyasal bir maddedir, toluen, sülfürik ve nitrik asit karışımıdır, TNT tozu, canlılar üzerinde ciddi rahatsızlıklara sebep olur. TNT aynı zamanda zehirlidir, deriye değdiğinde dahi tahrip eder, zehirleyebilir. 1 gram TNT’nin patlamayla çıkardığı enerji, tam bir kilokalorilik enerjiye eşittir. Fransız polisinin kitle eylemlerinde kullandığı ise 25 gram TNT. Muhtemelen 25 gram TNT’ye ilaveten başka kimyasal maddelerle sentezlenerek yapılan patlayıcılar. Anlaşılan o ki, küresel sermayenin baronları, Fransız halkına savaş açmış durumda. Mevcut manzara gayet açık.
Polisin kullandığı bu patlayıcılar nedeniyle her cumartesi, birkaç eylemci kolundan, bacağından ağır yaralanıyor. Tahrip gücü yüksek olan bu patlayıcı vücuda değdiği yeri parçalıyor. Sosyal medyada eylem anından yayınlanan görüntülere bakınca durumun vehameti görürsünüz. Her cumartesi, eylemlerde bu ağır yaralanma vakalarını bizzat görüyoruz, tanık oluyoruz. Polis eylem alanında yaralananların görüntüsünü alanlara saldırdığı yetmezmiş gibi sosyal medyada polis şiddetinin video yayınlarını sansürleniyor.
Resmi açıklamalara göre, sarı yelekliler isyanında, 17 Kasım 2018’den beri 10 kişi hayatını kaybetti, 2 bin kişi yaralandı. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu eylemlerde ölenlerin polis tarafından öldürülmediğini iddia etti. Macron’a göre polisin hiçbir suçu yok. Zaten Macron hükümeti, bu eylemlerde görev alan polislere prim parası vererek desteğini esirgemiyor. Macron, kitleye şiddet uygulayan polisinin arkasında duruyor. Ee talimat kimden. Emri veren arkasında duruyor özetle. Macron, üst perdeden konuşmaya devam ediyor.
26 Ocak, direnişin 11. perdesinde, sarı yeleklilerin liderlerinden Jerome Rodrigues, polisin attığı flashball ile gözünü kaybetti. 17 Kasım’dan beri yirmi kişi gözünü kaybetti. Polis tarafından atılan flashball isimli plastik mermiyle her eylemde onlarca kişi yaralanıyor. Normalde flashball’un yüze sıkılması kanunen yasak ama polis bu kanuna uymadığı gibi hedef gözeterek bilinçli bir şekilde atıyor. Devletler, kendi kanunlarına dahi uymuyorlar.
Jerome Rodrigues’in gözünü kaybetmesinin ardından sendikalar ve insan hakları dernekleri, eylemcilere karşı uygulanan şiddetin artması ve bunun sorucunda çok sayıda kişinin yaralanması ve hayatını kaybetmesinin ardından Fransız Danıştayı’na başvuruda bulunarak, polislerin eylemcilere karşı kullandığı flashball isimli plastik mermilerin yasaklanmasını istedi. Sarı Yelekliler hareketinin eylemlere başlamasından bu yana 9 bin 200 plastik mermi kullanıldı. Ağır yaralanmalara neden olan plastik mermilerin yasaklanması talep ediliyor. Sarı Yelekliler, 2 şubat çumartesi günü 12. Perde’de, polis şiddetine karşı yürüdü, protesto etti.
Macron hükümetinin sarı yelekliler isyanının patlak vermesinin ardından hazırladığı ” loi anti casseurs” yasası ile “demokrasinin beşiği” Fransa, otoriter bir rejime doğru yöneliyor. Geçen hafta eleştirilere rağmen “anti- casseurs” yasası senatodan geçti. Bu yasaya göre eylemlerde yüzüne maske takan, yüzünü fularla kapatanlara da ceza verilecek. İzinsiz gösterilere katılanlara, 3 yıl hapis cezası ve 50 bin euro para cezası verilebilecek ( bu üst sınır). Eylemlere maskeli katılanlara, 1 yıl hapis cezası ve 45 bin euro para cezası. Anti-casseurs yasasının birçok maddesi var. Mesela eylemlere katılırken sırt çantanızda gaz maskesi, deniz gözlüğü, gaza karşı hazırlanan solisyonlar vb. bulunduğunda da gözaltına alınabileceksiniz. ( Sanırım profesyonel eylemci tanımına giriyor bu durum. Tabi bir de profesyonel eylemci tanımı var, bu tanıma giriyorsanız, bunun da cezası var)
Macron hükümeti, sarı yelekliler hareketini, valiliğe deklere edilmeden yapılan izinsiz gösteriler olarak tanımlıyor ve suçluyor. Sarı Yelekliler ise “Onlar gelirlerini deklere ettikleri zaman biz de eylemlerimizi deklere edeceğiz” diyorlar. Macron’un bu söylemine karşı Paris’teki duvar yazılarında ise şöyle deniyor ” Devrim, izinle olmaz.” Bu arada sarı yelekliler isyanında duvar yazıları muhteşem.
Fransa’da sarı yelekliler hareketi direnişe tüm coşkusuyla devam ediyor. Küresel sermayenin büyük patronlarına karşı Fransız halkının cesur mücadelesi tüm dünyayı aydınlatıyor.
Yazımı, boksör Christophe Dettinger’e özgürlük çağrısıyla bitirmek istiyorum. Paris’te, Sarı Yelekliler eyleminde polisleri yumruklarıyla püskürten boksör Christophe Dettinger tutuklu yargılanıyor. 13 Şubat ‘ta mahkemesi var. Christophe Dettinger, halkının yanında direnişte yer aldı. O, fransız halkının gönlünde bir halk kahramanı oldu. Christophe Dettinger değil bu eylemlerde birçok kişinin ağır yaralanmasına sebep olan polisler ve onlara bu emri verenler yargılanmalı!
Polis Şiddetine SON!
- HTŞ’nin Cicim Ayları - 15 Aralık 2024
- Şam Düşerken - 9 Aralık 2024
- Puslu Havada “Etki Ajanlığı” Yasası - 2 Kasım 2024