Ormanlara ‘yerleşim yeri’ tehdidi: 9,5 milyon hektar risk altında

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla yaklaşık 612 bin metre kare orman alanı daha orman sınırları dışına çıkarıldı. Ormanlık alanların yerleşim yerlerine kurban edilme riskinin barındığı bu kararın dayanağı ise orman kanunun ek 16’ıncı maddesi.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Doğanay Tolunay ek 16’ıncı maddenin risklerini Diken’den Ayşegül Kasap’a anlattı.

Türkiye’de 9,5 milyon hektar ormanlık alanın bu madde kapsamında ‘Yerleşime uygundur’ denilerek yapılaşmaya açılabileceğine dikkat çeken Tolunay, tahribatın sadece sınırları belirlenen alanlarla da kalmayacağını belirtti: “Siz diyelim ki taşlık alanı orman sınır dışına çıkarıp yerleşime açtınız ve yerleşim yerini yaptınız. Bu gibi yerleşim yerlerine elektrik doğalgaz hatlarının getirilmesi gibi de bir sürü başka ihtiyaçlar olacak. Bunlar için de ağaçlık alanlar da kullanılacak. Yavaş yavaş ormanların daha fazla tahrip edilmesinin de önünü açılacaktır.”

9,5 milyon hektarlık alanı daha iyi resmedebilmek için yüzölçümü üzerinden hesapladığımızda yaklaşık 2,5 Konya ili büyüklüğünde alan yok olma riskiyle karşı karşıya.

5 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararına göre 6831 sayılı orman kanunun ek 16’ıncı maddesi gereğince Kastamonu ve Manisa illerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılması kararı verilmişti.

Bu kararın dayanağı 2018 yılında Meclis’ten geçen bir torba kanununa dayanıyor. Orman kanununa eklenen ’16’ıncı madde’yle orman niteliğini kaybetmiş alanlar ile yerleşime uygun, taşlık, kayalık ve üzerinde ağaç bulunmayan alanların orman sınırları dışına çıkarılmasına olanak sağlanmıştı.

‘Anayasaya aykırı’
Tolunay, bu 16’ın ek maddenin Anayasa’nın 169’uncu maddesine aykırı olduğunu söyledi: “Çünkü kamuoyunda 2B olarak bilinen uygulamaya benziyor bu ek 16’ıncı maddesi. Kamuoyunun 2B olarak bildiği uygulama 1982’den önce orman niteliğini kaybetmiş alanların ki bu orman niteliğin kaybetmiş alanlar çoğunlukla ormanların tarla ya da yerleşim alanı açmak için kesilmesi ya da işgal edilmesi sonucu oluyor. Bu alanların orman dışına çıkarabileceğini öngörüyordu. Ek 16’ıncı maddeyse bu tarihten sonra işgal edilen alanların da orman dışına çıkarılmasını mümkün kılıyor.”

Bu 1982’den sonra 90’lı ve 2000’li yıllarda orman alana girilip işgal edilmesini, yani ormanlık alanda tarla açan ya da üzerine yerleşim yerleri yapanların işlediği suçu meşrulaştırmasına olanak sağlıyor.

‘Çok tehlikeli bir uygulama’
Tolunay bunun bir adım daha kötüsünün olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Potansiyel olarak orman sınırları içinde üzerinde ağaç olmayan taşlık kayalık alanlardan yerleşime uygun olanların orman dışına çıkarılması yönünde de hükümler içeriyor bu 16’ıncı madde. Bu çok tehlikeli bir uygulama. Çünkü Türkiye’deki ormanların çok büyük bir kısmında bu şekilde üzerinde ağaç yok. Ya da az ağaç var büyük çoğunluğu taşlık ve kayalık. Bu gibi alanlar yerleşime uygundur denilip orman sınırları dışına çıkartılması riski var.“

Kanuna göre aslında orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katı kadar da Hazine arazisinden ağaçlandırmak ya da orman kurulmak üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne (OGM) tahsis edilmesi gerekiyor.

‘Sayıştay eleştirdi’
İÜ’lü profesör bu hükmün yerine getirilip getirip getirilmediğine dair şu yanıtı verdi: “Bugüne kadar, 5 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararı öncesinde de üç defa çeşitli illerden ek 16’ıncı madde kapsamında orman dışına çıkartılan alanlar oldu ancak çıkartılan alanların yerine Hazine’den iki katı kadar bir arazi tahsisi yapılıp yapılmadığı belli değil. Bu açıklanmadı. Hatta Sayıştay raporlarında da bu eleştirildi. İki katı kadar orman kurulması gerektiği ve bunun yapılmadığı konusundan da Sayıştay raporunda ifadeler görülüyor.”

‘Türkiye ormanlarının yüzde 40’ı tehlike altında’
Kanun kapsamında sınırları çizilen bu ormanlık alanlar ranta da kurban gitme riskiyle karşı karşıya. Üstelik rant tehlikesiyle karşı karşıya olan bu alan azımsanamayacak kadar da çok: “Türkiye ormanlarının yaklaşık yüzde 40’ı, alan olarak ise 9,5 milyar hektarlık bir alan bizim bozuk orman dediğimiz ağaç sayısının az olduğu bir kısmı taşlık kayalık olan alanlar. Buralar yerleşime uygun denilerek Cumhurbaşkanlığı kararınca orman sınırları dışına çıkartılabilir.”

‘Orman ekosistemi olumsuz etkilenecek’
Kayalık ve taşlık olsa da bu alanlar orman ekosistemi için de çok önemli ve kritik: “Orman ekosistemi sadece ağaçlardan oluşan bir ekosistem değildi. Orman içinde taşlık kayalık ve üzerinde ağaç olmayan alanlara da ihtiyaç vardır çünkü doğada yaşayan, ormanlarda yaşayan çoğu canlı beslenmek ve avlanmak için bu gibi açık alanlara ihtiyaç duyarlar. Bu gibi taşlık ve kayalık alanlar aslında orman içindeki farklı habitatlardır. Örneğin dağ keçileri bu tür kayalık alanlarda yaşarlar. Çoğu sürüngenler açık alanı habitat tutarlar. Ya da orman içindeki açık alanlar otçul hayvanlar için çok önemlidir. Çünkü buralara çıkıp beslenirler.

‘Taşlık ve kayalık alanlar biyoçeşitlilik için önemli’
Hatta bu tarz taşlık alanlar biyoçeşitlilk açısından sıcak noktalar olarak adlandırılır. Çünkü örneğin bu taşlık, kayalık ve açık alanlarda ağaç yoktur ama çok sayıda ot kültürü vardır. Bunlar değişik zamanlarda çiçek açar. Böcekler kelebekler gelir. Bunlarla beslenmek için kuşlar gelir. Kuşlarla beslenmek için yırtıcılar gelir. Memeli hayvanlar otlamak için gelir. Bu nedenle taşlık alanlarda ağaç yok diye verimsizmiş gibi ya da değersizmiş gibi gösterip bunlar zaten kullanılmıyordu yerleşime açalım şeklinde anlayış yanlıştır. Aslında ormanlardaki biyolojik çeşitliliğin fazla olmasının nedeni orman içinde bu şekilde dağınık olarak bulunan üzerinde ağaç olmayan taşlık ve kayalık alanlardır. Bu alanların yerleşime açılması şeklinde kanun değişikliği yapıldı.”

‘Tahribat taşlık alanlarla sınırlı kalmayacak’
Bu bölgelere yerleşim yerlerinin yapılması bunun dışında ağaçlı olan alanları da riske atacak: “Orman içinde küçük küçük alanları buralar yerleşime uygun deyip yerleşime açtığınız zaman o ormanın parçalanmasının ve orman tahribinin hızlıca önünün açmış olacaksınız. Siz diyelim ki taşlık alanı orman sınır dışına çıkarıp yerleşime açtınız ve yerleşim yerini yaptınız. Bu gibi yerleşim yerlerine elektrik doğalgaz hatlarının getirilmesi gibi de bir sürü başka ihtiyaçlar olacak. Bunlar için de ağaçlık alanlar da kullanılacak. Yavaş yavaş ormanların daha fazla tahrip edilmesinin de önünü açılacaktır.”